• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Hayat devam ediyor

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.07.2016, 00:00
İşimiz gereği sürekli uçuyor olabiliriz, işyerimiz havaalanı olduğu için her gün gidiyor olabiliriz, bir yakınımızı karşılamaya gitmiş olabiliriz veya tatile gidiyor olabiliriz. Velhasıl haberi duyunca önce orada olmadığımız için şükrediyoruz. Daha sonra yakınlarımız, sevdiklerimiz, tanıdıklarımız orada olmadığı için seviniyoruz. Ölü ve yaralılar olduğu haberi gelince sevindiğimiz için utanıyor ve ölenler, yaralananlar ve geride kalanları için üzülmeye başlıyoruz.
Böyle bir ruh hali içindeyiz.
Hayat devam ediyor. Etmeli. Edecek ama rahatsız edici bir duyarsızlık da var. Otobüste, vapurda giderken, markette alışveriş yaparken, sokaklarda dolaşırken insanların hiçbir şey olmamış gibi davranmaları ne kadar doğru?
"Havaalanında patlama olmuş!" "Yaa! Çok yazık!" Olan ölenlere oluyor. Hayalleri, umutları bir anda bitiyor. Kimi aylarca girmek için uğraştığı işyerinde bir ayını yeni doldurmuşken, kimi seyahate gidecek müşterilerini havaalanına bırakıp ailesine giderken, kimi sevgilisine, kimi çocuğuna koşarken sonsuzluğa karışıyorlar.

BİZİM SORUMLULUĞUMUZ

Neden insanlar birbirlerini öldürüyor?
Neden din adına kötülük kol geziyor?
Tamam, iktidarların, politikacıların, güç odaklarının payı çok büyük dünyanın bu hale gelmesinde ama ya bizim payımız?
Bizlerin sorumluluğu yok mu? Anne olarak, baba olarak, eş olarak, evlat olarak, komşu olarak, arkadaş olarak, öğretmen olarak, insan olarak...
Etrafımıza sevgi tohumları mı ekiyoruz, nefret mi? Çocuklarımıza paylaşmayı mı, bencil olmayı mı öğretiyoruz?
Hayvanlara tekme attıklarında, ağaçların dallarını kopardıklarında kızıyor muyuz, alkışlıyor muyuz?
İkili ilişkilerimizde nasılız? Kavgacı mıyız, uzlaşmacı mı? Görüşlerini beğenmediğimiz kişilere hakaret mi ediyoruz, onları anlamayı mı çalışıyoruz?
Hiç tanımadığımız birilerine sosyal medyada küfür mü ediyoruz, beğeni mi gönderiyoruz?

YERYÜZÜNDEKİ KÖTÜLÜKLER

"Tarihin yükünden azade, öfkelerden kurtulmuş hür düşünce, yorgun ama umutlu bir heykel gibi kalplerimizde yaşamalıdır. İnsanlar göç edebilir, insanlık göç etmemelidir, akıl ve duygu uzaklara gitmemelidir" diyerek bitirmiş "Yorgun Heykel" adı kitabını Üstün Dökmen. Çok haklı. Akıl ve duyguyu asla kaybetmememiz gerekiyor.
Ve vicdanı.
En masum ve en anlamlı sorular, "çocuk" diyerek kale almadığımız çocuklardan gelir. Katliamdan sonra babasına "Birbirini öldüren insanlar dünyayı nasıl kurtaracak?" diye soran çocuğun sorusunu dikkate alarak cevabını vermemiz gerekiyor.
Yeryüzündeki kötülüğün sebebinin bizzat kendi elimizle hazırladığımız kötülükler olduğunu hatırlatıyor bize ilahiyatçılar.
Karşısında dik durmayarak sessiz kaldığımız, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediğimiz, bizden kimseye bir şey olmamış diyerek rahatladığımız ve televizyonda dizi veya film veya yarışma programı izlediğimiz kanal değiştirdiğimiz ve aman üzerimize sıçramasın diyerek sindiğimiz kötülüklerimiz, olduğunu da ekliyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA