Abercrombie, Michael Kors, Victoria's Secret, Tumi, Armani Exchange ve Apple gibi ünü dünyaya yayılmış 250'yi aşkın markaya ait ürünler, dev alışveriş merkezlerinde yan yana diziliyor. 'Cheesecake Factory', 'Sushi Siam' ve 'Chicken Kitchen" gibi restoranlar ise lezzet tutkunlarına müthiş bir ziyafet sunuyor
Ziyaret edilen her şehirde, çevre gezmeleri haricinde mutlaka gidilen yerler tabii ki alışveriş merkezleri, restoran ve bistrolardır. Miami'de alışveriş yıldızları içinde en önde gelenlerden biri de 'Aventura Mall'. Dev mall dışında New York'tan bildiğiniz ünlü 'Bloomingdales, 'Macy's', 'JC Penney', 'Sears' gibi çok ünlü devasa kompleksler yer alıyor. Mall'un içindeki 250'yi aşkın Abercrombie, Michael Kors, Victoria's Secret, Tumi, Armani Exchange gibi tanıdığınız isimler dışında devamlı ağzına kadar dolu olan bilgisayar krallığı 'Apple' bile var. 'Cheesecake factory'den 'Sushi Siam'a, 'Chicken Kitchen'dan 'Tony Roma Express'e bilinmiş restoranlar dizi dizi yer alıyor çeşitli yerlerde. Bu arada yol planı dümdüz olan bu güzel kentte birkaç dakikada bir Aventura Mall'e otobüs kalkıyor. Buradan da daha ileride olan çeşitli semtlere ulaşabileceğiniz vasıtalara ulaşabiliyorsunuz. Bu arada yolların epey net ve araba kiralarının çok da ehven olduğunu hatırlatmak isterim.
HAVYAR-SOMON ZİYAFETİ
Bu epey renkli mall'de gezerken o kadar renkli olaylarla karşılaşıyorsunuz ki... Bir gün 'Apple'a hızlı adımlarla gidiyordum ki vitrinlerin arasında orta yerde bulunan telefon, otel rezervasyonları, ev kiralama veya satış bürolarının yanı sıra, şık bistroların bulunduğu bölümde sonradan güzellik enstitüsü olduğunu öğrendiğim yerde 'bir dakikamı' rica edip bir güzel kokulu çay ikram ettiler herkese ettikleri gibi. 2 saniye içinde elindeki minik paletin üzerindeki kremin, organik bir müstahsar olduğunu söyleyen kıza (bu güne kadar elime bile krem sürmeyen ben) gayri ihtiyari "ok" dedim. Bir gözümün çevresine sadece erkeklere ait olduğunu söylediği kremi sürdü. Anında gözümün çevresi gerildi, 25 yaşındaki Besim geliverdi. Bana özel bir fiyat uygulayacağını anlatıp duruyordu ki aynaya baktığımda suratımın bir yanı normal Besim, öbür yanı torunumdu inanın. Apple'da korkmasınlar diye "Sür öteki tarafa da bari" deyiverdim. Ertesi gün kremi almak üzere gittim. Yol üzerinde 'Caviar and More'u görünce "Boş ver, havyar beslenmesi daha sıhhatli" dedim ve kendime şahane bir havyar-somon ziyafeti çektim Aventura Mall'de... Döndüğümde arkadaşım Asuman'a (ki Bioderm güzellik enstitüsünün sahibi) bahsettim. Meğer onda daha da mükemmelleri varmış. Epey gülüştük.
MÜŞTERİLER AVRUPALI
Bal Harbour... Yes, Bal Harbour, meşhur sonu gelmeyen Collins Avenue'nün South Beach tarafına giderken karşınıza çıkıyor. Diğer alışveriş merkezleri ile yakından uzaktan ilgisi yok. 2.5 katlı bir tarafında meşhur 'Saks Fifth Avenue', diğer yanında 'Neimann Marcus' yer alıyor. Orta bölüm ise upuzun minik bir koru diyebilirim. yemyeşil bir ormancık içinde en kaliteli firmaların yer aldığı bir kompleks. Huzur verici rengarenk Japon balıkları ile süslü havuzunun etrafında 'Hermes'ten 'Chanel'e en top markalar var. Girişinde bir yanda 'Carpaccio' bir yanda New York'tan çok iyi bildiğim 'La Goulue' var. Carpaccio bilhassa dolu. Dükkanlarda alışveriş yapıp buralarda yemek yemek ve eldeki alışveriş paketlerini masalara asmak bir ayrıcalık. Müşterilerin çoğunun Avrupalı olması da ayrı bir özellik. Üst kattaki 'Segafredo Cafe'de espresso içmek de pek hoş oluyor.
'Sax Fifth Avenue'deki çok özel bir etkinliğe davet edilmem çok mutlu etti beni. Dünya çapındaki Diane Von Furstenberg'in defilesine Miami'de katıldığıma çok memnun oldum. Bir de yeni yarattığı çantayı bu gecede ilk olarak sunması da kaymaklı baklava idi. Kısa sürede dolan mağazaya epey şık bir kitle geldi. Servis muhteşemdi, hele yeşil çimenler içinde sunulan karidesler... Birbirinden güzel mankenler hem vitrini süslüyor, hem de orta bölümde yeni sezonun kıyafetlerini sunuyordu. Beklenen an geldi; ünlü modacı kontes geldi ve başta yeni çantasını sundu. Sizin için birkaç bilgi aldım kendisinden şık geceden ayrılmadan. South Beach'e doğru giderken yeniden bir kaliteleşme görüyorsunuz. Muhteşem binalar arasında muhteşem oteller gözünüze çarpıyor. Körfez South Beach ve Lincoln Road'ı birbirinden ayırıyor. South Beach'te yürümeyen yok. Kıyamet gibi buraları. Yüzlerce kafe, restoran ve dükkan var burada...
Furstenberg: Türkiye'ye tekrar gelmeyi çok istiyorum
O harika davetten ayrılmadan kendisinden bilgi aldığım modacı kontes Diane Von Furstenberg, kendi sözleriyle kendini şöyle anlattı: Tüm genç kızlar gibi prenses olma hayallerim vardı, oldum. İyi giyinmek gibi bir felsefem vardı, o da oldu. Kendime tasarladıklarımı dünyaya tanıtma gibi bir düşüncem oluştu, onu da yerine getirdim. 1970'te kendi adıma bir koleksiyon hazırladım. Sadece sarayda oturan bir prenses olmayı hiçbir zaman kabul edemedim. Eşim de benimle aynı fikirde idi. Böylece bana çok da yardımcı olmuştu. Bunlara da doyamadım ve 1985'te kozmetiğe atılmaya karar verdim. Ödül mü? Epey ödülüm oldu. En çok değer verdiklerim; Counsil of Fashion Designers of America, İspanyol Kraliçesi Sophia'nın Enstitüsü Altın Ödülü... Bugün de Miami'de yeni çanta modelimi tanıtmak için bulunuyorum. Yeni çantamın özelliği kendisine ait bilgisayarı olması. Türkiyede ilk, İstanbul- Nişantaşı'ndaki 'Brandroom'da koleksiyonumu sergiledim. Büyük bir mutluluk duymuştum Türkiyede olmaktan. Yeniden gitmeyi çok istiyorum.