Trafikteki grafikte yazılası binbir konu. Sendeleyen de var, şansını rendeleyen de. Sevinirken çarpılan, adı yanlış yazılan, rakibe değil ama hakeme faulden atılan bile vardı. Velhasıl son derece ilginç bir haftayı geride bıraktık
Kiminin göğü kara bulutlu, kimininki parçalı umutlu. Ve trafikteki grafikte yazılası binbir konu. Sendeleyen de var, şansını rendeleyen de. Sevinirken çarpılan (Sabri), adı yanlış yazılan (Engin Baytar-Formasına Engin Bayrak yazılmıştı), rakibe değil ama hakeme faulden atılan (Egemen) bile vardı. Akhisar'ın ak yüzü Mehmet Akyüz'ü, G.Saray'ın yılmaz savaşçısı Burak Yılmaz'ı, Antalya'nın şen Türk'ü Semih Şentürk'ü, soyadına karşı fit gözüken Türkiye'nin yeni nöbetçisi Ömer Şişmanoğlu'nu da es geçmemeli. Ayrıca Ersun Yanal takımlarının uçuştan-duruşa geçişi, Mustafa Akçay'ın stopere Zokora'yı seçişi ve sözleşmesinin feshedilişi de not düşülmeli elbet.
Sözün özü mevzu çok. Ancak hepsi derinlemesine yazmaya o kadar yer yok. Bu yüzde zirveden yana kullanalım hakkımızı. İlk yarı ve ikinci yarı arasındaki keskin değişikliğin kulübeden geçtiğini belirtelim. Hatırlayın ilk yarıda bir haftanın ardından "G.Saray'ın iyi bir 11'i var. Beşiktaş'ın ise iyi bir kadrosu. Yani derinliği. Hal böyle olunca da iyi 11 yetmiyor bazen" demiştik. İkinci yarı itibariyle G.Saray'ın artık iyi bir 18'e kavuştuğunu söylemek mümkün. Bu hafta oynamayanların katkısını hafta içinde kupa maçına ve takımdaki rekabet ortamının genişlemesinde görebilmek mümkün. Yani Chedjou'nun cezalı duruma düşmesiyle ora adına artık birkaç alternatif söylenebiliyor. Bu sol bek ve sol açık için de geçerli. Hal böyleyken Drogba'nın eksikliği başka açılardan telafi edilebiliyor.
F.Bahçe'de ise mesele tersine döndü. En zengin bölgesinde yaşadığı talihsizlikleri futbol literatüründe "Kabus" kelimesiyle açıklayabiliriz ama Nostradamus böyle bir kehanette bulunmuş olsa dahi ihtimal vermezdik herhalde. Üstüne üstlük ilk yarının en iyi Caner'in ve savunmanın bel kemiği Egemen'in Kasımpaşa sınavı öncesi tribünde olması nereden bakarsanız bakın büyük bir handikap. Yunus Yıldırım meselesi üzerine herkes birçok şey söyledi. Madem öyle biz de o tarafa bakıp bitirelim yazıyı. Evet Egemen'in hareketi faul değil. Evet sonrasındaki hareketi de doğru değil. Evet Yunus Yıldırım'ın kartı gösteriş şekli de pek makul değil. Ancak G.Saraylı kızı ile çektirdiği fotoğraf üzerinden eleştiri yapılmasını anlamak da mümkün değil. Buna şaşıranlar neye şaşırıyor anlamıyorum. Ne yani hakemlerin çevresindeki insanların takım tutmadığını zannediyordunuz da yeni mi öğrendiniz? Dahası buradan nereye ulaşılabilir ki insan? Takım kümeleri şeklinde mi yaşıyor bu millet? Her ailede G.Saraylı, F.Bahçeli, Beşiktaşlı, tarafsız yok mu? Oooof...Of.