• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İDARE EDENLER LİGİ HALİL FİNCAN

İDARE EDENLER LİGİ

halil.fincan@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.10.2014, 00:00
G.Saray, Trabzon ve F.Bahçe'nin birdenbire şahlanması beklenilmiyor aslında. Beşiktaş'ın lider olmasına rağmen idare eder görüntüsünün bir süre daha değişmeyeceği de ortada. Haftalık kımıldanışlar oluyor elbet ama onları da zamana bırakmak gerekiyor

Bayram gezmelerinde gelen misafirler, klasik yanıtı ilk soru sorulduğunda vermelerine rağmen sırayla herkes "Nasılsın?" diye sormaya devam eder ya hani, bizim takımların durumu da o hesap. Bazı takımların taraftarları da her hafta alacağı klasik cevabı bilmesine rağmen takımlarını takip ediyor. Aslında biliyorlar ki durum kötü. Ama onlar "Bakalım bu sefer nasılsın?" diye sorma ihtiyacı hissediyor. Yani G.Saray, Trabzon ve F.Bahçe'nin birdenbire şahlanması beklenilmiyor aslında. Beşiktaş'ın lider olmasına rağmen idare eder görüntüsünün bir süre daha değişmeyeceği de ortada. Evet haftalık kımıldanışlar oluyor elbet ama (Başakşehir ve Karabük gibi) onları da zamana bırakmak gerekiyor. Peki hiç mi bir şey değişmiyor? Değişiyor tabii ki. En fazla da takım kadroları. G.Saray'ın son iki haftadaki 2-1'lik galibiyetleri ile araya sıkışan Arsenal mağlubiyetinin kadrolarına bakıp vaziyeti analiz etmek mümkün. Evet o oyunculara en yakın adamlar teknik adamlar ancak bu hamleleri doğru yaptığı anlamına gelmiyor. Ve yabancı statüsü de dahil edildiğinde teknik kaos büyüyor. Misal F.Bahçe'de Bekir'in ilk yarının son dakikasında kırmızı kart görmesinin ardından ikinci yarı başında yapılması gereken ilk hamle aslında Bruno Alves'in oyuna dahil edilmesiydi. Niye? Çünkü G.Saray derbisinde oynaması muhtemel savunma ikilisi Alves ve Kadlec'tir. Bu ikili sezon başından bu yana beraber oynamadığı için en iyi test yöntemi Konya maçının ikinci yarısıdır. Ancak 1-1'lik eşitlik buna müsaade etmediğinden ve Serdar Kesimal'e güvenilmediğinden önce Diego-Selçuk değişikliğine gidildi. Skor 2-1'e gelince de golü atan Webo kenara alınıp ancak 66'da Alves oyuna sürülebildi. Bunu daha önce G.Saray da yaşamıştı. Buradan da kulüplerin 5+3'e rağmen yerli alternatif üretmede sınıfta kaldığını görüyoruz. Hal böyleyken vaziyet milli takıma da yansıyor. Birkaç oyuncu sakatlanınca koskoca milli takım bile sıkıntı yaşıyor. Trabzon'un 16. basamağa gerilemesinin sebebi ise bambaşka. 3-0'lık Karabük yenilgisini baz alırsak sahadaki 11'in 9'u, kulübedeki 7'nin 4'ü yeni. Üstelik hoca da yeni. Eee ne bekliyorsunuz ki zaten? Sadece zaman lazım. O da bu ülkenin futbol kitabında yazmıyor zaten.
SON SÖZ: Cumartesi Altınordu-Albimo Alanya maçını izledim. Bir kez daha kahroldum. Başarıya giden yolda kadro ve teknik müdahalenin etkisi büyük kuşkusuz ama İzmir için açılan parantezin içine büyük harflerle (STAT) yazmalı elbet. Bayramın 1. günü, öğle vakti bir İzmir takımının Manisa'da çabalayışını izledik. 100 kadar renklere gönülden bağlı taraftarın önünde elinden geldiğini yaptı. İkisi de puan aldı ama birisi o puanla 3. sırada, ötekisi 11. basamakta kaldı. Sonra da "Bu takım niye kazanamıyor?" diye ahkam kesiliyor. Bir takım her maçı deplasmanda oynarsa kazanabilir mi? İyi bayramlar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA