• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadın emeğinin değeri

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.03.2010, 00:00
Bu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü, "Kadın Dostu Kent İzmir" sloganıyla kutlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği festivalde kutladım ben de. Cuma günü başlayıp bugün bitecek olan festivalin ikinci gün düzenlenen etkinliklerine katıldım. Önce fuar alanına kurulan sergiyi gezdim. Tamamen kadın emeğine yönelik ürünlerin sergilediği pazar hakikaten görülmeye değerdi. İlçe belediyelerinden kadın derneklerine kadar pek çok kuruluşun standında birbirinden değişik, birbirinden güzel ürünler sergilendi.

KARANFİL KOLYELER
Mesela Karaburun Belediyesi'nin standında sergilenen 'karanfil kolyeler' görülmeye değerdi. Kesif karanfil kokusunu izleyince kendinizi karanfillerden yapılmış, boncuk, oya ve taşlarla süslenmiş kolyelerin arasında buluyordunuz. Eskiden, yani parfümlerin hayatımıza girmediği yıllarda yapılırmış karanfil kolyeler. Gelinlere takılırmış daha çok. Güzel kokması, evliliğin bereketli ve uğurlu geçmesi için.
Paneli baştan sona izleyen ve her standı gezip alışveriş yapan Türkegül Kocaoğlu bunun bir Yörük geleneği olduğunu söyledi. Eskiden sadece karanfil kullanılırmış. Günümüzün yaratıcı kadınları bunları oya boncuk ve taşlarla süsleyip yepyeni tasarımlar yaratmışlar.
Kadınlar her dönemde, her yerde yaratıcılıklarını göstermişler. Hep fark yaratmışlar. Tarımı da çanak çömlek yapımını da, dokumacılığı da bulan kadınlar. Ama bu keşifleri onların aleyhine işlediği için bu kadın emeğinin nimetlerinden yararlanamıyoruz.
Benim katıldığım panelin konusu da 'Ekonomik ve Toplumsal Açıdan Kadın Emeği' idi zaten. Tam da günlerdir üzerinde durduğumuz konu.
İlk sözü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önal Sayın aldı ve dedi ki: "Arkadaşlar kadın emeğinin değerlendirilmemesi, kadının istihdama katılamaması kadın sorunu değildir. Bu konu hepimizin sorunudur."

ET VE OT TOPLAYICILIĞI
Ve başladı tarihsel süreçten söz etmeye. İlkel toplumlarda kadın ve erkeğin iş bölümü yaptığını, çocuğu doğurmanın yanı sıra büyütmeyi de kadının üstlendiğini, insan yavrusunun uzun süreli bakıma ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle kadının evde kalmayı tercih ettiğini, erkeğin ise ava gittiğini anlattı.
Ve, "Ama ikisi de eve yemek getirmiştir, biri ot toplamıştır, biri et getirmiştir, zaten insan hem et hem de ot obur bir hayvandır. Dolayısıyla bütünleşme var. İkisinin de emeği değerli" dedi.
Ne var ki mülkiyetin ortaya çıkmasıyla kadın emeği değersizleşmeye başlıyor. Kadının evde yaptığı her iş, hatta çocuk doğurma ve büyütme işlemi, yemek ve el işi önemsenmezken, erkeğin dışarıda çalışması ve eve para getirmesi büyütülüyor.
İşi bozan ise "para". Erkek yaptığı iş karşılığında ücret alırken ve böylece para kazanırken, bu parayla mal sahibi de olurken kadın harcadığı emeğin karşılığını alamıyor. İşi hem küçümseniyor hem de değersiz bulunuyor. Böylece çalışıyor ama para kazanamadığı için de mal-mülk sahibi olamıyor.

YASAKLI KADIN
Kadın iş dünyasına dahil olamadığı gibi bilim, düşünce, sanat dünyasına da giremiyor. Çünkü kadının düşünmesi, üretmesi de yasaklanıyor. Hani sorarlar ya, "Neden kadın düşünür, felsefeci, bilim insanı, ressam, şair yok?" ve bunu sormaktaki amaçları, kadını küçümsemektir.
Önal Sayın, bir erkek bilim insanı olarak bir itirafta bulunuyor ve diyor ki: "Kadının bu alanlarda olmaması onun yeteneksizliğinden ve zekasının düşük olduğundan değildir. Yasaklandığı içindir. İzin verilmediği içindir."
Özgürlük ve eşitliği sağlayan Fransız devriminin bile kadınları göz ardı ettiğini ve sınıfları eşitlerken kadın ve erkeği eşitlemediğini söyleyen Sayın, "Kadın devriminin, sanayileşme süreci ve kadınların fabrikalarda çalışmaya, karşılığında ücret almasıyla başladığını söyledi.
Günümüzde kadın da çalışıyor erkek de. Erkek işi diye bilinen para kazanmayı kadınlar da üstlendi. Eşitliğin sağlanması, mülkiyet kavramının çıkmadığı dönemlerde yaşanan bütünleşmenin sağlanabilmesi için, kadın işi diye bilinen ev işlerinin de paylaşılması gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA