• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Öldürmek psikolojisi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.10.2016, 00:00

Geçtiğimiz gün gazetemizde okudum, donakaldım. 62 yaşındaki kadın, kocasının başına taşla vurarak öldürmüştü...
Başlık şöyleydi; "Yıllardır dayak yediği kocasını taşla öldürdü." Nasıl hayatlar var.
Nasıl boşa geçen, yaşanmayan hayatlar...
Mesleğe başladığım ilk aylarda adliye muhabirliği yapmış ve bu tarz olaylara çok şahit olmuştum. Şahit oldum derken, olay anına değil elbet, mahkeme kısmında yaşananlara ve maphusa düşenlere şahit oldum.
Cinayet işleyen birkaç kişiyi ve gözlerindeki ifadeyi hiç unutmadım mesela, aradan neredeyse çeyrek asır geçti. Birini öldürmek, can almak; cinayeti işleyenin de canını alan bir şey sanki. 62 yaşındaki kadın, 44 yıldır evli olduğu adamı başına taşla vura vura nasıl öldürür?

ŞİDDET HEPİMİZDE VAR

Ne kadar acı çekmiş olduğunu düşünemiyorum.
Ne kadar çok üzüldüğünü.
Şiddet insanoğlunun genetiğinde var, kanımızda var, inkar edilemez bir gerçek. Çok öfkeli, üzgün, sinirli, asabi anlarınızı düşünün.
O hale gelmenize sebep olan kişi için bir kez bile aklınızdan geçmedi mi, "Şuna bir tane patlatsam" düşüncesi. Bırakın öldürmeyi, can almayı, basit bir düşünceden bahsediyorum. "Şunu bir güzel benzetsem, suratına bir tane çaksam elimin tersiyle"; hiç aklınızdan geçmedi mi dürüstçe cevap verin...
Size açıkça söyleyebilirim, özellikle İstanbul'da yaşamaya başladıktan sonra, yok olmasını istediğim o kadar çok kişi oldu ki. Bir seri katile dönüşmem an meselesiydi ve kendimden korktuğum anlar yaşıyorum halen de.
TEM'de hiç çekinmeden kaza yaptırmak veya ciddi ciddi taammüden adam öldürmeye teşebbüs ederek arabasını üzerime kıran adamları kesmek istediğim doğrudur.
Türk erkekleri buna cilveleşmek falan diyor sanırım kendi aralalarında, öz Türkçesi öküzlük. İş ortamında tanıdığım, iş dünyasından veya cemiyet, sanat hayatından tanıdığım ve bir karış suda boğmak istediğim çok kişi var. Bizim meslekte, hani çizgi filmlerde olur ya bir topun içine yerleştirip ateşlersin, o insanı gökyüzüne yollarsın. İşte o hesap, en az kırk kişi var listemde birer birer uzay boşluğuna yollamak istediğim.
Fantastik düşünceler elbette.

EVLADINI DÖVÜYOR ANNE-BABA

Düşünsenize insanlar, kendi çocuklarını evire çevire dövüyorlar, bırakın tanımadıkları kişilerle kavga etmelerini, ellerini kana bulamalarını falan. Evladını öldüresiye döven anneler gördüm.
Şiddet var, doğada olduğu gibi, insanda da...
Kadıncağızın canı ne denli yanmış olmalı ki, 44 yıl çektiği eziyet canına tak etmiş ve adamı, muhtemelen kendinden güçlü kuvvetli adamı yere serip, öldürmüş.
Psikolojik şiddet uygulayan erkekler de var karılarına, pata küte girişen de.
Hayat çok acı tecrübeler yaşatıyor kimilerine, bugüne dek yaşadığı hayat, hayat mıydı kadıncağızın, şimdi hapiste kalan hayatını tamamlayacak? Nefsi müdafa, belki ağır tahrik indirimi falan alır; belli bir süreyi dört duvar arasında geçireceği kesin.
Hayat çok acımasız. İçindeki şiddeti, fantastik ve manyakça düşünceyi, eline taşı alıp adamın kafasına patlatmaya dek götürebiliyor. Yaşadığı hayat mıydı kadının, bundan sonra ne yaşayacak.
Acaba artık dayak yemiyecek olması, hakaret işitmeyecek olması, ona ne hissettiriyor.
Çok isterdim konuşabilmeyi. Cinayet işleyen bir kadınla göz göze gelmiştim çok yıllar önce, kızına tecavüz eden adamı öldürmüştü. Hiç pişman değildi o bakışlar, ömür boyu dört duvar ödüldü sanki... Hayat, dedim ya; çok acımasız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA