- Hayri Tekinoğlu ailesi sesli yanıt sistemine hoşgeldiniz. Alacaklarınızın tahsili için 1'i, borç ödemek için 2'yi, iade-i ziyaret randevularınız için 3'ü, ev halkıyla geyiğe sarmak için 4'ü tuşlayınız.
- 4
- 'Komşu acil çıkmam lazım. Bi zahmet arabayı çekiversene' demek için 1'i, evin kızıyla geyiğe başlamak için 2'yi, kızı babasından istemek için 3'ü, Yıldız Tekinoğlu'ndan havuçlu kek tarifi almak için yıldız'ı tuşlayınız. Ana menüye dönmek için kare tuşuna basınız.
- 3
- Büyük kız Ayşen'i istemek için 1'i, ortanca kız Gülşen için 2'yi, tekne kazıntısı Nurten için 3'ü tuşlayınız. Oğlan sizin kıza abayı yaktı da şikayet edecekseniz operatöre bağlanmak için bekleyiniz.
- 2
- Aslında büyüğü evermeden diğerini vermek olmaz ama napalım? Kimlik bilgilerinizi kontrol ediyorum lütfen bekleyin..............Beklediğiniz için teşekkür ederiz. Hoş, beklemeyip de ne yapacaksınız? Lütfen ananızın kızlık soyadının bir ve üçüncü harfinin sayı karşılığını tuşlayınız!
- 2 5
- Yanlış... ya da...eksik bir numara çevirdiniz. Siz kim oluyorsunuz da Hayri Tekinoğlu'na numara çeviriyorsunuz! Cık cık.. Neyse, kim olduğunuzu biz çok iyi tanıyoruz zaten... Son bir kontrol için 'Dünürüm beni sesimden tanır' deyiniz.
- Dünürüm beni sesimden tanır.
- Tamam. Lütfen bir kez daha tekrarlayınız.
- Dünürüm beni sesimden tanır.
- Yalann söylüyorsunnn! Daha kızı vermedik. Yavaş ol bakalım ahbap haa, denedik sizi. Daha dünür olmadık..................Oğlunuz ne iş yapar? Devlet memuru için 1'i, serbest meslek için 2'yi, doktor için 3'ü, mühendis için 4'ü, avukat için 5'i, iş adamı için 6'yı tuşlayınız. Boş gezenin boş kalfası için bizim komşu Selim bey var, kapatıp onun numarasını çeviriniz.
- 3
- Hımmm... Kadın doğumcu için 1'i, iç hastalıkları mütehassısı için 2'yi, estetik cerrah için 3'ü tuşlayınız. Pratisyen hekim için lütfen bizi lüzumsuz yere meşgul etmeyiniz.
- 1
- Vaaay! Lütfen 16 haneli kredi kartı numaranızı tuşlayınız.
***
Artık pek çok işlemi ya internetten yapabiliyorsunuz, ya da sesli yanıt sistemleri aracılığıyla... Böylelikle - hesapta- iş gücü tasarrufu oluyor. Ama bana sorarsanız, sorun daha çok şurada: Teknolojik ürünlerin tüketimine adapte olabildiğimiz hızla içeriğine adapte olamıyoruz! Ucuza çalıştırılan genç personelimiz, müşterinin tüm sorularına yanıt verebilecek kadar kalifiye değil. Bireysel olarak bizimle muhatap olup sorularımızı yanıtlamak yerine andaval andaval bakma riski ortadan kaldırılarak sanal sistemlerin insafına bırakılıyoruz. Her işimizi genel merkezle çözmek zorunda kalıyoruz çünkü uluslararası ticarette yerel yönetimler (!) söz sahibi değil... Sonra gelsin telefon sesli yanıt sistemi karşısında sinirden saç baş yolunarak geçirilen saatler... Ne dersiniz, yakında kız isteme de böyle olur mu? Bence olması kız babaları için yerinde olur. Böylelikle hem kızı kimin gerçekten istediği ve gereken sabıra sahip olduğu anlaşılır, hem de kayınpeder gereksiz talipleri kolayca elemiş olur.
Dan Brown: Olmamış, otur!
Tüm kitaplarını aldığım Dan Brown'un ülkemizde de sansasyon yaratan son kitabı Cehennem'i de çıkar çıkmaz okudum.
Bir. Heveslenmeyin, İstanbul son 100 sayfada ve sadece dekor niyetine var. O saate kadar sizi yine İtalya'da dolaştırıp sanat tarihi dersi veriyor.
İki. Son kitap da diğerleri gibi sürükleyici. Bu adam şablonunu iyice oturtmuş. Sanat tarihi bilgilerini teknolojik bir komplo etrafında birleştir. İçine biraz aksiyon ve bolca bilmece serpiştir. Finalde kötü adam, ana karakterin en yakınındaki kişi çıksın.
Üç. Bence son kitap, beklenenden az bilmecesi ve zayıf finaliyle bence serinin en zayıf halkası.
Ticari Amerikan romanları yazarlarının temel problemi bu. Hep aynı heyecanla okuyorsun. Bekleneni sunuyor ama artık şaşırtmıyor. Hani mikrodalgada ısıtılan yemeklerin birbirine benzer yapay bir kokusu ve tadı vardır ya, onun gibi. Bir Dan Brown romanının da tadı artık besbelli. Karpuz da yesen, çilek de yesen, erik de yesen hep muz tadı alıyorsun.
Bir daha Dan Brown okur muyum? O dönemde daha iyi bir kitap çıkmamışsa belki...
Demek isterim
Dünyada 6 milyar cep telefonu aboneliği var. Uygun Wc imkanı bulanların sayısı 4.5 milyar. Wc imkanından yoksun yaşayanlar ise tam 1.1 milyar. Ayranı yok içmeye, ceple gider helaya...
Maksat pislik yapmak olsun...Sevgilimin gittiği ağdacıyı isimsiz telefonlarla tehdit etmek istiyorum: 'Hey dostum! Onun kılına zarar verirsen o dükkanı başına yıkarım...'
Bazı belediyeler artık ramazan topu yerine (daha ucuz olduğundan )ses bombası kullanıyormuş. Ses bombası üreticileri, yarın öbürgün sattığınız şeyler terör delili olmasın? Girmeyin bence o topa...
Kalıcı olmak isteyen sanatçı adayı! Bak, senden çok daha kalıcı pet şişeler biliyorum ben...
Rıza Kocaoğlu iyi oyuncu ama dizilerin sezon finalinde vurularak ölmek gibi bir kötü alışkanlığı var!
Yeni ehliyet bedellerinde hesapta indirim yapılıp 105 liradan 15 liraya inildi. Tamam da, alınacak sağlık raporunun bedelinin de 100 lira civarında olduğu söyleniyor... Hoop, bir cebe giren para usulca diğerinden çıkıyor. Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet!
Sokakta elinde pala veya satırla gezen 'karşı tepkili' vatandaş için de bir devlet birimi kurulsun bence... Madem çevik kuvvetle birlikte gezebiliyorlar, bunların adı da ' Çelik Kuvvet' olsun!
İki gün yıkanmasak, teke gibi kokuyoruz. Peki, bebekler niye şeker gibi, süt gibi kokar? Henüz dünya derdiyle kirlenmemişlerdir de ondan! Ruhumuzun kiri, pisliği, bedenimize yapışır yaşlandıkça...