İyi pazarlar, artık İzmir'e bahar geldiğinden tatil yöreleri en yakın kentlerimizden birinde olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. O uzun Çeşme, Urla pazarlarını yaşamanın tadına varıyoruz. En azından bir uzun kahvaltıyı hakkediyoruz sevdiklerimizle.
Ben de Pakize (Sükan) arkadaşımla Diva dergisine yaptığımız söyleşinin bana gelen tebrik telefonlarını yaşama havası içindeyim. Eski tanışıklığımız olduğundan ve de rahatça konuşabildiğimizden o kadar hatıralarım canlandı ki... Meğerse ne kadar çok kişi ile ne kadar çok hatıralarım varmış. Bunları yaşattığın için teşekkürler Pakize...
Her zaman sizinle paylaştığım gibi eskiler başka imiş. Bunu bir kez daha gözlerimin önünden geçirtti bana. O dönemde ses sanatçısı, manken, dekoratör, modacı vs. olan tüm dostlarım meğer ne kadar sade, ne kadar başarılı, ne kadar mütevazi yaşıyormuş. Bu günlere de o saygınlıkla gelmişler, hepsi kendi dalında en iyi yerlerde olmak üzere. Bir veya iki tanesi hariç. Siz bunları keşfetmişsinizdir...
DOSTLAR YALNIZ BIRAKMADI
İzmir'e yerleşmemin 13 senesini tamamlamışım. Çok mutlu olduğumu söyleyebilirim. başta çok huzurlu bir yer. Tabii ki bu senin de enerjine bağlı. Daha yerleşme fikrini canlandırdığım günden beri yapmayı düşündüğüm eğlence sektöründeki fikirlerimi yavaş yavaş yerine getirebilmek de bir artı oldu benim için. İlk Gülengül Uslu kardeşimin işletmesini yaptığı Fuar Tenis Kulübü, sonra sevgili Servet'in işlettiği 'Alyans'ta yaptığımız gösterilerin ardından Sami Türkay'la Çeşme 'Altın Yunus'taki altın sezonundan itibaren yavaş yavaş İzmir'le haşır neşir oldum. Gazetemiz 'Yeni Asır'ın tabii ki bunda çok rolü oldu. Ardından 'Lavanta Restoran' derken, arzu ettiğim konsepte en çok uyan 'Marika'da bir gece tertipledim. Bir iki eksik de olsa en sevdiklerimi, saydıklarımı karşımda görünce birden kendimi uzun yıllar işlettiğim tatil köylerindeki sahnede sandım. O kadar ki son dakikada bıyıklarımı takıp 'Lüküs Hayat'ı andım. Pek de güzel oldu. Tüm gelenlere buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Ama bir kişi var ki gecenin başında rahatsız olduğu halde oraya kadar gelip 'hayırlı olsun' temennilerini sundu. Bu hisli dostuma ayrıca minnetlerimi sunmak istiyorum, Şenay Düdek... Çok mu yaşlandım nedir, bu hareketler beni çok ama çok etkiliyor.O gecenin verdiği haz ile provalara başladık ve minik grubumuzla yeni yeni gösterilere yelken açıyorum. İzmir'de ilk kez böyle bir konsepti geliştiriyoruz.
İZMİR'İN MARKASI
Eeee hava atmıyalım ama animasyonun ilk ve en'lerinden olanlar olarak bu tarz, hani 'her şeyden biraz' eğlencesini güzel şehrimize sunma heyecanı içindeyim. Umarım hepberaber bunu tadarız. Bu uğraşılarda tabii ki işletme arkadaşım 'Mumlu Meyhane' ile İzmir'in bu yıl en başarılı işletmecisi Arif Üstüner'in uzattığı kuvvetli eli var. Eğlence merkezi İstanbul'da bile zor raslanacak bir usta olan sevgili Arif bir de. Dükkana verilecek isimleri düşünürken bir isim söyledi ki anında durdum ve saygı ile tebrik ettim. Geçtiğimiz pazar yaptığımız minik tanıtıma gelen İzmirli arkadaşlara sordum bu ismi herkes alkışlayarak onayladı. İzmir'in markası, İzmirlilerin hatta İzmir dışında yaşayanların bile amblem olarak gördükleri, benim 'daha önce tanıyıp sevdiğim ama 'Altın Yunus' tecrübemde her günümü paylaştığım ölümsüz 'MARİKA' idi bu isim. temennim 'Marika' hep dolar, tabii ki hep de buna layık olur buradaki herkes bu isme.
'Yağmur Çocuklar'ın sergisi
Hafta arası İzmirli işkadınlarından Ayşe Akın, bana Deniz Restoran'ın karşısında bir sergi açılacağını ve orada bulunmamı söylemişti. Ben de icabet ettim bu duygu dolu anlara. Ayşe Hanım'ı ve de bu mevzuda kendisini destekletyen tüm kişileri tebrik ediyorum. Daha sonra fuarda devam edecek bu sergi, otistik 'Yağmur Çocuklar'ımızın resimleri idi. Görmem gereken herkesi gördüm, gelmesi beklenen ve gelmeyişi ile çok kişiyi üzen başkan Kocaoğlu haricinde.