• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Vefa, sadece semt adı değil HÜROL DAĞDELEN

Vefa, sadece semt adı değil

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.06.2011, 00:00
İzindeydim, kısa bir süre... Onun için, takip edemedim yaşananları; hele TRT İzmir'de olup biteni...
Geçen gün rastgele gördüm Erkin Ağabey'in (Usman) köşesinde yazdığı o tatsız gelişmeyi...
O'na sordum, "Sağlam kaynaktan duydum" dedi.
Olay şu...
TRT İzmir'in yüreği, can damarı basın ve halkla ilişkiler birimi kapatılmış; bu işe yıllarını, tecrübesini, emeğini, alın terini, gazetecilik sezgisini veren Ahmet Aydın Akansu da, demirbaştan sorumlu memur yapılmış...
Çok üzüldüm.
Aradım, konuşmak istemedi. Ancak sesinin tonu, beni işkillendirmeye yetti.
Çünkü Ahmet'i yıllardır, daha Yeni Asır'da çalıştığı dönemden tanırım. Daha sonra bizden ayrılıp TRT'ye geçişini, kuruma verdiklerini, özverili çalışmalarını, yazılı basınla kurduğu sıcak ilişkiyi...
***
Daha 90'lı yıllara dayanır bizim Ahmet'le yaptığımız çalışmalar, uzun bir aradan sonra, Yeni Asır'da 1992 yılında yeniden televizyon sayfası yapmaya başladığımız döneme...
Koca bir sayfa, kanal sayısı kısıtlı, öyle şimdiki gibi "mail marifetiyle" program akışı ve içerik almak da yok o zaman...
Bu yetmiyormuş gibi TRT Ankara'dan ne ses var ne görüntü... Bilgi almak ne mümkün... Saatlerce telefon başında uğraşıyoruz birkaç satırlık içerik ve resim için...
Özel kanallar İnterstar ve Show, içerik bombardımanına boğarken bizi, koca devlet kanalı böyle bir beceriden yoksun...
***
İşte o dönemde Ahmet imdadıma yetişiyor. Hem Ankara ile sıcak ilişkiler kurmama yardımcı oluyor hem de bir kapalı kutu olan, ancak yayıncılık alanında, özellikle belgeselde büyük başarılara imza atan, "Hafta Sonu" eğlence programıyla Türkiye'ye örnek olan TRT İzmir Televizyonu'nu yakından tanımamı sağlıyor.
Ahmet sayesinde, yapımcılarla, emekçilerle tanıştım. Gönderdiği haberleri TV sayfama koydum. Hafta sonu programlarına katıldım, yaşadıklarımı "TV Yorum" köşemde yazdım.
Yeni Asır ile TRT İzmir, önemli bir mesafe kat etti. İzmirli kendi bölgesinin kanalını yakından tanıdı.
Bu süreçte Ahmet'in payı ödenemez, gerçekten...
***
Zaman geçti, özel kanallar çoğaldı, TRT'nin etkisi azaldı. Ama Ahmet'in çabası hiç bitmedi.
Hatta, TRT'den gönderdiği haberleri kullanmadığım zaman, o davudi sesiyle yediğim fırçaları dün gibi hatırlarım!
O çalıştığı kurumu önemsiyor, hep ön planda olmasını istiyordu.
Hele, TRT'nin son başarısı TRT Belgesel kanalını bana benimsetmekte, az çabalamadı.
Her özel yayın günü beni arayıp, "Bak Hürol şunu izle, göreceksin, burada ne özel işler yapıldığını" diye vurgulayarak hem de...
Onun sayesinde tanıdım ben TRT Belgesel'i, o nefis yapımları, kanalın her sabah 6 dilden yayın yapma başarısını...
Tek tek sayfamda yer verdim, köşeme aldım.
Hakkını ödeyemem.
***
Ama çalıştığı kurum hakkını vermeli...
Hele program akışında turizm gibi, çok önemli ve sıcak ilişkileri içeren, çağdaş bakış gerektiren bir uzmanlık dalı da varsa...
Ahmet bu işin İzmir'deki üstadıdır. O tecrübeden yararlanmamak, üstelik değerini bilmemek, akıl almaz bir hatadır.
Hele bu değer, İzmir gibi geleceği turizme adanan bir şehirde yaşıyorsa...
Hayret bir şey, Ahmet Aydın Akansu gibi, çalıştığı kuruma hayatını veren bir tecrübeyi yok saymayı aklım almıyor yahu!
Beyler, o bir gazeteci...

Bir uluslararası şampiyonanın ardından
İzmir'e hep turizm kenti deriz de, bir başka önemli özelliğini hep göz ardı ederiz; spor kimliğini...
Türkiye'nin spor turizmine en yatkın illerinden biridir İzmir... Hem iklimi, hem toplum yapısı hem de tesisleriyle, öncü konumdadır.
Her spor türüne de yatkın bir coğrafyaya sahiptir.
Bu yüzden Üniversite Oyunları'ndan alnının akıyla çıkmıştır ve atletizm gibi, basketbol gibi daha birçok uluslararası şampiyonadan...
***
Bir süre önce de bir Uzakdoğu sporu olan 'taekwondo'ya ev sahipliği yaptı İzmir...
1. Uluslararası Taekwondo Şampiyonası, İzmir'de Celal Atik Spor Salonu'nda gerçekleşti.
Hem bu spora özel ilgim hem de organizasyona emeği geçen dünya ikincisi sporcumuz Nesibe Altun'un davetiyle, oradaydım.
Bir kere, Celal Atik çok iyi hazırlanmıştı şampiyonaya... Salon, tam bir taekwondo kimliğine bürünmüştü.
O gün anladım ki, Celal Atik bu tip sporlar için biçilmiş bir kaftan...
***
Organizasyonun ev sahipliğini üstlenen Çiğli Belediyesi ve mütevazı başkanı Metin Solak'ın çabaları ve özverisiyle, herkes oradaydı.
Pek bu tip davetlerde görmeye alışmadığımız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu başta olmak üzere, Buca, Bayraklı gibi pek çok ilçe belediye başkanı öncelikle, Metin Solak'ın davetini kırmamış, güzel bir dostluk örneği sergilemişti.
Taekwondo Federasyonu Başkanı Yard. Doç. Dr. Metin Şahin de gururla, umutla izledi bu özel organizasyonu...
Seyirciler arasında sporcular da vardı, hiç ilgisi olmayan İzmirliler de... Coşku yaşamaya gelmişlerdi...
Belki katılan ülke sayısı azdı ama yaktığı meşale gelecek adına umut verdi.
Çünkü hem organizasyonun rengi olan halk oyunları ekipleri hem de karşılaşmaların heyecan içinde geçmesini sağlayan sporcuların motivasyonu, müthişti.
***
Sözün özü, Çiğli Belediyesi, 'Taekwondo'ya verdiği önemle büyük düşünmenin ilk adımlarını attı. Devamı da gelecek eminim.
Bu ülkede her şey futbol değil çünkü, olmamalı da...
Hele Başkan Metin Solak'ın organizasyonu "Bu sadece Çiğli'nin değil, İzmir'in başarısıdır" diye tanımlaması, "kentlilik bilincine" sahip bir başkan modelinin çarpıcı bir örneğiydi.
Kısaca, üç gün süren şampiyona, İzmir'i uluslararası alanda söz sahibi yapacak bir etkinliğin temellerini attı.
Hem de hiç aksamadan, abartmadan...

GÜNÜN SÖZÜ
Mantığın tedavi edemediğini, zaman iyileştirir.
Seneca

O bir yetenek avcısı

İzmir'in adı, son günlerde bir basketbolcunun başarısıyla, Türkiye'nin gündemine oturdu.
Furkan, bu genç... Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı'nın alt yapısında yetişen genç yetenek, Galatasaray'a transfer oldu, hem de çok iyi bir anlaşmayla...
Bundan sonra Furkan'ın geleceği açıktır. Ardından gelecek nice gençlere de başarılı bir örnektir.
Peki, onu basketbola kazandıran, bu sporu sevdiren, dahası yeteneğini keşfeden kim bilir misiniz?
Bir isimsiz kahraman.
***
Bazı insanlar vardır, hayatı hep yeni değerler keşfedip topluma kazandırmakla geçer.
Onları ışıklı neonlarda, gazetelerin manşetlerinde göremezsiniz. Görünmek de istemezler zaten...
Bunun, "Yetenek avcısı" kimliklerine zarar vereceğini düşünürler, bu yüzden gizli kalmayı, adlarının duyulmamasını isterler.
Furkan şimdi popüler bir örnek, ama sözünü ettiğim kişinin elinde daha niceleri var.
Bu isim Erol Hoca...
Karşıyaka'da pek çok gencin başarısında, basketbolu sevmesinde parmağı olan bir değer, Erol Özal...
Görev aldığı Mavişehir Spor Kulübü'nde, pek çok gencin yetişmesine katkıda bulunuyor Erol Hoca...
***
Ancak bir fark var; o profesyonel bir hoca değil, bu mesleğe hayatını adayan bir "yetenek avcısı"...
Başarılı eğitmenlerden oluşan kadrosu gençleri çalıştırıyor, o ise bu işe tecrübesini koyuyor, Furkan gibi nice değerleri, spora, topluma kazandırıyor.
Ona bu işin sırrını sorduğunda, tek yanıt verdi bana: İlköğretim okulları...
İşte bu nedenle Mustafa Reşit Paşa İlköğretim Okulu öğrencilerini iki yıl önce Türkiye Şampiyonası'na götürmüştü.
***
O, basketbolda özel bir isim.
Onu her gün, Karşıyaka'nın tarihi okullarından Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda, minik sporculara tecrübelerini aktarırken görmeniz mümkün...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA