• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Annem benden öğrendikleriyle 10 kilo verdi! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Annem benden öğrendikleriyle 10 kilo verdi!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.10.2010, 00:00
Diyetisyen eşliğinde 8 ayda 27 kilo veren Eylül Başkurt: Evde yemekler daha az yağlı pişmeye başladı. Öyle ki annem bile, diyetisyenimden öğrendiklerimle on kilo verdi. Aç kalmama fırsat olmuyordu. Sürekli bir şeyler yiyip, içiyordum. Hatta günün sonunda "Daha meyve yemem lazım" dediğim çok oldu


Başlarken...

Onlar şu anda çok mutlu dört kişi. Mutlular çünkü; yaklaşık bir yıllık süreçte kendilerinden yepyeni insanlar yarattılar; artık toplamda 71 kilo daha hafifler. Neredeyse bir insan bedeni kadar olan bu ağırlığı artık üzerlerinde taşımıyorlar. İçlerinden en genci Eylül, 27 kg vererek aynalarla yeniden barışırken, grubun en yaşlı üyesi Galip Bircan verdiği 22 kilonun ardından artık güne bir avuç dolusu ilaç yerine sporla başlıyor. Programa başladığında henüz 44 yaşında olmasına rağmen fazla kilolarından dolayı ayakkabılarını bağlamakta zorlanan Mete Bey, rakı keyfinden ödün vermeden kurtulduğu 15 kilonun haklı gururunu yaşıyor. Bu süreçte eşini yalnız bırakmayan Elvan Telyakar da bunun ödülünü 7 kilo verip ideal kilosuna yeniden kavuşarak almış bile. Üç hafta boyunca salı günleri bu sayfada, bu insanların hikayelerini okuyacaksınız. Bu hafta Eylül Başkurt'un öyküsüyle başlıyoruz...
Yüksek lisans öğrencisi 23 yaşındaki Eylül Başkurt, Özel Park Sima Polikliniği'nde Uzman Diyetisyen Işın Sayın, Dr. Serhan Öktem ve Genel Müdür Gülşen Altın'dan oluşan ekip tarafından uygulanan sağlıklı kilo verme programı ile 8 ayda 27 kilo vererek hedefi olan 54 kiloya ulaşmış. Şu an kilo koruma programına devam eden Başkurt, bu süreci Yeni Asır okurları için anlattı.
-Zayıflamaya nasıl karar verdiniz?
Zayıflamaya karar verdiğimde 81 kiloydum. Bu kadar kiloyu birden değil, yaklaşık 3 senede aldım. Son 5-6 kiloyu da dedemin vefatından sonra stresten almıştım. Bariz bir sağlık problemim yoktu fakat obezite sınırı içerisindeydim. Ayrıca hareket zorluğu çekiyordum. Mesela en ufak yokuşlarda bile nefes nefese kalıyordum... İşin bir de psikolojik boyutu var tabii ki. Kendinize güveniniz çok sarsılıyor. Alışverişe çıktığımda, doğrudan XL bedenlere yöneliyordum ve bazıları da üstüme olmuyordu! Yaşadığım moral bozukluğunu ve kendime duyduğum kızgınlığı düşünün... Bunun da tek nedeni düzensiz, aşırı, sadece zevk için yemek... Yine moralimin yerlerde olduğu bir gün: "Bunu tek başıma halledemeyeceğim, yardım alacağım" dedim. Daha 23 yaşındaydım ve ilerisi için bir anne adayıydım. Bu yaşta bu kilodaysam ilerisini düşünemiyordum bile... Ailemle konuştum ve Park Sima'ya geldim. Böylece kilo verme sürecim başlamış oldu.
-8 ay nasıl geçti?
Bu süreç benim için çok sancılı geçmedi. Birincisi çok kararlıydım ve yardım alıyordum. Bunun altından tek başıma kalkmayacaktım. Diyetisyenim Işın Sayın'dan tam destek gördüm. Aklıma takılan ne varsa arayıp sorabiliyordum. Ailem çok yardımcı oldu. Evde yemekler daha az yağlı pişmeye başladı. Öyle ki annem bile, diyetisyenimden öğrendiklerimle on kilo verdi. İkincisi aç kalmama fırsat olmuyordu. Sürekli bir şeyler yiyip, içiyordum. Günün sonunda: "Daha meyve yemem lazım" dediğimi bile hatırlıyorum. Daha az porsiyonla ve daha az kalorili yiyeceklerle de doyduğumu ve aynı damak tadını aldığımı anladım. Yeri geldi kaçamaklarım da oldu. Ama panik yapmadan, bunun da normal olduğunu bilerek, kaçamakları en düşük seviyede tutmaya ve telafi etmeye çalıştım.
-Diyetisyen eşliğinde yola çıkanların başarısının sırrı ne sizce?
Uzman Diyetisyen Işın Sayın: Verdiğimiz eğitimler çok etkili oluyor. Bilirsiniz ki bazı yiyecekleri hayatınıza dahil ettiğinizde kilo alırsınız, çıkardığınızda verirsiniz. Elinizin altında sadece kuru bir bilgi vardır; bu yiyecek veya içecek bende kilo artışına neden oluyor gibi... Bizim eğitimlerle yaptığımız şey ise bu yiyeceğin kimyasında ne var? Glikoz şurubu mu, alkol mü? Etken maddesi ne ise, vücuda girdiği andan itibaren her bir iç organa ne yaptığını aşama aşama anlatıyoruz. Bu bilgiler sizinle birlikte her yere geldiği için artık yiyeceklere "gören gözler"le bakıyorsunuz. Geçmişte her karşılaştığınızda bol miktarda yediğiniz şeylere artık "Gerçekten vazgeçilmez mi?" diye bakıyorsunuz.
-Eylül Hanım bu 8 aylık süreçte ne yiyip ne içti? Listesini herkes merak edecek...
Uzman Diyetisyen Işın Sayın: Her şeyden önce diyetin kişiye özel olması gerektiğini hatırlatmak isterim. Bireyin diyeti yazılırken, hastalıkları ve kastalıkları ve kullandığı ilaçlar, yağ oranı ve vücut kütle indeksi, metabolizma hızı ve aktivite seviyeleri, hatalı diyet yapma oranı, sıklığı, diyetin enerjisine karar vermemizi sağlar. Vücuttaki protein, mineral, su oranları, son yapılan kan tahlilindeki sağlık durumu dikkate alınarak da diyetin içine nelerin yazılacağı netleşir. Tüm bu bilgiler ışığında kişinin toplamda ne kadar meyve, et, ekmek yemesi gerektiği kabaca belirlenir. Böylece bir toplam günlük besin listesi oluşur.
Ayrıca bireyin besin zaafları, yeme içme saatleri, çalışma ve yaşam koşulları, farklı saat ve ortamlarda ulaşabildiği yiyecek ve içecekler, yurt dışı ve yurt içi seyahatleri, karşılaştığı mutfak kültürleri dikkate alınarak bir günlük toplam besin listesi oluşur. Bu toplam besin listesinin gün içine nasıl dağıtılacağı danışanla beraber planlanır. Eylül'le diyet programımızı da böyle hazırladık. Okulda mevcut seçeneklerden hangisini tercih edeceğini, evde ne yiyeceğini, ne kadar su içmesi gerektiğini biliyordu ve bunu uygulamakta zorluk çekmedi.

Diyet değil, fazla yemek stres yapıyor!
Stres, Eylül Başkurt'ta olduğu gibi bazen kişiyi daha fazla yemeye yöneltebiliyor. Özel Park Sima Polikliniği Genel Müdürü Gülşen Altın, "Yemek hiçbir şeyi çözmüyor. Özellikle karbonhidratlara yönelmek, kilo aldırdığı için kişileri daha da mutsuz ediyor. Bir yerde buna son vermek ve yaşamınızı bir düzene sokmak zorundasınız" diyor. Kilo verme sürecinin de bir stres yarattığını düşünür, çoğu zaman da ilk adımı attmaktan bu yüzden çekiniriz. Eylül Başkurt'un bu konuda da söyleyecekleri var: "Diyet yaptığım sürede üniversite son sınıftaydım. Derslerim, ek sınavlarım, tez çalışmam vardı. Gayet yoğun bir dönemdeydim. "Bunların üzerine bir de diyet mi?" diyenler oldu; ama olumsuz yönde hiç etkilenmedim, aksine performansım arttı. Hedefim belliydi, başaramamam için hiçbir neden yoktu. Sadece sabır göstermem gerekiyordu, bunun farkındaydım. Kısa sürede kilo verip geri almaktansa, sadece 8 ayda daha düzenli kilo vermeyi ve kalıcı sonuç elde etmeyi seçtim. Daha sağlıklı ve daha düzenli beslendiğim için kendimi daha iyi, daha hafif hissediyordum. Uykum düzene girdi. Yürüyüşlere ve egzersizlere başladım. Tüm bunları da bilinçli yapıyordum. İşin mantığını öğreniyordum ve bu yüzden içim daha rahattı..."

Beni kursa gönderiyormuş gibi düşünün dedim!
Zayıflamaya karar vermek, bunun için uzman yardımı almak gerekliliği, dahası maliyeti... Eylül Başkurt da başlangıçta bunu düşünmüş: "Sonuçta öğrenciydim ve para kazanmıyordum. Aileme "İleride hastaneye yatacağıma bu parayı bugün gözden çıkarın, beni bir dersaneye, bir kursa gönderiyormuş gibi düşünün dedim..." Eşiyle birlikte 22 kilo veren Mete Telyakar da sohbetin bu kısmında şunları söylüyor: "Programın bir maliyeti var ama öte yandan çok da para kazanıyorsunuz bu işten. Eskiden markete her gittiğimde 180-200 Lira harcıyordum. Çerez, cips, atıştırmalıklar, içecekler... Televizyon izlerken yediğimiz içtiğimiz şeylerin ciddi bir maliyeti varmış. Şimdi daha sağlıklı seçimler yapıyorum ve ortalama 65 Lira harcıyorum."

Önyargılarınızı kırın
Pek çok kişi de diyetisyen eşliğinde rahatlıkla kilo verilebileceğini bilir ama yine de bu süreci başlatmaya bir türlü cesaret edemez. Kısıtlanacağını, aç kalacağını, hesap vermek zorunda kalacağını düşünür. Peki gerçekten öyle mi? Uzman Diyetisyen Işın Sayın'a göre bu korkular yersiz:
* Korkunun en önemli sebebi sevdiğiniz yiyecekleri bir daha asla yiyemeyeceğiniz düşüncesi. Oysa sağlıklı zayıflama programları, sizi zaafınız olan yiyecek ve içeceklerden asla tamamen mahrum bırakmaz. Sadece porsiyon ve sıklık konusunda yeni düzenlemeler yapılır.
* Sağlıklı zayıflama programları ile farklı tatlardan zevk almayı öğrenirsiniz. Mutfağınız yenilenir. Ama bu yenilik her şey kökten kazınıyor, mutfakta terör esiyor gibi algılanmamalı.

* Kaçamaklarınızı telafiyi öğreniyorsunuz. Örneğin bir sütlü tatlı yediğimde listemden neyi çıkarmalıyım? Nasıl telafi edebilirim? sorularına doğru yanıtlar vermeye başlıyorsunuz.
Teslim olduğunuz anda korktuğunuz gibi bir şey olmadığını yaşayarak görüyorsunuz zaten.

Gelecek salı: Diyetisyenle ilk görüşmede "Diyette rakı yoksa ben de yokum" diye pazarlık yaptı!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA