Basketbol Süper Ligi başlamadan önce büyük (!) otoriteler klasmanı yapmışlardı. Pınar Karşıyaka'ya şans tanıyan yoktu. Hele ilk maçta Banvit yenilgisi (Ki o maçta Karşıyaka'da oyuncular birbirlerini tanımıyordu bile) onlara böbürlene böbürlene, "İşte gördünüz Karşıyaka'yı. Bu sezon sıra takımı olur..." deme cesaretini verdi. Ama bilmiyorlardı ki Karşıyaka camiasında basketbol 1950'lerden beri bir felsefedir.
Nice umutsuz zamanlarda şahlanmayı bilmiştir yeşil-kırmızılılar. Hiçbir sezon Kaf-Kaf iddiadan kopmamıştır, kopmaz da. Nitekim Gaziantep deplasman galibiyetiyle silkindi, ardından gitti FIBA Şampiyonlar Ligi'nde Romanya'nın Oradea takımını deplasmanda eze eze yendi. Dünkü Trabzonspor maçı Pınar KSK'nin güç gösterisinin önemli bir sınavıydı. Karadeniz takımını da yenerek Türkiye'ye şöyle haykırdılar: Biz figüran olmayız, assolistiz her zaman..." Yani bundan sonra İzmir'e gelen her takımın ayakları titreyecek yine. Kesin..
Cennetten cehenneme
Trabzon maçı konuk takım için ilk yarıda cennet gibiydi. Salonun yarısı boştu rahatsız olmadılar. Wright yürüye yürüye sayılar buldu. Savunma zayıftı.
Yan şutlarda da Kaf-Kaflar 12-1 üçlük gibi çok zayıf bir görüntü çizdi. Trabzonspor devreyi 36-32 önde kapadı.
Ama bilmiyorlardı ki ilk yarıda seyirci depremini hafif atlatmışlardı. Atatürk Stadı'ndaki futbol maçından gelen seyirciler ile salon doldu bordo-mavililer tuzla buz oldu. Neye uğradıklarına şaşırdılar.
Büyücü play maker Dillard, örümcek adam Owens'ı havalarda uçurdu.
Smaçlar Kaf-Kaf'ı şahlandırdı. Dillard 8 asistine 20 sayı ekleyerek maçın kahramanı olurken, Owens 10 ribaunt ve 16 sayı ile Dillard'a eşlik etti. Summers ekmeğini taştan çıkarır gibi 18 sayı üretti.
Netice: Kaf-Kaf'tan korkmayan taş olur.