New York'ta kültür sanat dolu bir hafta

Bu hafta öncelikle ünlü ayakkabı markalarının tasarladığı eserleri barındıran Brooklyn Müzesi'nde Afrika ve Mısır bölümlerini ziyaret edip büyülendim. Ve tabii ki Broadway'da yeni başlayan 'Consellations'a gittim. Son olarak haftayı Oscar töreni ile noktalamaya hazırlanıyorum

Önce iyi pazarlar, inanın İzmir'i, İzmirli dostlarımı (başta Aysel Uysaler'imi), gazetemizi, (genel yayın yönetmenimiz Şebnem Bursalı burada olmasına rağmen döndüğünde çok kısa kaldığından) Şebnem Hanım'ı, İzmir'e ait herkesi her şeyi özledim. Ama özledim diyorsam NY'u da yabana atmayalım. Burada hayranı olduğum Broadway'den, müze ve kafelerden, restoran ve parklardan vazgeçmenin pek olanağı yok. Geçenlerde konuştuğum bir NY'lu "1 sene boyunca öğlen ve akşam her seferinde ayrı iyi restoranlarda yemeğe gidersen buradaki restoranların hepsini ziyaret edemezsin" dedi. Yalan da değil. Canın ne çekiyorsa her mahalle, hatta bazen her sokakta bulman mümkün. İtalyan yemeğinden Yunanlısına, Türk yemeğinden Çinlisine, Fransız yemeğinden Avustralya mutfağına hepsi ama hepsinde yemeğinizi yiyebilirsiniz. Bir de hazır sandviçler ama evde bile böylesini zor hazırlarız... En önemlisi büyük bir rekabetle hepsinin sıhhat, organik, temizlik kurallarına en uygun olmalarıdır. Öyle bir savaş var ki yiyecek sektöründe...

BROOKLYN MÜZESİ

Nerden girdim bilmem yemek sektörüne? Ben size buralarda en çok gezdiğim, gittiğimiz her yerde uyuştuğum dünya güzeli Enci ile son gittiğimiz yerlerden biri 'Brooklyn Müzesi'ne ziyaretimizi anlatmak istiyorum. Eskiden kendi halinde bir müze olan burası son yıllarda yaptığı atılımlarla dünyanın en iyi müzelerinden biri oldu. Son gösterisi 'Killer Heels'. Dünyanın en ünlü ayakkabı krallarının (Prada, Chanel, Christian Louboutin, Giuseppe Zanotti, Salvatore Ferragamo, Maison Martin Margiela ve daha birçok çok ünlülerin ayakkabı topuklarına yaptıkları inanılmaz yaratıcılıklar ile bezenmiş bir müze. Tada tada dolaştık, inanın kendimizi alamadık bu güzellikler önünde. Ayakkabı ve önünde nelerden esinlenildiğiNefis kısa filim gösterileri ve harika müzikle mest olurken geziyi nasıl tamamladığınızı bilemeden yandaki 'Afrika' müzesine geçiyorsunuz.

AFRİKA VE MISIR

Epey yerde hatta Güney Afrika'da Afrika'nın büyülü güzelliklerini görmeme rağmen burada büyülendim. Epey resim çekip sunulan parçaların bilgilerini aldıktan sonra ara kattaki muhteşem tablo gezimizi tamamlayıp en gizemli bölüme Mısır mumyalarının ve de o dönemlerin eşya ve objelerin sunulduğu en üst kata geçtik. Bu çok enteresan bölümde beni en çok mumyalarla gömülen uzun hitabeler, o koskoca mekanın mumyaları ile uyuşan ışıkların renk armonisi ve de yerde oturan bir genç hanımla bu tarih şaheserlerini anlattığı çocuğunun tablosu etkiledi. Tarih, kültür, moda, yakın, uzak yaşamlar, birbirinden çok uzak medeniyetleri aynı binada ayrı tablolarda ziyaret çok ama çok ilginç Brooklyn Müzesi'nde.

YEPYENİ MÜZİKALLER

Müzeden her hafta bir yenisini anlattığım Broadway'e geçelim diyorum. 'Phantom of the Opera' 27 yılda, 11.255 kez sahnelenmiş, Chicago müzikali 1996'dan, 'Mamma Mia' ise 2001'den bu yana hiç soluk almadan sahneleniyor ve 18 milyon kişiden fazla izleyicisi olmuş. Düşünün Pazar, Pazartesi gecesi hariç haftada 5 gece ve de 3 matine performansı var tüm müzikal ve oyunların. Broadway'de hele hele oyun girişlerinde yürümek, oyun evveli veya sonrası restoran ve kafelerde yer bulmak bayağı heyecanlı oluyor.

Bu ara starların (Hugh Jackman, Bradley Cooper gibi) oyunlarının ve de bazılarının turne sebepleri ile tarihlerinin dolduğu dönem olduğundan yeni yepyeni eserler başlamak üzere. 'Gigi', 'An American in Paris', 'Something Rotten', 'Fish in the Dark', 'The Visit' vs. gibi...

KADIN ERKEK İLİŞKİLERİ

Yeni başlayanlardan 'Consellations'a hemen gidildi tabii ki Enci ile. Bu yıl TV alanında Altın Küre (Golden Globe) alan Ruth Wilson ve yine Altın Küre'de erkek sanatçı olarak 'Nightcrawler' ile aday olan Jake Gyllenhaal'ın birlikte oynadıkları 2 kişilik performansta ikisi de süper. Erkek- kadın ilişkilerini, tanışmaktan hayat birlikteliğine kadar bir kaç ayrı şekilde ele alan bu oyun şu günlerde Broadway'in favorilerinden. Buradaki dedikodulara göre iki genç, başarılı ve güzel- yakışıklı sanatçı birliktelermiş. Bu oyundan başka türlü kurtulmak imkansız zaten. İkisi de, sahneye koyan Michael Longhurst da sahne amirleri de tebrike layık. Güzelliklerle dolu bir pazar diliyorum. Bu gece kendimi bildiğimden beri takip ettiğim en heyecanlı gecelerimden biri. Kağıdı kalemi hazırladım, çünkü OSCAR seyredilecek. Bütün finalist filim, en iyi aktör aktris ve de yardımcılarının bile oldukları izlendi, abiniz heyecanla bekliyor. Bir farkla ömür boyunca gündüzden dinleniyordum, gece 02'de başladığı için. Bu yıl 19'da TV başına geçiyorum, artı seneye herhalde ömrüm vefa ederse ver elini LA.

Tüfekçi için birlik
Biraz da spor dermişim. Sporla pek haşır neşir olmamama rağmen burada yani NY'ta tertiplenen bir geceyi aktarmak istiyorum. Arzum Türkiye'de de böyle birliğin olması. Fenerbahçe, Galatasaray ve Milli Takımda oynayan, 'küçük dev adam' lakaplı İlyas Tüfekçi yakın zamanda ALS hastalığına yakalandı. Hatırlarsanız İlyas Tüfekçinin rahatsızlığı için geçen yaz dünyada ve bizde ünlü kişiler buz dolu kovaları kafalarından aşağı boşaltmışlardı. Tedavisi oldukça zor olan bu hastalığın tedavisi için gereken meblağı (100.000 dolar) temin edebilmek için FB USA, GS USA ve BJK USA birleşip Ali Baba Restoran'da bir gece tertip ettiler. Geceye katılan İlyas Tüfekçi bu 3 takımın tek yürekle ona destek olmasına çok hislendiğini, sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi. Duygu dolu geceye devlet eski bakanlarından Burhan Kara, Konsolos Reyhan Özgür, Türk - Amerikan Derneği Federasyonu 2. Başkanı Tulga Tekman, Amerikan toplumundaki ileri gelen isimleri haricinde BJK USA başkanı Emrah Öğüt, FB USA başkanı Ömer Ekinci, GS USA başkanı Ahmet Gürler konuşmalarını yaptı. Nedeni tam olarak çözülemeyen (Amiyotrofik Lateral Skleroz -ilerleyici sinir hastalığı) omurilik ve beyin sapındaki motor sinir hücrelerinin kaybından kaynaklanan ve kas hareketlerini engelleyen ve ileri safhalarda felce dönüşen ALS hastalığının bu ünlü topçumuza daha fazla zarar vermemesi için el ele verdi 3 büyükler ile Amerikalı Türkler. Gecenin sunucusu Mehveş Koçak'ı, her zamanki gibi işadamı Ekmel Anda'yı, Ali Baba Restoran'ın sahibi Ali Rıza Doğan ve Amerikalı Türk işadamlarını candan tebrik ediyorum.