Miami'nin onlarca uçsuz bucaksız kumsalı ve çevrelerindeki eğlence merkezleri var. Bunun haricinde de en ama en kalabalık ve günün, gecenin her saatinde dopdolu bir Lincoln Road var ki, burayı ziyaret etmek şarttır. Burada çok ama çok dükkan, dizi dizi sıralanmasına rağmen o meşhur markalar çok az. Onlar için Lincoln Road Mall'e gitmeniz gerekir. Ama ben sadece ve sadece gezmek, oralardan maksimum güzellik almak için gittiğim bu semtten sonsuz haz aldım. Acayip bir aurası var buranın. Bir de ben araba kullanmamama rağmen kullananlardan öğrendiğime göre benzinin ucuzluğu haricinde park ücreti saati 1 dolar civarinda. O dev gökdelenler buralarda yok oluyor yerlerini ufak binalara, renkli butik ve kafelere bırakıyor. Başta lezzetli dondurmacılar, onlarca minik restoran ve bistrolar, rengarenk sıra sıra.İLK KEZ NARGİLE İÇTİM
Lincoln Road'da ilk durağım "d'vine" oldu. Bu şirin kafenin sahibesi ile tanıştım. Kendisi Mısırlı bir Musevi ailenin kızı ve de buranın en meşhur nargile kafesini işletiyor. Claudia Herman masamıza geldi, epey sohbet ettik. Hemen yanıbaşına bir nargile kafe açılmış olmasına rağmen yine en dolu olanı burası. İşin komiği sigara içilen yerlerde oturmayı bile kabul etmeyen ben, nargile içtim. Pek de keyifli geldi. "D'vine"ın hemen karşısında 'Stage' diye bir butik var. Epey renkli olduğundan dikkatimizi çekti, giriverdik. Meğerse kan çekmiş, sahipleri Türk olan 'Stage'de yok yok. Hanım üzerine olan butiğin malları Avrupa ve de New York'tan geliyormuş. Lucas Seyhun'a ait olan burada işler de pek iyi gidiyormuş.
Unutmadan yazayım dedim, aman Bal Harbour yönünden buralara gecerken harika restoranlarla karşılaşıyorsunuz. Herkesçe bilinen 'Fauntainbleau'ya uğramadan geçmeyin. İçindeki restoranlar pek 'in' bu ara. La Ronde Room, Eden Roc's, Mona Lisa Room (ki Dean Martin, Frank Sinatra, Jerry Lewislerle bezenmiş) uğramadan geçmeyin. 105 çok özel otel odası var. Ama bunun dışında tarif edemeyeceğim kadar şık bir SPA'sı var. Hamam, gym salonları, havuzaları, doyamayacağınız şıklıkta.
Bir de Delano Hotel var ki (Madonna'nın ortak olduğu) görülmeye değer yerlerden biri daha.
O girişi, o odaları... Ve de o Madonna'nın en sevdiği restoranı 'The Blue Door Restaurant" burada.
KIRMIZI VE YEŞİL ODA
Doyamıyorsunuz hele bu semtte gezmeye, bir de bir de Base Annex diye bir dükkan var ki... Aman aman... Kadın modası ve çok orijinal ev eşyası üzerine. Düşünün kırmızı oda diyor. Kırmızı üzerine kurulmuş bir dünya ile yeşil oda diyor yemyeşil bir giyim, aksesuar koleksiyonu ve aynı renklerde möblelerle karşılaşıyorsunuz. Mutlak ama mutlak görülmesi gereken bir yer.
Bu caddenin başı da sonu da belli değil inanın. İşte burada meşhur Halloween (korku) gecesini bilmem düşünebilyor musunuz? En çok eğlendiğim, en çok şaşırdığım gecelerden biri oldu benim için...
Yarın Lincoln Road'un tam aksi istikametine Fort Lauderdale'ye...