• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Suriyeli çocuk, affet bizi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.07.2015, 00:00
Güzel çocuk, melek çocuk; biz aslında çok çocuğun kabini kırdık senin gibi. Korku dolu gözlerle, gözyaşlarını sildiğin fotoğrafını gördüm gazetede, kalakaldım; biz ne zaman bu hale geldik; öyle utandım! Burnun kanıyordu, belli ki canın da acımıştı; yere dökülen mendillerini gördüm. O mendillerle burnundan akan kanı temizlememiş, gidip çeşmede yıkamışsın; çok utandım sana el kaldıran esnaf adına.
Bugün sana üzülen ve acıyanlar arasında, "Ne işleri var burada, bir bunlar eksikti, kendi vatandaşımızı besleyemiyoruz, şimdi de bunlar çıktı" diyenler var, onlar adına da utandım. "Olacağı buydu" diyen ve içten içe sevinen var mıdır? Sana el kaldıran o 'insan', aslında bu çürümüş zihniyetin ve vicdansızlığın yansıması değil mi?

İNSANLIK KAYBOLDU?
Çok çocuğun kalbini kırdık dedim ya, Aralık ayında bir çocuk, bir otobüsün egzoz borusuna ellerini dayamış ısınmaya çalışıyordu mesela! Fotoğrafa baktık, acıdık; acımak dirseği bir yere çarpmak gibi. Acı hissiyatı onbeş saniyede bitiyor ya, ona benziyor. El uzatmadık, dövmekten beter ettik, dilenen, el açanlara burun kıvırdık; başka türlü bir şiddet uyguladık. Hükümet kapılarını ve kollarını açmışken, bu ülke bize dar geldi; sizi sokaklarda bile görmek istemedik. Biz çok kalp kırdık. Ankara'da, İzmir'de, Güneydoğu'da, mahallemizde, sokağımızda, hatta İstanbul'da koskoca Tem otoyolunda dilenen annelerinize ve 'açız' yazan kartonlarınıza sinir olduk; ne işiniz vardı memleketimizde? Biz komşuluk bilmeyiz, komşumuz aç yatar oralı olmayız, yardıma muhtaç olanı umursamayız, ailemize bile destek olmayız! Biz çok kalp kırdık çocuk, kırmaya da devam ediyoruz. Öyle bir hale geldik ki bak, artık burun da kırıyoruz.
Ama sen aldırma ne olur; sana vuran ve tekmeleyen o adam muhtemelen kendi çocuklarını da dövüyor olmalı, mutlaka dayak yiyerek, hatta türlü tacize uğrayarak büyümüş bir zavallıdır. Başına korkunç hadiseler gelmiştir, yoksa ülkenin en güzel ve medeni şehrinde Basmane gibi her kesimden, her sınıftan insanın bir araya geldiği güzide bir semtte böyle bir şey yapar mıydı?

DEMOKRAT İZMİR!
Geçtiğimiz aylarda, artık görüşmeyi bıraktığım bir arkadaşım, bir AVM'de alışveriş yapan Suriyelileri işaret edip, "Her yerde bunlar var, Araplar ve Suriyeliler, İstanbul'u sardılar; böyle turist olmaz olsun" demişti. Aklı başında, üniversite mezunu, muhtemelen hümanist olduğuna inanan ve demokrat bir partiye üye olmaktan gurur duyan ve Atatürk'ü ağzından düşürmeyen bir insandı, bahsettiğim. "Haklısın" demiştim, "Ne ihtiyacımız var Arap turistlere, düne kadar sokaklarımıza Büyük Britanya ve Hollanda kraliyet ailesi geziyordu değil mi?" Ne esnafı kalkındıran ve turizmi canlandıranlara tahammülümüz var ve ne de el açan din kardeşlerimize! Suyun öte tarafından veya Kuzey ülkelerden gelen olsa kimsenin sesi çıkmıyor ama! İşe ihtiyacı olan ve bize sığınan nice Rus kadına layık görülen meslekler ortada; biz ne kötü insanlar olduk!
Suriyeli kara gözlü güzel çocuk, ağlama... Biz ağlayalım halimize, kaybettiğimiz insanlığa ve medeniyet beşiği ve demokratlığıyla böbürlenen İzmirimizde yaşanan bu drama.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA