Zarafet doğuştan edinilen bir özellik, öyle sonradan ve zorlamayla kazanılmıyor.
Antalya Adrasan'da bir düğüne katıldım cumartesi akşamı.
Çok sevdiğim ve elim bir trafik kazası neticesi çok genç yaşta kaybettiğimiz kuzenim, Ankara TED Koleji'nin efsane matematik öğretmeni Yaşar Aktuğ'un (ekşi sözlükte kendisiyle alakalı yazılanlara bakmalısınız bir ara) kızı, inşaat mühendisi ve hukukçu Pelin Aktuğ evlendi... Kocası Dominik Hess, strateji yönetimi danışmanı.
Herkesin, daha doğrusu kadınların hayali son zamanlarda deniz kıyısında, kumsalda bir düğün yapmak. İşim gereği de artık sayısını hatırlamayacağım kadar çok düğüne katıldım, yurt dışında da. Ben hayatımda bu kadar güzel bir düğün yaşamamıştım. Düğünler nedense evlenenler için bile bir ıstırap, işkence olur bizde; önce masa masa gezerek hoşgeldiniz derler, sonra takı merasimi olur ve son olarak da güle güle faslı.
Kimse ne olup bittiğini anlamaz, bir curcuna halidir düğünler, istediği kadar saraylarda, dünyalar kadar paralar harcanarak yapısın, altın kadehlerde içecekler sunulsun...
KUMSALDA EVET DEMEK...
Pelin, kendi deyimiyle 5 yaşından beri düğününü planladığı ve elbette harika bir arkadaş grubuyla işe koyulduğu için; ancak "Hadi canım bu kadarı ancak filmlerde olur" denilecek bir geceye imza attı. Dört günlük (perşembepazar) bir Antalya, Adrasan tatili planladılar ilkin; bir blog açarak tüm detayları davetlilerle paylaştılar. Otellerden, ne yenilip içileceğine; ne giyileceğine, günlük gezi programlarına, hava durumuna kadar.
Ben ancak cumartesi düğüne katıldım, düğün seremonisi akşamüstü başladı. Önce Dominik için damat tıraşı yapıldı, damadımız pek yakışıklı pek uyumluydu, hatırımızı kırmadı davul zurna eşliğinde dans bile etti tıraştan sonra. Gelin ve damat hazırlandı, önce imam nikahı kıyıldı, yurt dışından gelen 80 kadar misafir için unutulmaz bir deneyimdi. İmam Dominik ve Pelin'e sorumluluklarını hatırlattı, şahitlerin huzurunda karı-koca oldular. Zaten resmi nikahları yapılmıştı...
Kumsalda gün boyu hazırlanan tören yerine geçildi daha sonra;
Dominik Katolik olduğu için kendi adetlerine ve inançlarına göre de bir tören yapıldı. Papaz hem Türkçe, hem Almanca konuşarak diğer dini nikahı da kıydı. Pelin'e "Allah'a inançlı evlatlar yetiştirmesini" öğütleyerek, ki bu kısım çok hoşuma gitti. Düğün yemeğinden hemen önce dileklerin yazıldığı ufak notlar, kırmızı balonlar eşliğinde göğe bırakıldı.
Dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerin ortak fikri şuydu; "Pelin ve Dominik işi gücü bıraksın, organizasyon işine girsin"... Dört gün devam eden düğün boyunca, nedimeler ve sağdıçlar bir dakika oturmadılar, hepsinin görevleri belliydi ve Pelin tarafından sürekli kontrol edildiler.
Gelin ve damadın bu kadar eğlendiği, mutlu olduğu, yüzlerinin güldüğü bir düğün daha görmemiştim inanın, demek ki oluyor. Kusursuz düğün diye bir şey var...
GELİN ADAYLARI ARASIN BENİ
Düğün yemeği başladı ve önce damat sonra gelin birer konuşma yaparak özel anlarını konuklarla paylaştılar. Kadehe çın çın vurarak konuşmasına başlayan Dominik, özellikle kadınları ağlattı ve Pelin'e olan sevgisini gözlerinin içine bakarak anlattı. Vals yaparak açtılar dans faslını, o kadar etkilendim ki, ben de bir düğün organizasyon firması kurabilirim; "eğlence ve zarafet garantili" diye. İstanbul'da en görkemli saraylarda göremediğim zevki, gustoyu, inceliği birbirini büyük bir aşkla seven Pelin ve Dominik'in düğününde gördüm.
"Kusursuz düğün yapmak istiyorum, bir el atar mısınız, yardım gerekli" diyen gelin adayları arasın beni; gerçekten birkaç küçük detayla gecenin de, hayatın da yıldızı olabilirsiniz... Evet derken neye evet dediğiniz çok önemli, kime ve hangi hayata evet diyorsunuz; hayatta seçimleriniz çok önemli, yeni bir yaşama başlayan bir güzel çift herkese umut olabiliyor pekala...