• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Bayram muhasebeleri

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.11.2010, 00:00
Dini bayramların en önemli tarafı, sanırım bizi varoluş gerçeğimizle sair günlerden daha fazla yüzleştirmesidir. Hem kişisel evrenimde hem de çevremdeki insan davranışlarında net bir biçimde görüyorum ki, bayram günleri daha çok insanlaşıyoruz. İyilik duygularımız boş vermişliğimize galebe çalıyor. Boş vermişliklerimizi ve ihmallerimizi yeniden hatırlıyoruz. Kendi dışımızdaki insanı düşünür oluyoruz. Bu nedenle kurban kesme ve kurban kanı akıtma üzerinden yapılan tartışmaları hiç tartışmaya gerek duymayacak kadar gereksiz ve ilkel buluyorum. Kurban Bayramı ve onun dini ritüeli kurban kesme, bizim en insani, özünde saf iyilik duygusu bulunan en soylu geleneğimiz ve vecibemizdir. Herkesin inancı kendinedir ama bu toprakları vatan yapan anlayış bence budur.
***
Bu köşede daha önce de yazdığımı hatırlıyorum; HaberTürk TV'de tiryakisi olduğum, "Tarihin Arka Odası" programında, yaşayan en büyük tarihçimiz Prof. Halil İnalcık'ı dinliyoruz. Murat Bardakçı soruyor hocaya: "Türkler Anadolu'ya geliyorlar ve Anadolu'da o zaman başka etnik topluluklar yaşıyor. Peki nasıl oluyor da Türkler bu farklı etnik gruplarla kolayca bütünleşebiliyorlar?"
Halil Hoca'nın bu soruya verdiği cevap dindarından dinsizine kadar, herkesin üzerinde uzun uzun düşünmesini gerektirecek kadar çarpıcıydı. Hoca şunları söyledi: "Bütün bilim hayatım boyunca öğrendiklerimden ve araştırmalarımdan sonra bugün vardığım sonuç şudur: Anadolu'ya gelen Türkleri ve burada bulunan Ermeni, Rum ve diğer kavimleri birbiriyle kaynaştıran, entegre eden, barış içinde yaşatan şey Müslümanlıktır."
Halil İnalcık, laik, Atatürkçü bir bilim adamı. Ekol yaratmış dünya çapında bir büyük tarihçi. 90 yaşın bütün birikimiyle konuştuğu vakit, Anadolu'nun birlik ve beraberlik mayası olarak tek bir inancın adını veriyor: Müslümanlık. Halil Hoca'yı dinlerken düşündüm, arkamızda bizi bu topraklarda var eden koskoca bir tarih varken, biz hala dincilik, laikçilik, irtica tartışmaları yapıyoruz; ne korkunç bir cehalet bu!
***
Bu bayram kendimi gerçekten çok mutlu hissettim. Beni akşamdan bayram namazına gitmem konusunda organize eden eşimin namaz dönüşü kapıda karşılayan güler yüzü, sabahın erken saatlerinde başlayan telefon trafiği ve bu dijital trafikte bütün dünyaya yayılan iyilik duyguları insanın yönünü kendi özüne döndürüyor. Modern hayatın labirentlerinin bizi nasıl yuttuğunu ve kendi gerçeğimizden nasıl uzaklaştırdığını anlıyorsunuz.
Birilerinin yine çok eleştireceğini biliyorum ama Başbakan Erdoğan'ın "Süleymaniye'de bayram sabahı" halkla bayram namazı kılması ve onlarla bayramlaşması da beni çok duygulandırdı. Başbakan bayram sabahı din istismarı filan yapmadı; Türk milletinin yaptığı ulu bir mabedin içinde milli birlik ve beraberliğin altın formülünü sergiledi Başbakan. Batı ülkelerinde devlet başkanlarının kiliseye gidip halkla birlikte olmaları beni hep imrendirirdi. Şimdi bu müthiş tabloyu bizde görebiliyoruz. Başbakanı izlerken Halil Hoca'nın sözlerini bir kez daha hatırladım.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA