• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Türk'ü aşağılamak en kolay iş!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11.12.2010, 00:00
Cengiz Çandar bana göre önemli bir gazeteci. Analitik düşünür, analiz yapar, yazdığı konu hakkında okuyucuya bir derinlik duygusu tattırır. Onun için her zaman benim favori yazarlarımın başında gelir. Ancak sonradan mutasyona uğramış tüm komünistler gibi zihin kıvrımlarında hala bir gerilla olarak yaşayan eski zihniyet virüsü yeni liberal kimliğine ve o kimlikle gerçekleştirdiği entelektüel üretimine(belli konularda) çarpık izdüşümler olarak yansır. Cengiz Çandar'ın tarih ve coğrafya bilgisine sahip olduğunu biliyorum; ancak milli bir tarih şuuru, buna bağlı bir vatan şuuru, bir "mental coğrafya" şuurundan yoksun olduğuna dair ise zaman zaman kuşkular taşıyorum. Siyaset terminolojisini böylesine zengin ve ehil kullanan böyle bir yazarın "millilik" eksikliğinin altını çiziyorum. Benim için saygın biri olmasından dolayı da kelimelerimi dikkatli kullanmaya çalışıyorum.
***
Yukarıdaki iddialı eleştiriyi şundan bu kadar rahat yapabildim. Cengiz Çandar'ın bazı yazıları var, mesela Kürt sorununu ele aldığı yazıları. Sanırsınız ki kafasının arkasında bir şey var, yaptığı şahane analizde "o şey" i bir türlü söylemez. Ama siz anlarsınız ki Cengiz Çandar Kürtler için bir "kendi kaderlerini tayin hakkı" talep etmektedir. Çünkü bir tarihsel ve kültürel bütünlük ifadesi olarak "vatan" duygusu zayıftır ve böyle olması onun iradesiyle verdiği bir karar değildir. Hayat hikayesi, geçtiği duraklar, eski zihniyetin kalıntıları neredeyse otomatik olarak o birinci sınıf, doyumsuz analizlerinin içine bir gerilla gibi sızar. Ve işte bakın ortaya, dünkü yazısındaki gibi, vatan şuurundan yoksun bir eski komünist-liberal kırması fikir çıkar.
***
Cengiz Çandar bir sergiye gider. "İstanbul'un Ermeni Mimarları" sergisine. Bu sergiden etkilenir ve yazısını da başlık yaptığı şu "virütük" soruyu sorar: "Ermeniler olmasaydı İstanbul olur muydu?". Bu soru üzerinde önemle durulmalı. Çünkü bu soru içinde bir mücadele adamının büyük travmalarını, değer aşınmalarını, kendi milliyetine olan sarsılmış inancını ya da inançsızlığını ve daha bir yığın patolojiyi barındırıyor. Ve devam ediyor huzursuz zihin:
"Haliç çevresinden başlayalım; Cibali Tütün Fabrikası binası (bugünkü Kadir Has Üniversitesi). Mimar Hovsep Aznavur. Aynı imzayı Sirkeci'deki tarihi Sansaryan Hanı'nın ve Fener'deki ünlü çelik döküm Bulgar Kilisesi'nin de üzerinde görüyoruz. Ve bir de Galatasaray'ın benzersiz binası Mısır Apartımanı'nda.
Haliç'in karşı kıyısına hükmeden Kasımpaşa Deniz Hastanesi'nin mimarının adı Adam Tahtacıyan. Tünel'deki Hidivyal Plas'ın mimarı da o. Tünel'e adını verdiren Metro Han'ın mimarı ise Mikayel Nurican.
Kadıköy'ün en tarihi mekanlarının başında gelen Süreyya Sineması'nı Keğam Kavafyan yapmış. Kadıköy Belediye Binası'nı ise Yetvart Terziyan. Fatih Belediye Binası'nı da.
Büyükada İskelesi'nin imzası Mihran Azaryan'a ait. Bugün Büyükdere'de Sadberk Hanım Müzesi olan güzel binanın orijinal adı Azaryan Yalısı, mimarı ise Andon Kazazyan."
Balyan Ailesini ve Ermeni kökenli olduğunu bildiğimiz Mimar Sinan'ı da eklemiş yazısına Cengiz Çandar.
İki şey var bu yazıda ve çok da fazla sırıtıyor: bir, yazısına bu başlığı atan ve bu yazıyı yazan kişide bütün çeşitliliği ve renkleri ile tarihin oluşturduğu o yekpare vatan fikri yok; iki, bütün eski komünist -yeni liberaller gibi Türk'ü "hiçbir şey" sayan o "etrak-ı bi idrak"çı bakış. Bir de son günlerde Hilmi Yavuz'un bu tür aydınlara yakıştırdığı sıfatı ekleyeceğim ama Çandar gibi gradosu yüksek bir adama her şeye rağmen o kadarını da yakıştıramıyorum.
Köşem sınırlı, sadece şu kadarını söyleyeyim:bin yıllık tarih, Türk'ün mistik sosyalizasyonu ve tabi Halil İnalcık'ın dediği gibi Müslümanlık bu coğrafyadaki tüm farklılıkları bir birine entegre etmiş ve bir millet haline getirmiştir. Yaptığımız hatalar bu gerçeği değiştirmez. Öyle olduğu için Aznavurdur, Kavaf-yan'dır,Kazaz-yan'dır, terzi-yan'dır, Nurican'dır, Azar-yan'dır. Ve tabi Mimar Sinan'dır, Balyan'dır. Bu isimlere sinen "aynı millet" kokusunu görmemek için insanın ciddi zihinsel patolojileri olması gerekir.
Velhasıl, Cengiz Çandar çapında birine, onun elinde olmayan sıkıntısını bilsem dahi, "Ermeniler olmasaydı bu Türkler bir halt değildi" anlamına gelen bir yazı yazması hiç yakışmadı.
Bu arada bir şeyi çok merak ediyorum: Cengiz Çandar mesela, "Türkler olmasaydı İstanbul -Anadolu nasıl bir yer olurdu?" başlıklı bir yazı yazsa neler yazardı acaba?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA