• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Yemek mi yememek mi?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.10.2016, 00:00

Geçen hafta içinde iki farklı arkadaş grubuyla beraberdim. Memleket meseleleri, dünyanın gündemi, buluşmamıza neden olan gelişmeler dahil pek çok konuda sohbet ettik.
Ama temel konumuz neydi biliyor musunuz: Yemek yemek.
İster diyet diyelim, ister sağlıklı beslenme, ana konumuz yemek.
On kişilik bir grupla Çerkezköy'e bağbozumuna giderken örneğin, yol boyunca, Doluca Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Kutman Oral'la sohbet ederken, fabrikayı gezerken, üzümleri yerken hep "yemekten" söz edip durduk.
Hem yemek yiyoruz, hem de yemek yememek üzerine konuşuyoruz. Elimiz ekmeğe giderken buğdayın genlerinin bozulduğunu ve ekmeğin zararlı olduğunu söylüyoruz.
Psikiyatr Nusret Kaya'ya göre bu durum temel inşaat bozukluğumuzdan kaynaklanıyor. Temel inşaat bozukluğu anne rahminde geçen 9 ay 10 gün ve 0-2 yaş arasındaki bebeklik döneminde ortaya çıkıyor. O sırada aldığımız virüsler bizi hasta ya da sağlıklı bir birey yapıyor. Ve eğer hayat ağacımızı doğru köklerden beslersek, yani cinsel organlardan kendimizi tedavi edebiliyoruz. Ama anüsten beslenirsek sürekli yemekten, hastalıktan, ölümden söz ediyoruz. Depresyon eğilimleri gösteriyoruz.

POTANSİYEL KALP HASTASIYIZ

Uzmanlar da bizi kalp ve diyabet türü hastalıkların arttığına dair verilerle uyarıyorlar.
Örneğin "Dünya Kalp Günü" nedeniyle pek çok açıklama yapıldı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Yağdı da yaptığı açıklamada "Herkes birer potansiyel kalp hastasıdır" dedi.
Hocanın yaptığı açıklamaya göre, dünyada yaşayan her insan hayatının bir döneminde kalp rahatsızlığı geçiriyor. Kalp hastalıkları ölüm nedenleri arasında birinci sırada geliyor. Nedeni de "Sağlıksız beslenme, tütün kullanımı, egzersiz yapmama, stres. Bunun yanı sıra yüksek tansiyon, kilo, şeker, obezite ve genetik faktörler de kalp damar sağlığını tetikliyor.
Yapmamız gereken beslenmeye dikkat etmek. Gel de konuşma yemek yemekten!
Prof. Dr. Yağdı, "Bulunduğumuz bölge dünyanın en güzel bölgesi.
Bol miktarda sebzemiz meyvemiz bulunuyor. Dünyanın en güzel ve en sağlıklı besinlerinden zeytin ülkemizde bol miktarda yetişiyor. Mevsiminde yetişen her şey daha sağlıklı oluyor. Ayrıca dengeli beslenilmeli, hareket edilmeli ve stresten uzak durulmalı" diyor.

URLA'DA EGE YEMEKLERİ

Biz de onu yapıyoruz işte. Elimizden geldiğince. Aslında hepimiz diyet yapıyoruz.
Kimilerimiz abartıyor. Bir başka grupla çıktığımız iki günlük İzmir gezisinde ise, diyetine harfiyen uyan arkadaşımız da vardı, seyahatte olduğu için ara veren de.
Ünlüleri zayıflatmasıyla tanınan bir beslenme koçunun diyetini uygulayan arkadaşımız, hiç taviz vermedi diyetinden.
Listesinde ne varsa hepsini yerine getirdi; sabah erkenden kalkıp koşusunu sürdürdü, öğlene kadar ananasla yetindi, Urla'daki balıkçıdaki nefis mezelerin tadına bile bakmadı.
Aralarında benim de olduğum "şeker ve ekmeği" diyetinden çıkaranlar da "Canan Karatay"cılar yani veya onun ekolünden gelen doktorların söylediklerini uygulayanlar ise, kim bilir bir daha ne zaman tadacağımız nimetleri mideye indirmeyi yeğledik. Yoğurtlu pancar kavurmasını yemeden olur mu Allah aşkına! Veya bademli şevket-i bostanı!
Bir-iki dilim ekmek de yedik tabii yanında. Akşam öğününde hiçbir şey yememeye veya sadece çorba içmeye söz verdik.
Hangisi doğru derseniz, ikisi de derim.
En doğrusunu kendimiz biliriz. Daha doğrusu vücudumuz. O bize neyin gerekli olduğunu söylüyor. Aslında sinyali de veriyor. "Bana iyi bak, şuram ağrıyor, buramda sorun var" diye. Keşke kendi kendimizin doktoru olabilsek...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA