• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

PKK'yla görüşmeyen iktidar var mı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.03.2012, 00:00
MİT krizi, Kürt meselesinin bu ülkenin en yakıcı sorunu olduğu gerçeğini bize bir kez daha hatırlattı. Arkasında yüzde 50'lik bir halk desteği olan iktidarın bile yumuşak karnı Kürt meselesi. Varın gerisini siz düşünün. Uzunca bir süredir devletin MİT üzerinden PKK ile yaptığı görüşmeleri tartışıyoruz. Oysa Türkiye'nin yakın tarihinde PKK ile doğrudan ya da dolaylı olarak görüşmeyen bir tek iktidar yok. Özal, Yılmaz, Çiller, Erbakan, Ecevit ve koalisyon hükümetleri döneminde Türkiye ile PKK arasında şu veya bu şekilde bir irtibat hep vardı. Tüm bu hükümetler 'vatana ihanet' içinde olduklarından değil, doğrusu bu olduğu için PKK ile teması hiç kesmediler. Bir düşmanla savaşıyorsanız, barış için onunla aynı masaya oturmak zorundasınız. MİT görevlilerinin PKK ile Oslo'da gerçekleştirdiği görüşmenin izahı da bu. Sıkça model almaya çalıştığımız IRA-İngiltere barışı da benzer bir şekilde sağlanabildi.
Hiçbir hükümet silahla bitirebileceği bir örgüt ile masaya oturmaz. Düşünün MİT ile Öcalan arasındaki ilk görüşme 2005'te gerçekleşiyor. O dönemde hükümetin askere "PKK'yı silahla bitirebilir miyiz" diye sorduğu ve gelen cevabın olumsuz olduğu biliniyor. İşte bu cevaptan sonra PKK ile görüşmeler başlıyor. Askerler 1999'dan 2005'e kadar terörist başını kimselere göstermedi. Hesapta onu kullanarak dağdakilere silah bıraktıracaklardı. Sonuç kocaman bir hayal kırıklığı oldu. Kürtler 1923'ten bu yana 29 kez isyan etmiş. Hep silahla bastırmışız ya da bastırdığımızı düşünmüşüz. Birileri bu meseleden dün olduğu gibi bugünde siyasi bir çıkar elde etme çabasında. MİT krizinin bir de perde arkası var. Orada da çok başka hesaplar söz konusu. Bütün bu hengamede barışı bir kez daha ıskalarsak gerçekten yazık olacak.

Günaydın Türkiye

Güzel bir banka reklamı var, Türkiye'de bir günde nelerin yaşandığını rakamlarla anlatıyorlar:
Bugün, 2100 yeni otomobil yollara çıkacak.
1500'e yakın küçük işyeri açılacak.
1800 genç çift evlenecek.
3400 çift çocuk sahibi olacak.
750 genç ilk işine başlayacak vs.
Reklam "Bugün Türkiye bir gün daha büyüyecek, önünde hayalleri, arkasında ... bankası" cümlesiyle bitiyor.
Banka o reklamı devam ettirmeyi düşünüyorsa, yeni filmin çekileceği mekan kesinlikle TBMM olmalı.
Oyuncular ve mekan dört dörtlük.
Senaryo da şimdiden hazır:
Bugün 550 milletvekili yine Meclis'in yolunu tutacak.
Bunlardan en 200'ü yine birbirine girecek.
En az ikisi yerlerde sürüklenecek, tekmelenecek.
Birinin kafasına yarım kiloluk bir madde isabet edecek.
En az biri gazetecilere saldıracak.
Bugün Türkiye bir kez daha parlamentosundan utanç duyacak.
Önünde kaybolan hayalleri ve yüreklere oturan büyük bir pişmanlık duygusuyla...

CHP'li başkanların kaçırdığı fırsat

Türkiye'de iktidarın yolu belediyeleri almaktan geçiyor. AK Parti'yi 2002'de iktidara taşıyan itici güç 1994 ve 1999 yerel seçimlerinde kazanılan belediyelerdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun partisini iktidar alternatifi haline getirebilmesi de 2014'teki yerel seçimlerde anlamlı bir başarı elde etmesi halinde mümkün olacak. Kendisinin CHP'deki geleceği de o seçimlerde alacağı oya göre şekillenecek. CHP ve lideri için tam bir var olma savaşı o seçimler. 'Sayılı gün çabuk geçer' derler, doğrudur. 2014'e şunun şurasında iki yıl kaldı. Kılıçdaroğlu'nun hangi başkanlarla yola devam edeceğini, hangilerini değiştireceğini öğrenmemize en fazla 1.5 yıl var. Özellikle İzmir'deki başkanların durumu ne olacak? Bu soruya net bir cevap vermek şu aşamada zor. Kılıçdaroğlu aslında konuşmalarında üstü kapalı olarak bazı mesajlar veriyor.
Yeni Asır'ın İzmir medyasının ısrarla görmezden geldiği 19 Şubat'taki manşeti, CHP liderinin başkanlara bakış açısını yansıtması bakımından önemliydi. Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin Alman vakıfları üzerinden PKK'ya para aktardığını iddia eden Başbakan Erdoğan'a dava açmayan başkanlara fena halde bozuk. 20 Aralık 2011 tarihinde Gökhan Günaydın ve Atilla Emek imzasıyla tüm CHP'li belediyelere gönderilen genelgede, 13 il ve 170 ilçe belediye başkanından Erdoğan hakkında 5 bin lira manevi tazminat davası açmaları istenmişti. Aradan neredeyse 4 ay geçti. Bu belediyelerden dava açan var mı yok mu bilmiyoruz. CHP yönetiminden bu konuda bir açıklama yapılmıyor. CHP'li belediyelerin Başbakanı dava açmaya sıcak bakmadıkları o genelge yayınlandığı ilk gün belli olmuştu aslında. Kemal Bey de bu tavrı mutlaka not etmiştir diye düşünüyorum. 183 başkandan dava açan biri ya da birileri varsa onların adaylığı şimdiden hayırlı olsun. Riski göze alamayıp "Ne şiş yansın, ne kebap" diyenlere ise 'uğurlar olsun' denmesi yakındır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA