• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadının eve geç gelmesi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.04.2015, 00:00
Metroda giderken iki genç kadının konuşmalarına kulak misafiri oluyorum. Biri yeni nişanlanmış, öteki evli. Nişan elbisesinin modelinden, kime diktirildiğine, gelinliğin nasıl olacağından, alınacak koltuklara kadar pek çok şeyi konuştular.
Günümüzde evlenmek demek, yeni bir ev kurmak demek. Boş bir evi yeni baştan döşüyorsunuz. Perdesi, mobilyaları, mutfak eşyaları her şey alınıyor. Hem de hemen. Eksiksiz olarak.
Eskiyle yeniyi kıyaslamayı sevmem ve eskinin de doğru olduğunu savunmaktan yana değilim ama eskiden bu kadar çok detayla ilgilenilmezmiş. Çoğumuzun anne-babaları evlenirken sadece yatakları ve örtüleri olurmuş. Bir de mutfak eşyaları. Koltuktu, masaydı, sandalyeydi sonradan alınırmış. Beyaz eşya desen, o tarihlerde hiçbiri yok.
Şimdi elbette hepsine erişim çok kolay. Ve bir evin olmazsa olmazları buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi eşyalar. Koltuk da olacak, sandalye masa da. Dolayısıyla epey bir masraf gerekiyor. Bir de buna gelinlik-damatlık ve düğün masrafları ekleniyor.

GELİNLİK MERAKI
Her kızın rüyasıdır derler gelinlik için ama oldum olası gelinliğe karşı alerjim vardır benim. Giymedim mi, giydim elbette, gelenek yerini bulsun diye, ama bana kalsa daha farklı bir elbise giymek isterdim. İlle beyaz olması veya dantel, incilerle süslü olması da gerekmezdi. Mor olabilirdi mesela veya kırmızı veya mini bir elbise. Zaten ev eşyalarında ve perdelerde yeterince asilik çıkardığım için anneleri daha fazla germemek adına ilk girdiğim gelinlikçide ilk giydiğim modeli alıp çıkmıştım. Mobilyalarım o dönemler hiç moda olmayan çamdan, perdelerim basmadandı zira.
Genç kızların gelinlik tutkusunun da bize dayatılan bir aldatmaca olduğunu düşünüyorum. Masallardaki prenseslere benzemek arzusundan kaynaklanan bir istek. Nasıl ki erkek çocuklar sünnet olurken prens, padişah olmaya özendiriliyorlarsa, kızlar da evlenirken prenses gibi olmaya koşullandırılıyorlar. İlla kabarık olacak etekler. Upuzun kuyruk olacak. Pamuk Prenses gibi.

EV İŞLERİNİN PAYLAŞILMASI
Televizyonda "Anneler ve Kızları" adlı programda annelerin kızları için gelinlik seçtiği ve kızların da bunları giyip podyuma geldikleri bir bölüm var. Ve ne zaman seyretsem anneler kızlarını gelinlikle görünce gözyaşlarını tutamayıp, ağlamaya başlıyorlar. Kızlarının evlenecek yaşa gelmiş olmasının verdiği hüzün mü onları duygulandıran, kızlarını prensese benzetmeleri mi bilemiyorum ama böyle bir algı var kızlar ve anneleri üzerinde.
Metrodaki iki genç kadın da gelinlik özlemlerinden bahsettikten sonra esas konuya geldiler. Nişanlı olan, evlendikten sonra işten ayrılacağını ve bir süre çalışmayacağını söyledi. Nedenini de "evi ile işyerinin uzaklığı"na bağladı. Tutacakları evin nişanlısının işyerine yakın olacağını, onun işten çıktıktan yarım sata sonra evde olacağını, kendisinin işyerine ise 2 saatte ancak gittiğini, dolayısıyla eve de geç döneceğini söyledi. Yani bir başka bize dayatılan koşul: Erkeğin eve geç gelmesi, kadının ise erken gelmesi. Kadın eve erken gelmeli ki yemek yapsın, sofrayı hazırlasın. Bu işler çünkü kadının görevi. Erkek eve erken gelse de bunları yapmıyor. Yapmak istemiyor. Kadının işi olarak görüyor. Kadınlar da bunu onaylıyor. O zaman da eşitlik bir başka bahara kalıyor. Ev işleri karı-koca arasında paylaşılmadıkça işimiz çok zor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA