Merkez Bankası bir kez daha enflasyonun ve FED'in açtığı alandan yararlanarak faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan aşağı çekti. Doğru bir aksiyondu açıkçası...
Böylece birkaç kuşu bir arada vurmaya çalıştı. Kaçı düşecek zamanla göreceğiz.
Kuşlardan önce aldığı kararların ne anlama geldiğini ve piyasaları nasıl etkileyebileceğine değinelim...
Kısa bir hatırlatma faiz politikası, özellikle de faiz koridoru hakkında... Kısa vadeli sermaye girişleri, cari denge ve kredi genişlemesinin yol açtığı riskleri kontrol altında tutmak amacıyla Merkez Bankası'nın geliştirdiği alternatif para politikası diyebiliriz faiz koridoruna... Daha doğrusu makro finansal riskleri sınırlamak amacıyla, birbirini tamamlayıcı nitelikte farklı politika araçlarını bir arada kullanıyor ve bu bağlamda kendisine geniş manevra alanı yaratmış oluyor. Merkez Bankası politika faiz oranı, faiz koridoru ve zorunlu karşılıklar gibi araç bileşenlerini kullanarak bir ana iki de ara hedefe ulaşmak istiyor.
Ana hedef fiyat istikrarı... Ara hedeflerde kısa vadeli sermaye girişlerini azaltmak ve kredi genişlemesini yavaşlatmak...
Son kararlarına geri döne lim...
SADECE ÜST BANT
Bankaları fonlarken kullandığı haftalık repo olan politika faiz oranını değiştirmedi ve yüzde 7,5'da tuttu. Ancak olağanüstü gelişmelerin olduğu durumda bankaları fonlamak için başvurduğu gecelik borçlanma oranı ya da marjinal fonlama oranını 50 baz puan aşağı çekerek yüzde 9'a getirdi. Borç alma faiz oranı da yüzde 7,25 seviyesinde kaldı.
Üç faiz oranını yan yana getirip ne anlama geldiğini okumaya çalışalım...
Birincisi şu; faiz koridorunun üst bandını düşürmesi buna karşın alt bandı sabit tutması faiz koridorunu daraltması anlamına geliyor. Çünkü, spekülatif amaçlı gelen yabancı sermaye akımlarını engellemesine gerek yok. Aynı zamanda kur oynaklığı da azaldı. İki faktörün rahatlığı ile koridoru daraltarak faiz oynaklığını da azaltmak istedi Merkez Bankası...
İkincisi borç alma faiz oranını düşürmedi, yüzde 7,25'de sabit tuttu. Zira kredi hacmindeki artışın yüzde 15'leri pek aşmamasına gayret ediyor. Eğer düşürse bankalara bana para verme anlamına gelen mesaj vermiş olacak ki bu da bir yerde paranızı kredi olarak plase edin tavsiyesidir.
SADELEŞTİRME ADIMI
Üçüncüsü marjinal fonlama oranını düşürerek daha doğrusu politika faiz oranına yakınsayarak sadeleştirme yapıyor. İki faiz oranından bankalara likidite sağlayarak ağırlıklı ortalama fonlama oranı yakalıyor. Böylece faiz oranlarını sıkça değiştirmek yerine koşullara göre ortalamayı yukarı çıkarıyor ya da aşağı indiriyor. Biraz kafa karışıklığına neden olan bu durumu bertaraf etmek için sadeleştirme kararı almıştı Merkez Bankası...
İki faiz ile ortalama yerine tek faiz oranı ile gerekli seviyelere ulaşmak...
Sadeleştirmede adım attı, kredi kanallarını açmayarak sıkı duruşunu korudu ve faizi düşürerek finansman maliyetlerini indirmek istedi. Bunlarda tek taşla vurmaya çalıştığı kuşlar...
Piyasaya etkilerini uzatmamıza gerek yok. Zaten piyasalar geçen hafta FED toplantısı sonrası koridorun üst bandından 50 baz puan indirimi bekliyorlardı ve bunu da hızla fiyatlamışlardı.
Kısacası nötr bir etki diyebiliriz.
Bundan sonra enflasyondaki gelişmelere ve finansal istikrara bağlı olarak faiz indiriminin devamı gelebilir. Ancak marj şu anki konjonktüre göre biraz daralmış görünüyor.