Son günlerdeki performansını göz önünde bulundurduğumuzda Borsa baharı tamamladı neredeyse yaza girmek üzere... Piyasa sihirbazlarının tabiriyle coştukça coşuyor. Böyle olunca hemen açık artırma da başladı; Haftaya kalmaz 90 bini görürüz... Artırıyorum 100 bini görürüz...
Biz fazla heyecanlanmadan, açık artmaya katılmadan her zaman olduğu gibi objektif ve rasyonel analizimizi yapalım...
Şu gerçeğin altını çizerek başlayalım; Hisse senetlerinin alternatif yatırım araçları içinde ön plana çıkmasını normal bir gelişme olarak görmeliyiz. Çünkü FED'in yaptığı açıklamalar, sermaye akımlarının yönünün ve risk algısının en azından birkaç ay daha değişmemesine neden oldu. Üstelik küresel piyasaların halen risk taşıdığını, bu bağlamda faiz kararlarında kendileri için önemli bir unsur olduğuna özellikle vurgu yapmaya çalışması da piyasalarda suların bir süreliğine durulmasını sağladı.
TAŞIMA SUYU İLE!
Ancak bu noktada şu sorunun yanıtını sorgulamamız gerekiyor.
Taşıma suyu diyebileceğimiz bu geçici faktörler değirmenin daha ne kadar dönmesine yardımcı olabilir?
Borsanın artı ve eksilerine değinirsek yanıtta kendiliğinden ortaya çıkar...
Artıların başında tüm gelişmiş ülke merkez bankalarının olağanüstü gevşek para politikaları uygulamaları geliyor. Birçoğu politika faiz oranlarını sıfıra ya da negatif seviyelere kadar çektiler. Ekonomilerini canlandırana kadar da rota değiştirmeye niyetleri yok. Dolayısıyla küresel likidite hacminde bir sorun yaşanmayacak.
İkinci kritik artı ki bu faktör gelişmekte olan ülke piyasalarında risk algısını yükseltmişti, Çin ekonomisinin yeniden yüzde 7'nin üzerinde büyüme sinyalleri vermeye başlaması. Küresel ekonominin lokomotifi olduğu için Çin ekonomisinin performansının düşmesi doğal olarak tüm ekonomileri olumsuz etkiliyor. Tersi olduğunda derin nefes aldırıyor piyasalara... Aynı şekilde Türkiye ekonomisinin de potansiyel büyüme hızına yaklaşacağının belirtileri borsa şirketlerinin gerek mali yapılarının gerekse karlılık oranlarının zaman içinde düzeleceği anlamına geliyor.
BELLİ SEVİYELERE DİKKAT!
Eksiler listesinin ilk sırasında kuşkusuz jeopolitik riskler geliyor. Suriye tam bir cadı kazanı... Dolmayan ülke yok. En uzun sınır komşu ülkedeki sorunlar, Rusya olan ilişkilerin bozulmuş olması yıl içinde aktörler tarafından olumlu karşılanmayacaktır.
Turizm sektörünün kötü bir yıl geçirecek olması başta bu sektördeki borsa şirketleri olmak üzere piyasalar için risk faktörü olarak formüle eklenecek. Turizm sektörünün cari açığın kompanse edilmesine yaptığı katkıyı da unutmayalım.
Tam ortada olan bir unsur var... Merkez Bankası'nın yeni başkanının ve yönetiminin alacağı kararların ne kadar gerçekçi ve rasyonel olacağı ya artı ya da eksi olarak değerlendirilecek piyasa aktörleri nezdinde...
Son olarak FED'in güvercinleşmesini artılara yazmış olsak da yıl içinde en az iki kere şahinleşebileceği gerçeğini de yabana atmayalım. Zaten FED başkanlarının ve Yellen'ın dönem dönem yapacakları konuşmalar da piyasaları hareketlendirecek, kar realizasyonları için iyi bir zemin oluşturacak.
Sözün özü taşıma suyuyla BIST 100 86.200 direncini kırarsa 86.600 ve 87 bine çıkabiliyor. Belki FED'in bu ayki toplantısında daha da ılımlılaşması geçen yıl yaptığı 91 bin zirvesine kadar taşıyabilir endeksi... Ama bu seviyelerde tutunabilir mi? Hayır taşıma suyu yetmez ne yazık ki. Dolayısıyla bu seviyelere lütfen dikkat!