• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Moody’s banka eleştirisinde haklı mıydı? CAHİT SÖNMEZ

Moody’s banka eleştirisinde haklı mıydı?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.04.2016, 00:00
Derecelendirme kuruluşlarının dikkat çekme ve sanki not değişikliği gelebilir imajı verme çabalarına yönelik artık refleks haline getirdikleri tuhaf çıkışlarına alışık olmamıza rağmen Moody's'in geçen hafta bankalara yönelik olumsuz eleştirileri piyasaları hareketlendirmeye yetti. Mali performansla beraber Türkiye ekonomisinin güçlü halkası olan bankacılık sektörü piyasa aktörleri tarafından itibar gören Moody's tarafından eleştirilmesi bizim de konuyu ele almamızı gerektirdi.

Sıfırcı hoca Moody's ne demek istemişti hatırlayalım. Sonrasında haksız olduğunu bazı verilerle kanıtlayalım...

Moody's not değerlendirmesi öncesinde yaptığı açıklamada sorunlu banka olduğunu bu bağlamda sorunlu bankanın kurtarılmasına yönelik kreditörlerin bedelini üstleneceği bir yasal düzenleme çalışması yapıldığını ima etmişti. Oldukça muğlak olan bu açıklama Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından doğal olarak doğru bulunmadı, böyle bir çalışmanın olmadığı Başkan Akben tarafından bizzat açıklandı.

BANKALAR NE DURUMDA?

Peki, bankacılık sektörünün mevcut durumu nedir?

Aktifleri yani iştirakleri dahil tüm varlıkları 2 trilyon 415 milyar TL büyüklüğüne ulaşıyor. Hemen hemen Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılasına denk geliyor. Özkaynakları ise 267 milyar lira civarında... Topladıkları mevduat hacmi 1.3 trilyon liralarda... Bunun üzerinde de kredi vermişler. 1.5 trilyon liranın biraz üzerindeler plase ettikleri kredi miktarında...

Bankaların taşıdıkları en hayati risklerin başında yükümlülüklerini karşılayamamak geliyor. Bir yerde mevduatların dönüşünü yapamaması, yurtdışından aldığı sendikasyon kredilerini çevirememesi ya da ihraç ettiği tahvillerin taahhütlerini yerine getirememesini önemli risk faktörleri olarak kabul ediyoruz bankacılık sektörü için... Bu yüzden söz konusu risklerin minimize edilmesi için düzenleyici otoritelerin katılımıyla İsviçre'de BASEL kurulları adı altında bir dizi yasal düzenlemeler kabul edildi. Bunların başında sermaye yeterlilik rasyosu geliyor. BASEL kurallarına göre rasyonun yüzde 8'in altına inmemesi gerekiyor. Türk bankacılık sektörünün ulaştığı oran yüzde 14'lerde...Makul seviyenin oldukça üzerinde...

MEVZUAT DEĞİŞTİ!

Yılbaşında BDDK bankaların iç sistemleri, sermaye yeterliliği likidite karşılama oranları, kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin mevzuatta değişiklik yaptı bankaları daha yakından monitör edebilmek için...

Diğer bir parametre de takipteki alacakların toplam kredilere oranı... Bu yıl içinde bir sıçrama var bu oranda... Geçen sene tüm kredilerin sadece yüzde 2.7'si takipteyken 2016'da yüzde 3.28'i takibe düşmüş. Yükselmeye rağmen Avrupa bankacılık sektörünün yüzde 5'lik oranı ile karşılaştırdığımızda şimdilik sorun görünmüyor diyebiliyoruz.

Kısacası Moody's haklı görünmüyor eleştirisinde... Zaten Baa3 yatırım yapılabilir not ile negatif görünümü değiştirmeyerek de büyütülecek bir konu olmadığını kabul etmiş oldu. Ancak görünümün negatif olduğunu yazınca şu gerçeğin altının çizilmesinin de faydalı olacağını düşünüyorum; kredi derecelendirme kuruluşlarının negatif görünümü 12-18 ay korumaları genellikle bir not indirimi olasılığının güçlendiğini yansıtıyor.

Sözün özü Moody's'in not ve görünümü değiştirmemesi zaten tedirgin olan piyasalarda biraz suların durulmasına neden oldu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA