Yazının başlığında kullandığım söz Süleyman Demirel'e ait bir sözdür. Demirel bu sözü söylediği diye yıllar boyu hem sağda hem de solda acımasızca eleştirildi. Mesela, "Yürümekle yollar aşınmaz" sözü de Demirel'e ait bir sözdür ve bu sözünden dolayı da epeyce hırpalanmıştır. Oysa bu ve buna benzer sözlerinden dolayı Demirel'in eleştirilmesi açık bir haksızlıktı. Örneğin "Dün dündür, bugün bugündür" sözü siyasette gerçekçiliğin, rasyonel davranmanın gerekliliğini anlatan güzel bir söz. Çünkü her dönemin kendine özgü şartları vardır ve siyaset bu şartlara uygun davranmalıdır. Demirel'in söylediği budur. Yine aynı şekilde "Yürümekle yollar aşınmaz" sözüne bakalım. Demokrasi tarihimizde özgürlüğü, demokratik hakları kullanmayı bu kadar etkili anlatan bir söz söylenmiş midir bilmem ama, yıllar boyu bu sözünden dolayı Demirel, sanki, anarşiye geçit veriyormuş gibi yerden yere vuruldu. Zaten Demirel'in demokrasiye inandığı günlerde söylediği her söz özünde sağlam bir siyaset felsefesine sahiptir. Demirel'in darbecilerle oynaşmaya başladıktan sonraki söz ve tavırlarıdır kendi demokrat geçmişinin üstüne asit döken.
***
Demirel'in çok hoşuma giden bu iki sözü de aslında bir ilke savunusudur özünde. Gerçekçi olmak ve özgürlüklerin serbestçe kullanılabilmesi. Ancak "Dün dündür, bugün bugündür" sözü kendi bağlamından kopartılıp, ilkesizliğin, oportünizmin, eyyamcılığın ifadesi haline getirilirse bunu eleştirmek bir zorunluluktur. Bugünlerde CHP'nin yaptıkları gibi mesela. Ne yapıyor CHP? Dün ilkesel olarak benimsediği ve savunduğu her şeyi bugün reddediyor. Mesela Kürt sorunu konusunda onca krizin ve gerilimin yaratıcısı olmuşken şimdi sanki hiçbir şey olmamış gibi Kürt sorunu konusunda AK Parti'yi geçmeye çalışıyor. Benim bundan bir şikayetim yok, doğrusunu yapıyor CHP. Geç bile kaldı ama bu halka bir özür borcu yok mu geçmişteki tavrından dolayı? Bir başka şey, düne kadar askeri kendi doğal müttefiki görüyordu ve askere dokunan her meselede gözü kara bir asker savunusu yapıyordu. Şimdi askeri kaybettiğini, eski ittifak düzeninin bozulduğunu görüyor ve askerin rahatsız olacağı ne varsa yapmaya, hükümeti bedelli askerlik gibi konularda sıkıştırmaya çalışıyor. İlke bunun neresinde şimdi?
***
Daha felaket bir ilkesizlik örneği ortaya koyuyor CHP. Ergenekon sanıklarının dokunulmazlık kazanması için CHP'den milletvekili olmasının önünü açıyor şimdi. Olacak şey değil ama resmen bunu yapıyor. Mustafa Balbay'a adaylık öneriyor, Mehmet Haberal'ı aday yapmaya hazırlanıyor. CHP'nin darbecilik iddiasıyla yargılanan kişileri CHP'ye almasındaki korkunç arızayı bir yana bırakıyorum, ancak şu ahlaki ve ilkesel sapmanın üzerinde titizlikle durmak lazımdır, özellikle de CHP'li seçmenlerin durması lazımdır. Onlarca yıldır dokunulmazlıkların kaldırılmasını parti politikası olarak benimseyen ve başta AK Parti olmak üzere iktidarları bu konuda sürekli olarak suçlayan kimdi? Bugün darbe sanıklarına dokunulmazlık sağlayarak cezaevinden firar etmelerini sağlamaya çalışan CHP.
Hadi bakalım, hayırlı olsun!
Ama CHP'liler bilsin ki, Demirel "Dün dündür, bugün bugündür" lafını onların bu ilkesiz eylemi için söylememişti!