Bol bol okuduğum gazetelere artık farklı gözle bakıyorum. Aktüelite ve magazin özellikle tercih ettiğim bölümler. Geçen gün çok sevdiğim Cengiz Abazoğlu'nun bir tenkit yazısına rastladım. Yıllardır mütevazı bir giyim atölyesi sahibi olarak tanıdığım genç arkadaşımız herhalde birilerinin etkisi altında kaldı dedim. Böyle bir yazıya ihtiyacı yoktu. Hele hele Ajda'ya dil uzatmasına... Ajda bugün, dün ve geçen gün herzaman tarzı olan tek starımızdır. Şıklık derseniz Gönül Yazar'ı tek geçerim. Gönül'cüğüm moda olan her şeyi kendine en güzel şekilde adapte etmekte ustadır.
Ajda ise her konser ve davette çok şık giyinir. Benim bildiğim zıt olup dikkati çekmek isteyenler dışında herkes sanatçı ne giyecek, saçı nasıl olacak diye merak eder. 7'den 70'e lafı en güzel Ajda'ya yakışır. Bazı tabulara da laf edilemez. Böyle bir yanlışa düşeceğin aklıma gelmezdi Cengiz. Hangi dünya starı Madonna, Shakira gibi kendi tarzını yaratmaz. Klasikler hariç, Barbara Straisend gibi... Hele hele "Senede 4 kez sahne alması yeter" demen.
Ajda bırakırsa insanlar ondan vazgeçmez. Bir de Celine Dion'u misal vermişsin. Cengiz'ciğim bu laf senin değil herhalde. Celine Dion, Las Vegas, Ceaser's Palace'da "A New Day..." adı altında 4 yıl süre ile haftada 5 konser verdi bir yıl öncesine kadar. Bunu nasıl atladın.
Müzeyyen Senar'ın saçları neden hep kısa?
Sanattan bu kadar çok bahsetmişken sanata çok değer veren Ulu Önder'imizi anmak tabii ki boynumuzun borcu... Onun Müzeyyen Senar ile olan anısından bahsetmek istiyorum. Yıllar önce çok sevip saydığım Müzeyyen Ablam konser vermek üzere eşiyle yanına gitmiş. Kostümünü çok beğenmiş Ulu Önder... "Her şey mükemmel yalnız şu saçını bir kısaltsan" demiş. O gün bu gündür Müzeyyen Ablam lepiska gibi saçlarını kestirmiş ve bir daha da asla uzatmamış. Son ziyaretimde bile kendini aynı saç modeliyle gördüm.
Yazımı, O'nun "Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir" sözüyle bitirmek istiyorum. Bol sanatlı günler...