• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Sanayi üretiminde düşüş CAHİT SÖNMEZ

Sanayi üretiminde düşüş

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.01.2010, 00:00
Son günlerde veri bombardımanına tutulduk resmen. Veriler ardı ardına gelmeye devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) "Sanayi Üretim Endeksi"ni yayımladı. 2009 Kasım ayında sanayi üretimi Ekim ayına göre yüzde 8.4, geçen yılın Kasım ayına göre ise yüzde 2.2 düzeyinde geriledi.
Sanayinin alt sektörleri, imalat, elektrik, gaz, su ve madencilikten oluşuyor. Tabii ki, imalat sektörünün tartışmasız ağırlığı var. Son verilere göre imalat sektöründeki üretim kaybı yüzde 2.8'e kadar çıkmış. Rakamın daha düşük kalmasında diğer iki sektördeki kısmi artışlar rol oynamış.
Sanayinin ana sektörleri itibarıyla verileri incelediğimizde ise en büyük düşüşün "dayanıklı tüketim mallarında" olduğu sonucuna varıyoruz. Dayanıklı tüketim malları 2009 Kasım ayında yüzde 7.2 daha az üretilmiş. Dayanıksız tüketim malları imalatında da belirgin bir azalma var; yüzde 4.
Dayanıklı tüketim mallarının iktisadi açıdan bir önemi var. Bütçemizin büyük bir kısmını ya da aşan tutarını dayanıklı tüketim malına ayırmak zorunda olduğumuz için ileriye bakarak karar vermeye çalışıyoruz. Eğer belirsizlik algılıyorsak, gelecek gelirimizden tereddüt ediyorsak bu tür malların edinimini ileri bir tarihe bırakıyoruz. Dolayısıyla, dayanıklı tüketim mallarının üretimi ve tüketimi bizim için öncü göstergedir.

İŞ KAYBI
Sanayi sektörü her dönemde Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmuştur. Özellikle, ihracat içindeki payı ile krizlerden çıkışlarda kritik roller üstleniyor. Buna rağmen krizden en fazla etkilenen sektörlerinde başında geliyor.
Son küresel krizde sanayi sektöründeki istihdam kaybı 295 bin kişiye ulaştı. Gerçekten küçümsenmeyecek rakam. Hayati öneme sahip sanayi sektörü neden krizlerden aşırı derecede etkileniyor? Birkaç nedeni var.
İlk sırada rekabet konusu geliyor. Dış pazarlarda rakibimiz diyebileceğimiz ülkeler ile kıyasladığımızda sanayi sektörünün rekabet gücünün düşük olduğunu söyleyebiliriz. İşgücü maliyetleri ve bazı vergiler rekabet gücünü zayıflatıyor sektörün.
İkinci neden, teşviklerin ekonominin ve demografik özelliklerin gerçekleri paralelinde olmayışı. Bölgesel ve Sektörel teşviklerin söz konusu gerçeklere göre yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Çin modeli "yığışım" uygulaması düşünülebilir. Belli bölgelerde belli alt sektörler yoğunlaşırsa uzmanlaşma ve diğer yan hizmetlerin sağlanması da kolaylaşır.

VASIFLI ELEMAN
Üçüncü nedene gelirsek... Sanayi sektöründe çalışacak vasıflı işgücü eksikliği yine temel sorunlardan birisi. Tabii bu uzun dönemde çözümlenecek bir sorun. Lise ve üniversite düzeyinde sektörün ihtiyaç konusunda ve sayılarına göre bölümlerin açılması ve mevcut bölümlere öğrencilerin yönlendirilmesi soruna çare olacaktır.
Şimdilik pek ciddiye alınmayan dördüncü soruna da değinelim... Finansman sorunu. Neden şimdilik sorun değil. Çünkü, dolar ve euro faiz oranlarının çok düşük olması ve kurların TL lehine gitmesi sanayicilerin kur riski alarak dışarıdan kaynak yaratmalarını sağlıyor. Sıfıra yakın faizle doları getirip kullanıyorlar.
TL'nin değer kazanması da sanayicileri, özellikle ihracat yapanları, ilk başlarda üzmüştü. Ancak, ucuz ithal ara mal avantajını kullanarak risk dezavantajını bertaraf edince sorunu rafa kaldırmışlardı. Yeri gelmişken bu gerçeğinde altını çizelim.
Sorunların özetinden sonra kalıcı çözümler için şu hatırlatma ile yazımızı bitirelim: Hem iç hem de dış konjonktür tamamen lehimize iken yapılmayan reformların krizin elverdiği ölçüde yeniden gündeme alınması gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA