• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Menkul kıymet vergileri CAHİT SÖNMEZ

Menkul kıymet vergileri

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.10.2009, 00:00
Anayasa Mahkemesi yabancıların menkul kıymet kazançlarından sıfır, Türkiye'de yerleşik yatırımcıların kazançlarından yüzde 10 vergi alınmasına yönelik uygulamayı Anayasa'ya aykırı buldu. Karar ilk duyulduğunda panik yarattı ve İMKB 100 Endeksi yüzde 2.4 düştü. Fakat, 51 binlerde "kar realizasyonu" için fırsat kollandığından, bu kararın bir yerde Hızır gibi yetiştiğini söyleyebiliriz.
Sermayenin rengi ve ırkı olmaz şeklinde katı iddiamız varken, ne oldu da bu ayrışma ortaya çıktı dersiniz?
Yanıt için küresel türbülansın ilk sinyalini verdiği 2006 yılına gidelim...
Gelişmiş ülkelerin 2002-2003 yıllarında başlattıkları "düşük faiz politikaları" uluslararası sermayenin gelişmekte olan ülkelere yönelmesine neden oldu. ABD, Avrupa ve Japonya'dan borçlananlar aldıkları likiditeyi Brezilya, Rusya, Çin ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere taşıdılar.
2003-2006 yılları arasında hem kurlardan hem de menkul kıymetlerden oldukça yüksek karlar yapan sıcak para risklerin yükseldiğini dolayısıyla risk iştahlarının kapandığı mazereti altında "demir almak zamanı gelmiştir" şarkısını mırıldanarak karlarını realize etmeye başladı. Bir anda başlayan ters yönlü sermaye hareketi bir taraftan hisse senetleri fiyatlarını düşürüyor, bir taraftan kurları yukarı çekiyor diğer taraftan da kurları yükseltiyordu. Tehlike sınırını çoktan aşmış cari açık gerçeği yabancı sermayeye yolunuz açık olsun dememizi engelliyordu.

VERGİSEL TEŞVİK

Bu acı gerçeğin bilinciyle, Merkez Bankası 2006 Haziran ayında yüzde 13.50 olan "politika faiz oranlarını" bir çırpıda 200 baz puan yükselterek 15.50'ye çekti. Yabancı sermaye buna rağmen çıkmaya devam edince panikleyen Merkez, bir kez daha 200 baz puan faiz artırım kararı alarak politika faiz oranlarını yüzde 16.50 seviyesine çıkardı. Yabancı sermaye biraz daha "taviz" isterim diye tutturunca faiz artırımı olmayacağı için Maliye devreye girdi ve yabancıların menkul kıymetlerden kazandıkları "sermeye iratlarına" uygulanan yüzde 15'lik stopajı sıfırladı. Maliye, Türkiye'de yerleşik yatırımcılara ayıp olduğunu anlayana kadar bu uygulamayı sürdürdü ve yabancılara yüzde 0, Türklere yüzde15 vergi getirdi. Haksızlık daha sonra Türk yatırımcıların yüzde 15 oranındaki gelir vergisini yüzde 10 seviyesine indirerek "kısmen" giderilmişti.
Küresel krizin şiddetlenmesiyle borsada kan kaybının hızlanması sonucunda hisse senedi kazançları üzerindeki gelir vergisi stopajı Türkiye'de yerleşik yatırımcılar için de sıfırlandı. Tabi, şimdilik...

STOPAJ ORANLARI
Menkul kıymetlerin vergilenmesindeki son durum ise şöyle;
* Tahvil ve bonolar üzerinden elde edilen kazançlarda "tam mükellef kurumlar" için yüzde 10 stopaj kesintisi var. Fakat, kurumlar stopaj kesintisini "kurumlar vergisinden" mahsup edebiliyorlar. Tam mükellef gerçek kişiler yani bireyler ise tahvil ve bonolardan yüzde 10 stopaj ödüyorlar.
* Hisse senetlerinden elde edilen gelirler tüm mükellefler için yüzde sıfır stopaja tabi.
* Hazine tarafından ihraç edilen "eurobondlardan" elde edilen kazançlar hisse senetlerinde olduğu gibi hem tam mükellef kurumlar hem de gerçek kişiler için yüzde sıfır stopaja tabi.
* Tüm mükellefler repo gelirlerinden elde ettikleri kazançlar için yüzde 15 peşin gelir vergisi ödemek zorundalar.
* Aynı şekilde "banka mevduat" hesaplarında da repoda olduğu gibi yüzde 15 gelir vergisi stopajı söz konusu.
Anayasa Mahkemesi 9 ay gibi bir süre tanıdı eşitsizliğin giderilmesi için. Maliyenin önünde iki seçenek buluyor. Ya Türkiye'de yerleşiklerden de vergi almayacak ya da yabancılardan da vergi alacak Türkler gibi. Zor bir karar...




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI