Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı, "CHP Kurultayı'nı izlemeni ve yorumlamanı istiyorum" dediği andan itibaren, bu görevi yerine getirmek için kurultaya odaklandım. İlk kurultay izlenimimi söyleyeyim: 18 Aralık Kurultayı gerçekten görkemliydi. Hem kurultayın yapıldığı Arena salonu mükemmeldi hem de CHP'lilerin kitlesel coşkusu. Salonda Anadolu'nun dört bir yanından gelen en az 15 bin CHP'li vatandaş vardı ki, benim son yıllarda gördüğüm en güzel kurultay ortamını yarattılar. Gerçekten coşkulu, arzulu, umutlu ve kavgasız, çatışmasız bir kurultay yaşandı dün Ankara'da.
KADINLARIN KURULTAYI
Dünkü benim en fazla dikkatimi çeken hususlardan birisi, kadınların kurultaya gösterdiği ilgiydi. Gerçekten binlerce kadın vardı kurultayda ve hepsi de coşkuluydu. Kadınlar arasında tek tük olsa da türbanlıların olması ayrıca ilginç bir kurultay manzarası oluşturuyordu. Ama bu kurultay bize şimdiden bir şeyin işaretini veriyor sanki: Bundan böyle CHP'de yeni dönemde kadınların sesi daha fazla çıkacak. Ayrıca salonda bulunan gençlerin ve sanatçıların çokluğu dikkat çekiciydi.
İZMİR'E YAPILAN JEST
Bu tarihi kurultayın divan başkanı neredeyse günler öncesinden belliydi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun kurultayı yöneteceği belli olduktan sonra, tüm CHP delegasyonu bunu memnunlukla karşıladı. Nitekim Kılıçdaroğlu kurultayda alışılmışın dışında Aziz Kocaoğlu'nu kendisi takdim etti ve oylamayı kendisi yaptırdı. Kılıçdaroğlu'nun bu tutumunun şüphesiz iki anlamı var: Birincisi Baykalcı diye bilinen Kocaoğlu üzerinden "herkesi kucaklayacağım" mesajı vermek; ikincisi, İzmirlilere CHP'ye verdikleri destekten dolayı genel merkezin vefasını göstermek. Bu arada Aziz Kocaoğlu'nun kurultayı başarıyla yönettiğini de genel bir kanaat olarak belirtmeliyim.
KILIÇDAROĞLU KÜRSÜDE
Hiç şüphesiz CHP, Kılıçdaroğlu'yla tarihinin en rahat kurultaylarından birisini gerçekleştirdi dün. Salonda kalbi kırık Baykal ve Önder Sav destekçileri olsa da, zamanın ruhu Kılıçdaroğlu tarafındaydı ve tüm örgüt Kılıçdaroğlu'na destek veriyordu. Baykal ve Sav klikleri de bu genel havaya teslim oldular. Kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu'nda benim dikkatimi çeken ilk husus, yüzüne yansıyan özgüvendi. Mevlana'dan sözlerle başladı konuşmasına. Arkasından iktidara ulaşmanın yolunun halktan geçtiğini söyleyerek bir bakıma CHP'nin yeni politika yapma tarzını ortaya koydu. Yani bizim anladığımız, artık CHP bundan sonra siyasi krizlere bel bağlamayacak ve en geniş halk kesimlerine ulaşarak kendisini anlatacak, buradan iktidara yürüyecektir. Ben Kılıçdaroğlu'nun inançla dile getirdiği bu yeni siyaset tarzını çok önemsediğimi belirtmek isterim.
ÖZGÜRLÜK VURGUSU
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının her aşamasında dile getirdiği özgürlük ve demokrasi vurgusu gerçekten dikkat çekiciydi. Belli ki Kılıçdaroğlu, toplumda CHP'nin demokrasiye karşı özensiz bir tutum içerisinde olduğu yönündeki algıyı değiştirmeyi önemsiyor. O kdaar önemsiyor ki, iktidar kapısının bu algının değişmesiyle açılacağına inanıyor. Sözlerinin hemen başında, "Demokrasi ve özgürlük burada olacak, kadınlar ve gençler özgür olacak, sanatçılar özgür olacak" demesi, özgürlük ve demokrasi çeperini alabildiğine genişletmeyi amaçladığını gösteriyor.
Diğer taraftan kurultayda çok önemli bir cümle sarf etti Kılıçdaroğlu, dedi ki, "Geleceği geçmişin hataları üzerine kurgulamayacağız. Daha özgürlükçü ve demokrat olacağız."
Bu cümle dikkatli okunursa, aslında CHP'nin geçmişine dönük bir özeleştiri de içeriyordu. Ama Kılıçdaroğlu her konuda olduğu gibi bu öz eleştiri bahsini de fazla açmadı. Sadece yeni dönemin eskiden farklı olacağının daha belirgin bir biçimde altını çizmek için, "Yeni CHP" kavramını kullandı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında, "Bürokratik devlet solculuğu yapmayacağız" demesi, sanırım eski CHP ile yeni CHP'yi en kesin biçimde ayıran bir yaklaşım olarak değerlendirilecek.