Türkiye'nin en çok merak edilen kurumu MİT'in karargahındaydık dün. Kurumun 85 yıllık tarihinde gazetecilerin bilgilendirme amacıyla MİT binasına alındığı ikinci toplantıydı bu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 2 saate yaklaşan brifingi ve davetin gerçekleştirildiği salonda sergilenen arşivler sayesinde teşkilatın dünü, bugünü ve geleceğe ilişkin hedefleri konusunda epey bilgi sahibi olduk. MİT, 6 Ocak 1927 tarihinde Atatürk'ün talimatı ile kurulmuş. O dönemdeki adı MAH. Ancak teşkilatın temellerinin dillere destan istihbarat ağıyla da bilinen 2. Abdülhamit döneminde atıldığını söylemek mümkün. Enver Paşa'nın 1913 yılında Teşkilat-ı Mahsusa, Atatürk'ün 1927'de MAH adını verdiği kurum, 1965'te MİT olmuş ve bugüne de böyle gelmiş. MİT'in 100 yıllık bir süreçte nereden nereye geldiğini anlamak için camekanlı bölümde sergilenen istihbarat aletlerine ve tutulan kayıtlara bakmak yeterli. Özellikle soğuk savaş döneminde istihbarat servisleri yaratıcılıkta sınır tanımamış. Ayakkabı topuğuna, kalem ve saatlere, hatta bir taş parçasının içine dahi dinleme cihazları yerleştiren o dönemin ajanlarına şapka çıkarmamak mümkün değil. O zamanki adıyla MAH'in 1940'lı yıllarda Kars'ta bir İngilizce öğretmenini takip ettiğini, o öğretmenin aynı okulda görev yapan bir meslektaşı ile girdiği gönül ilişkisinin dahi rapor edildiğini söylesem, teşkilatın nasıl çalıştığını size daha iyi anlatabilirim. MİT Müsteşarı Fidan, toplantıda kurumun ciddi bir eleman ihtiyacı olduğunu açıkladı. MİT'in kapıları iyi yetişmiş, üniversite mezunu ve özellikle yabancı dil bilen gençlere sonuna kadar açık. Tabii böylesine özel ve dikkat çekici bir mesleğin kendine özgü zorlukları olduğunu da unutmamak lazım. Müsteşar Fidan halen kurumda eğitim gören gençlere, "Bu işte rahat etmeyi düşünüyorsanız, hemen bugün kurumdan ayrılın" dediğini anlattı. Gençlere duyurulur...