'Fırsat bu fırsat' mantığıyla TSK'yı karalama kampanyası başlatan malum çevrelerin ortaya attığı komplo teorilerinin tamamı boş. Askerliğini yapan herkes terör örgütünün geçiş noktası olarak kullandığı bir bölgede bu tip olayların her an yaşanabileceğini çok iyi bilir. Üstelik o bölge teröristlerin en önemli geçiş güzergahlarından biri. Bölgede uzun yıllar görev yapmış askeri uzmanlar bugüne kadar 40-50 kişilik bir kaçakçı grubuna hiç rastlamadıklarını, bu işi yapan kişilerin en çok 4-6 kişilik küçük gruplar halinde hareket ettiğini söylüyor. Olayın PKK içinde çift taraflı olarak çalışan ve yine örgüt tarafından Türkiye'yi zora düşürmek için bilinçli olarak manipüle edilen ajanların istihbaratı sonucu meydana gelme ihtimali çok yüksek. Uludere'de bir ayaklanma provası yapan ancak umduğunu bulamayan PKK boşuna heveslenmesin. Türkiye büyük ve güçlü bir devlet olarak bugüne kadar örgüte hiç boyun eğmemiş o köyün yaralarını sarar. 2012'de barış için beslenen umutlar çok kuvvetli. Bunu yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek.
KONUŞAN FOTO Baş(ba)kan Erdoğan kürsüde, foto muhabirleri işbaşında... Fotoğraf: Alper Yurtsever |
Fransa ile ilişkilerimiz daha önce hiç olmadığı kadar gergin. AK Parti'nin geçtiğimiz hafta toplanan MKYK'sında da gündemde Fransa vardı. O toplantıda MKYK üyelerine Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla bir kitap dağıtıldı. Uğur Demir, Ahmet Önal ve Doç. Dr. Erhan Afyoncu tarafından kaleme alınan kitap "Fransa'ya Osmanlı Tokadı" adını taşıyor. Kitapta, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı-Fransa ilişkileri anlatılıyor. Başbakan Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye hatırlattığı Kanuni'nin Fransa Kralı Fransuva'ya gönderdiği ferman da kitapta ele alınan konular arasında. "Ermeni meselesinin temellerinde Fransız parmağı var" başlıklı bir bölümün de yer aldığı kitapta, "Fransa, Osmanlılardan ilk tokadı Niğbolu Savaşı'nda yedi", "Avrupa Birliği'nin fikri temellerinde Türk düşmanlığı yatar", "18. yüzyılda Paris sokaklarında Türk modası hakimdi", "Napolyon bir dönem Osmanlı hizmetine girmek istedi", "Hapse atılan ve dayak yiyen Fransa elçileri" gibi başlıklar da bulunuyor.
2012'den beklentim
Yeni bir yıl yeni umutlar demek. Maya takvimi aksini söylese de 2012'nin hem Türkiye hem de dünya için güzel bir yıl olacağını düşünüyorum. 2012'de insan hak ve özgürlüklerine azami saygı gösterilen, demokratik ve katılımcı bir anayasanın yürürlüğe girdiği, kimsenin işini kaybetmediği, hapiste tutuklu gazetecinin kalmadığı, ekonomik krizin hiç konuşulmadığı, Fenerbahçe'nin yeniden şampiyon olduğu, çocukların şeker, milletvekillerinin et yiyebildiği bir Türkiye hayal ediyorum. Hepinizin yeni yılı kutlu olsun...