MİT'in arşivleri
Yakın tarihimiz üzerlerindeki sis perdesi bir türlü kaldırılmayan onlarca olayla dolu. Başbakan Erdoğan'ın kararlı tutumu sayesinde Dersim gerçekleri ile geçte olsa yüzleştik. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Dersimle ilgili 350 adet belge üzerindeki gizlilik kararını kaldırdı. Hemen hemen tamamı "çok gizli" ya da "gizli" damgası taşıyan bu belgeler artık halka ve araştırmacılara açık. Sanılanın aksine kıyamet kopmadı, demokrasilerde olması gereken oldu ve Dersim bir sır olmaktan çıktı. Bu ülkede devlet eliyle halka karşı işlenen suçların ortaya çıkarılması ve sorumlulardan hesap sorulması ancak arşivlerin açılması ile mümkün olacak. Özellikle de Genelkurmay ve MİT arşivlerinin. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, basınla buluşmasında teşkilatın arşivlerinin açılmasına sıcak baktığı mesajını verdi. Fidan'ın "Bir akademisyen gözüyle baktığımda çok şey olduğunu gördüm" dediği arşivlerde çok şey olduğundan hiç şüphem yok. O arşivler Türkiye'nin gayri resmi de olsa gerçek tarihi aslında. Ancak "Ne var ne yok açıklansın, karanlıkta kalan hiçbir şey olmasın" demek gibi bir lüksümüz de yok. Her devletin tarihinde kimine göre kirli, kimine göre lüzumlu sayılabilecek bazı garip işler vardır. Bunların ortaya çıkması başımızı fena halde ağrıtabilir. Bknz: Mesut Yılmaz'ın "90'lı yıllarda Yunanistan'a orman yangını misillemesi yaptık" açıklaması. Yunan belediyeleri bu açıklamadan sonra Türkiye'den 45 milyon euro tazminat talep etti.
Hawking CHP'den haberdar mı?
O dünyanın yaşayan en büyük dahilerinden biri, belki de birincisi. 21 yaşındayken yakalandığı ALS hastalığı nedeniyle 50 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat sürdürüyor. 70. yaşına bastığı gün öğretim üyeliği yaptığı Cambridge Üniversitesi'nde onuruna bir konferans düzenlendi. Sağlık durumu el vermediği için bizzat katılamadığı toplantıyı internet üzerinden canlı izledi. Gönderdiği ses kaydında adeta dünyaya ömür biçen ünlü astrofizikçi "İnsanlığın geleceği gezegenler arası seyahatte. Yaşadığımız bu narin gezegenin ötesine gitmeyi başaramamamız durumunda bir bin yıl daha hayatta kalacağımızı sanmıyorum" dedi. Nedendir bilinmez, Hawking'in sözlerini okuyunca benim aklıma ilk gelen CHP oldu. Malum, partide yine kurultay tam tamları çalıyor. (Ne zaman çalmadı ki?) Hawking'in dünya için öngördüğü 1000 yıllık yaşam süresinin son dakikasına kadar CHP'de kurultay tartışmalarının devam edeceğinden hiç şüphem yok. Sözde tüzük kurultayı için imza toplayan muhaliflerin asıl amacı Kılıçdaroğlu'nu devirmek. Bırakın Türkiye'yi, dünya yıkılsa umurlarında değil. Varsa yoksa parti içi iktidar mücadelesi. Birilerinin bu insanlara Türkiye'nin bir İsviçre ya da Norveç olmadığını, ana muhalefet partisine düşen önemli görevler bulunduğunu hatırlatması lazım. Hawking, CHP'den haberdar mı bilmiyorum. Ancak o toplantıda yukarıda anlattıklarımız dışında bir de şu sözleri söylemiş: "Aşağıya ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakmayı aklınızda bulundurun. Gördüğünüzün anlamını kavramaya çalışın ve evreni neyin yarattığını merak edin. İlgili olun." DUVAR
Tecrübelerimizle biliyoruz ki, kimse tecrübelerinden ders almıyor.
(Bernard Shaw)