• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Cumhuriyet nasıl kuruldu?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.10.2012, 00:00
Cumhuriyet kutlamaları sırasında devletle vatandaşın restleşmesini anlamak mümkün değil. Cumhuriyetten yana değil miyiz? Halkın iradesinden memnun değil miyiz? Neyin kavgasını yapıyoruz? Yazı yazmak için bilgisayar başına otururken gözüm televizyon kanallarında. Ankara'da yürüyüşe katılmak isteyenlere müdahale ediliyor, üzerlerine su ve biber gazı sıkılıyor vs...
Bir yandan da ekranda yorum yapan konukları dinliyorum. Orhan Çekiç'le öyle tanışıyorum. Daha önce de kendisini izlemiştim ekranlarda. Maltepe Üniversitesi Atatürk Araştırma Merkezi Müdürü olan Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç, Cumhuriyet'in hiç de kolay kurulmadığını anlatıyor. Yani Meclis'te bu konuda ortak bir görüş yoktu, evet Kurtuluş Savaşı yapılmış, büyük bir zafer kazanılmıştı ama Meclis'tekilerin çoğu, aralarında bu savaşa bizzat katılmış olanlar da vardı, cumhuriyetten, ana halkın iradesinden yana değildi. Yetkinin padişaha verilmesini ve devletin başının o olmasından yanaydılar.

CUMHURİYETE KARŞI
Orhan Çekiç, Atatürk'ün en yakın arkadaşlarının da bu görüşte olduğunu, daha Lozan görüşmeleri sürerken, 1922'nin Aralık ayında bir akşam Refet Bele Paşa'nın bağ evindeki yemekte Mustafa Kemal'e söylediklerini anlatıyor: Kendisinin web sitesinde de bu konu ayrıntılarla yer alıyor. O gecenin detayları şöyle:
Yemektekiler, en yakın silah arkadaşlarıydılar. İlk sözü Rauf Bey almış ve sözü hiç eğmeden, bükmeden, doğrudan hedefine yöneltmişti. Rauf Bey şöyle diyordu:
"Kemal, yemek için toplandık ama bizim seninle konuşacak bir başka konumuz var. Şimdi onu konuşacağız. Bak kardeşim, bu Meclis senden korkuyor. O yüzden, tartıştıkları konular sana kadar gelmiyor ama ben Başbakanım. Şikayetler de bana geliyor."
Gazi şaşırmıştı. "Benim neyimden korkuyorlarmış?" deyiverdi. Bunun üzerine Rauf Bey içini döktü: "Senin bir gün, bir fırsatını yakalarsan Cumhuriyet kuracağından korkuyorlar. Dedikodular o kadar abartılıyor ki, içlerinden kimileri bir gün senin padişahı bile bu ülkeden kovacağın kaygısını taşıyor. Bu böyle gitmez. Çık kardeşim yarın kürsüye, bunları yapmayacağına milletin önünde söz ver!..."
Donup kalmıştı. Buna rağmen soğukkanlılığını koruyarak, "Peki Rauf, senin
Sultan Vahdettin ile ilgili görüşün nedir?" diye sormuştu. Rauf Bey'in yanıtı, Cumhuriyet konusunda da, padişahlık konusunda da Rauf Bey'in ne düşündüğünü çok açık anlatıyordu.
Yani fotoğraf çok netti. Rauf Bey şöyle yanıtladı: "Benim babam, padişahın baş mabeyinliğini yaptı. Boğazında, padişahın ekmeği var. O nimet şimdi benim boğazımda. Ben yediğim ekmeğe ihanet etmem kardeşim. Ayrıca aldığım İslam terbiyesi nedeniyle de, o bir halife olduğu için, padişaha o yönden de bağlıyım. O gibi makamlar ulvi makamlardır. Senin, benim gibi kişilerin aday olabilecekleri makamlar değillerdir. Bana göre bizim görevimiz bitmiştir. Hepimize önderlik yaptın, vatanı kurtardın, biz de senin emrinde çalıştık ama, bize göre bizim görevimiz sona ermiştir, şimdi emanetin sahibine iadesi gerekir..." demişti.
Bunun üzerine Gazi aynı soruyu ev sahibi Refet Paşa'ya sormuştu. Refet Paşa: "Aynen, Rauf Bey gibi düşünüyorum, Paşam" diye yanıtlamıştı. Masadaki diğer konuk Ali Fuat Cebesoy da "Ben senin yanındayım Kemal" diyememişti.
Bunun üzerine Gazi: "Benden ne yapmamı istiyorsunuz?" diye sormuştu.
"Çık yarın Meclis kürsüsüne, bunları yapmayacağına söz ver..." demişlerdi.
Verin bana bir kağıt" dedi, gece yarısı bağ evinde kağıt bulamadılar. O zaman
sigara paketinin kapağını yırttı ve arkasına şunları yazdı:
"Günü geldiğinde padişahla ilgili kararı, en yüce icrai organ olan TBMM
verecektir." Arkadaşlarına okudu ve: "Yarın Meclis'te bu metni okursam, size göre Meclis teskin olur mu? Bu endişeleriniz giderilmiş olur mu?"diye sordu.
"Evet", dediler, "Çık bu metni oku". Ertesi gün kürsüye çıktı ve bu metni okudu.
Bu arkadaşlarıyla da yolları bu noktadan itibaren ayrıldı. Kurtuluşu sağladığı
arkadaşlarıyla ve bu Birinci Meclis'le Cumhuriyete gidemeyeceğini anlamıştı.
Yarın bu konuya devam ederiz


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA