• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bir kadının portresi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.08.2015, 00:00
Kadın 90 yaşının üstünde. Yaşına göre sağlıklı ve dinç. Gözleri benden daha iyi görüyor mesela. İpliği iğneye gözlüksüz geçiriveriyor. Kulakları da gayet iyi duyuyor. Ama işine geldiği zaman!
Hayatı boyunca hiç çalışmamış. Ev kadını. Bir sürü doğum yapmış. Hayatta kalanlar 5 tane. Evlendiği günden itibaren çocuklarının yanı sıra aile büyüklerine de bakmış. Kayınvalidesi, kayınpederi, annesi, erkek kardeşi vs...
Bundan dolayı hep yakınır. Tanıdığım günden beri, hiç gün görmediğini, hep birilerine bakmak zorunda kaldığını anlatır. Bir gün mutluluktan söz ettiğini duymadım. Güzel anılarını anlattığına şahit olmadım.
Bildiğim kadarıyla kocasından herhangi bir şiddet görmedi. Ne sözlü ne de fiziksel. Çok varlık içinde yaşamadı ama maddi sıkıntı da çekmedi. Çocuklarının hepsini evlendirdi, torunlarını, torunlarının çocuklarını gördü. Bir sürü mutlu anısı var yani. Ama o hep şikayet ediyor. Bütün gün aynı konulardan bahsediyor. Hep aynı yakınmaları yapıyor. Güne başlar başlamaz, bir gün öncesini yeniden yaşıyor aynı cümlelerle.

SIRADAN BİR HAYAT
Bütün bir evin, ailenin yükünü çeken kadının dünyası, bakış açısı, ilgi alanları o kadar dar ve sığ ki. Gazete kocası hayattayken eve girmiş, bazen yüzüne bile bakmamış. Hayatında hiç kitap okumamış. Sinemaya da gittiğini sanmıyorum. Tiyatro, konser hak getire. Tek hobisi var: örgü örmek. Tığ veya şiş elinden düşmez. Perde, dantel, kazak, yelek vs. örmüş. Örmeye de devam ediyor. Ancak yaptığı işler vasatın altında. Bir değeri yok. Torunları bile öylesine alıyor ördüklerini ve koydukları yeden bir daha çıkarmıyorlar. Bu da bir yakınma konusu onun için. O bu yaşına rağmen örüyor ama onlar beğenmiyor! 'Siz de örmeyin' dediğinizde kendisini ancak söyle oyaladığını, sıkıntılarını böyle unuttuğunu söylüyor. Sıkıntısı ne? Görünürde bir şey yok. Evi var, kocasından kalan maaşı var. Ama yalnızlıktan sıkılıyor. Kimsenin onu aramamasından. İlgisizlikten. Aranmıyor mu? Aranıyor. İlgileniliyor. Evde yalnız kalamayacağı için çocukları dönüşümlü olarak aralarında paylaşıyorlar. Ama o hep yakınıyor. Bütün gün susmuyor. Hep aynı şeyleri tekrarlıyor. Sanki konuşmasa yanındaki sıkılacak gibi düşünüyor belki. Ama konuştukça yanındakini sıktığının farkında değil.

FEDAKARLIK
Beş çocuk büyüten, ailenin bütün yaşlılarına bakan, eldeki malzemelerle yemekler, yelekler üreten, mucizeler yaratan kadının en basit doğa olayına veya fizik veya matematik kuralına dair bilgisi ise sıfır. Anlayamayınca hemen 'Allahın işi' işte diyerek konuyu değiştiriyor.
Ben kadınların bu öğrenilmiş ezikliği ve çaresizliğine karşıyım. Çok sıradan bir yaşam. Yaşamı sorgulamadan kabullenme. Önüne sunulan kurallara boyun eğme. Hep fedakarlık yapma. Sonra da sürekli şikayet. Ne şikayet et ne de fedakarlık yap. Kendini geliştir. Hobi edin, meslek edin. Yaptığın işi değerli kıl. Paraya dönüştür. Hakkını ara. Kendini sev. Mutlu olmayı bil. Kendine bir hedef koy. O hedefi gerçekleştirmeye bak. Ve mutlu ol.
Eski kadınlar kendilerini yukarıda anlattığım gibi yetiştirmiş. Ya bugünün kadınları. Genç kızları. Onlar farklı mı sanki. Onların ilgi alanı da yeni giysiler almak, süslenip püslenmek ve başkalarının hayat hikayelerini izleyerek (televizyonda veya gerçek hayatta) oyalanmak.
Bu mudur hayat? Böylesi bir yaşam insanı mutlu kılar mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA