CHP'nin çiçeği burnunda yöneticisi Süheyl Batum'a, şu iki husus için teşekkür ediyoruz: Birincisi, iki hafta önce (24 Ocak 2011) Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı hatırlayınız: "Türk Silahlı Kuvvetleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve anayasal değerlere bağlı bir kurum olarak, 'aksi yönde yapılan telkinlere rağmen', yargı sürecini sabır, sükunet ve itidalle izlemektedir."
TSK'nın bu açıklamasında altı çizilen, "aksi yönde yapılan telkinleri" kimin yaptığını bir türlü çözememiştik. Askerimize, "hadi ne duruyorsunuz darbe yapın" diyenler, meğerse Süheyl Batum gibi CHP'lilermiş. Bence Süheyl Batum'a asıl en son yaptığı açıklamadan dolayı teşekkür etmeliyiz: Ne demişti Batum? Şunu: "Biz orduyu bir şey zannederdik, meğerse kağıttan kaplanmış."
Yanlış anlaşılmasın, içeriği iğrenç bir iftira ve hakaret olan bu sözünden dolayı teşekkür etmiyoruz bu adama; içlerindeki özlemi ve CHP'nin gerçek yüzünü açık ettikleri için teşekkür ediyoruz. Çünkü, eski CHP'liler, yılların verdiği tecrübe ile o darbeci ve postalcı kişiliklerini ustaca gizleyebiliyorlardı.
CHP'ye oy veren milyonlarca demokrasiden yana insan, CHP'nin bu darbeci yüzünü çoğu kez göremiyordu. Ama CHP'nin yeni yöneticileri eskiler gibi iç özlemlerini gizleme gereği duymuyorlar; biraz pervasızlıklarından belki; belki biraz da eskilerden daha dürüst olmalarından dolayı.
***
Bu olayı, özellikle Ege'de yaşayan ve samimi olarak demokrasiye inanan CHP'liler iyi değerlendirmeliler. Görüldüğü gibi CHP'ye verilen her oy Türkiye'de askeri darbelere davetiyedir. Bu parti içinde yer alan herkes, tuhaf bir biçimde bir süre sonra darbe havası solumayı arzu eder hale geliyor.
Baksanıza, dünkü CHP grup toplantısında Süheyl Batum'u yalancıktan eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, daha geçen hafta, "AK Parti dönemi Menderes döneminden daha kötü" deyivermedi mi? Bu sözün Süheyl Batum'un söylediği densiz sözden ne farkı var?
***
Diğer taraftan askerlere de bir eleştirim var. Süheyl Batum'un sarf ettiği söz, Türk ordusuna bugüne kadar yapılmış hakaretlerin en büyüğüdür. Adice bir iftiradır. Ancak, bu adi iftirayı yapan CHP'li biri olduğu için Genelkurmay "tenzilatlı" bir açıklama yapmıştır. Ben askerlerin sivillere karşı bildiri yayınlamasına karşı birisiyim; fakat bu düzeyde bir hakarete madem cevap veriyorsunuz, verdiğiniz cevabın iftirayı karşılayacak bir ağırlıkta olması gerekmez mi?
Ama anlaşılıyor ki, askerler eski müttefiklerine fazla kıyamadılar. Bütün bunlar bir tarafa, benim merak ettiğim bir husus var: Türkiye'nin savcıları orduya atılan bu ağır iftira karşısında şimdi ne yapacaklar? Ben ortada işlenmiş bir suç olduğunu düşünüyorum. Ordu hatalarından dolayı eleştirilebilir, ancak hiç kimse Türk ordusuna, "kağıttan kaplan" veya, "Amerika'nın oyduğu" asker iftirası atamaz. Atıyorsa bedelini ödemelidir!