• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Şemdin Sakık'tan mektup var

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.01.2013, 00:00
Fransız istihbaratının Paris'te öldürülen üç PKK'lı kadının örgüt içi bir hesaplaşmaya kurban gittiğini açıklaması kimileri için sürpriz oldu.
Oysa PKK'yı yakından tanıyan ve takip edenler suikastı daha ilk günden çözmüştü.
Onlardan biri de 90'lı yıllarda PKK'nın 2 numaralı ismi olan 'Parmaksız Zeki' kod adlı Şemdin Sakık'tı.
Elimde Sakık'ın Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nden yazdığı 13 Ocak 2013 tarihli 12 sayfalık bir mektup var.
Sakık, terör yazarı Tuncer Günay'a hitaben kaleme aldığı mektubunda adeta suikastın fotoğrafını çekmiş.
Hem de Fransız istihbaratından tam bir hafta önce...
Sakık'ın mektubu, dünyanın en kanlı örgütlerinden biri olan PKK'da işlerin nasıl yürüdüğünü anlamak açısından da çok öğretici.
Sakine Cansız bölümünü özetleyerek aktarayım, bana hak vereceksiniz...
"Sakine, 12 Eylül darbesinden sonra Diyarbakır Cezaevine giren 3-4 kadından en bilinçli olanıydı. Zulme karşı gösterdiği direnişle adını duyurdu. 1990'da özgürlüğüne kavuştuğunda, bu direnişinin örgüt tarafından takdir göreceğini umarak Şam'a geldi. Ama cezaevinden çıkan herkes gibi büyük hayal kırıklığına uğradı. Öcalan, onu ajanlıkla, hizipçilikle ve örgüte burjuva yaşam anlayışını taşımakla suçladı. Hatta her konuşmasında 'Sakine buraya birkaç bebek ve oyuncakla geldi. Belli ki buraya savaşmaya değil, yuva kurmaya gelmiş' diyerek onu küçümserdi.
Bu suikast kesinlikle örgüt işidir ve Öcalan'dan habersiz yapılmamıştır. Doğrudan ya da dolaylı olarak 'oluru' alınarak gerçekleştirilmiştir. Talimatı yakın zamanda vermiş olabilir. Daha önce 'iflah olmazsa gözünün yaşına bakmayın' diyerek inisiyatifi birilerine bırakması da ihtimal dahilindedir. Belki de kendisiyle görüşmeye gidenler farkında olmadan bu talimatı gerekli yerlere ulaştırdılar. Ya da her gün görüştüğü arkadaşlarının mektuplarına bu talimatı bir dip not olarak yerleştirdi.
Suikast büyük ihtimalle İmralı'nın işaret vermesiyle, Murat Karayılan'a bağlı ve tek işi örgüt içi infazları gerçekleştirmek olan PKK istihbarat örgütü tarafından yapıldı. Haliyle olayın İmralı süreciyle değil, örgüt içi bölünmeyle; yani Alevi- Sünni, Kürt-solcu ve aydın- köylü bölünmesiyle ilişkisi olabilir. Bu aynı zamanda örgüt içindeki iktidar kavgasını gösterir. Savaş karşıtları ve yandaşları ilişkisi bu olayda yoktur. Çünkü Avrupa'da faaliyet gösteren militanların savaştan yana veya savaşa karşı olmaları, şiddetin gelişimi üzerinde hiçbir etkisi olmadığından pek ciddiye alınmaz."
Bu mektup da gösteriyor ki; PKK 8 kollu ahtapottan farksız bir yapılanma.
Kimin eli kimin cebinde, belli değil.
Örgüt içi hesaplaşma muhakkak kaldığı yerden devam edecektir.
Yeni süreç, PKK'ya silahları bıraktırabilir...
Ya da daha kanlı ve gözü dönmüş bir örgüt haline getirebilir.
Paris suikastı, örgütte birbirine rakip grupların iktidar mücadelesindeki ilk güç gösterisiydi belki de...
Kim bilir?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA