• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

En büyük bayram

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.10.2012, 00:00
Bugün en büyük bayramı kutluyoruz. Cumhuriyet. Cumhuriyet, halkın iradesi demek. Onun seçimi demek. Coğrafyamıza yaşananları gördükçe Cumhuriyet'in önemini daha iyi anlamamız gerekiyor. Hiçbir İslam ülkesinin başaramadığını biz başardık. Diğer ülkeler babadan oğla geçen rejimlerle idare edilirken, demokrasiden bihaberken biz örnek bir ülke olma yolunda ilerliyorsak bunu 89 yıl önce kabul edilen Cumhuriyet'e borçluyuz.
Bugünle ilgili ne yazayım diye düşünürken 2005 yılında bu köşede yayınladığım yazıyı hatırladım ve bir kadının anılarıyla Cumhuriyeti kutlayalım istedim. Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz yazar Nezihe Araz, "Mustafa Kemal'in Ankarası" adlı kitabında Cumhuriyet'i şöyle anlatır:
"... Bir Cumhuriyet Bayramı, babam da annem de çok heyecanlıydı. Çünkü sabah çok erken, kahvaltı masasında iki konuğumuz var. Sonradan anneme tekrar tekrar anlattırdığım bu iki konuktan biri, işçi temsilcisi olarak Meclis'e giren Muslahittin Bey, öbürü ilk köylü kadın milletvekili Satı Kadın. İkisi de Ankara Milletvekili."
Görüldüğü gibi Mustafa Kemal Meclis'te her kesimden insanın olmasına özen göstermiş ve buna özellikle dikkat etmişti. Hatta bir anlamda kota koydurmuştu. Köylüler, işçiler, kadınlar, gençler, Meclis'te olsun diye.

CUMHURİYET BALOLARI
"... Ankaralı hanımlar için Cumhuriyet bayramlarının en heyecanlı konusu, belki de Cumhuriyet balolarıydı. Annem için söz gelimi, sonbahar demek, biraz da o baloya hazırlanmak anlamına gelirdi. Tuvaleti İstanbul'da dikiliyordu. Demek ki Ankara'da Calibe gibi, Cemal gibi bir moda yaratıcısı yoktu henüz. Annem yataklı vagonlar polisi ile gönderilen o güzelim tuvaletini giyerken biz seyrederdik. O, Mustafa Kemal'i görecekti. Sonra da günlerce o geceyi arkadaşlarına anlatacaktı. Özellikle Mevhibe Hanımefendi'nin zarif elbisesini. Mevhibe Hanım, yeni Cumhuriyetin kadın takımının moda merkeziydi o günler. Modanın olduğu gibi, saygının ve zarafetin de.

ANNENİN DİLEĞİ
Benim bu baloların biriyle henüz annemin karnındayken kurulmuş tuhaf bir ilişkim vardır. Ankara Palas'ta konukları bir bir dolaşan Mustafa Kemal, o gece Ağaoğlu Ahmet Bey'in masasına da gelmiş. Annem de o masada. Paşa, hanımefendiye hatır soruyormuş, "Kızların nasıl? Tezer döndü mü? Süreyya ne yapıyor?" diye. Hanımefendi, "Süreyya (Ağaoğlu, ilk kadın avukatımız) avukatlık yapıyor, biliyorsunuz paşam" demiş. "Tezer, İsviçre'de. Bugün, yarın doktorasını verecek."
Annem, Mustafa Kemal'e verilen bu müjdeli haberleri dinlerken, elini karnına koymuş ve orada gününü bekleyen bebeğe adeta yalvarmış, "Bak gördün mü, Mustafa Kemal'e ne güzel haberler verdi. İnşallah sen de kız ol, sen de oku. Ama avukat olma sen, muharrire ol (kadın yazar) ve bir gün, ben de Mustafa Kemal'e böyle seninle ilgili müjdeler vereyim."
Görüldüğü gibi annesinin arzusunu yerine getirmiş ve yazar olmuş Nezihe Araz. Kitaplar yazmış, anılarını bizlerle paylaşmış...
Cumhuriyetimiz hepimize kutlu olsun...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA