• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Büyüme sürdürülebilir mi? CAHİT SÖNMEZ

Büyüme sürdürülebilir mi?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.04.2010, 00:00
Türkiye ekonomisi 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 14.5 oranında küçülme ile yaptığı dip noktasından ivmelenme ile çıkışını sürdürüyor. Toplam 4 çeyrek küçülmenin ardından, geçen yılın son çeyreği itibariyle pozitif büyüme rakamını nihayet yakaladı. Tahminler 2010'un ilk çeyreğinde iki haneli büyümenin çıkacağı yönünde. Doğru, güçlü baz etkisiyle büyüme oranı oldukça yüksek çıkacak.
Artık, Türkiye ekonomisi düzlüğe çıktı diyebiliriz. Ancak, kritik soru şu; toparlanmanın aynı momentumla sürdürülmesi mümkün görünüyor mu? Ya da soruyu şöyle soralım... Yakalanan büyüme nereye kadar sürdürülebilir?
Soruların yanıtları önemli. Çünkü, büyümeden öte, büyümenin ekonominin büyüme potansiyeline uygunluğu ve sürdürülebilirliği anlamlıdır iktisadi açıdan.
Soruların yanıtlarını verebilmemiz için bazı göstergeleri irdelememiz gerekiyor...
Büyüme rakamları ile başlayalım...

İNİŞ VE ÇIKIŞ
Son 3 yıldır küçülüyoruz. 2003-2006 yılları arasında ortalama yüzde 7 civarında büyümüştü Türkiye ekonomisi. Daha sonra, büyüme oranı 2007'de yüzde 4.7'ye, 2008'de yüzde 0.7'ye ve 2009'da da yüzde -4.7'ye kadar geriledi. 2008 ve 2009 yıllarını çeyrekler itibariyle değerlendirdiğimizde "dip noktasına ulaşma" hızı ile "dip noktasından çıkış" hızı hemen hemen aynı. 2008'in ilk çeyreğinde büyüme oranı yüzde 7 imiş. Son açıklanan, 2009 son çeyrek büyüme verisi ise yüzde 6.
Krizler sonucunda Türkiye ekonomisinin küçülme sürecinden kurtulması yaklaşık 4 çeyrek gibi bir süre alıyor. Küresel krizde de böyle oldu... Her ne kadar bizim krizimiz olmasa da... Fakat, kendi krizlerimiz sonrası toparlanma ile son küresel kriz sonrası toparlanma arasında önemli farklar var. Öncelikle, kendi krizlerimizde toparlanmanın kaynağı çoğunlukla dış talep oluyordu. Şu an içinde bulunduğumuz çıkışın kaynağı ise iç talepteki canlanma. İç talep derken şu gerçeğin hemen altını çizelim. 2009'daki iç talep büyük oranda kamu kesimi tarafından yaratıldı. Yani, kamu kesimi hem hammadde hem de nihai mal ve hizmet tüketimini belirgin bir şekilde artırdı maliye politikaları çerçevesinde. Diğer taraftan, kamunun şöyle bir katkısı daha oldu; mali tedbirlerle iç talebe duyarlı sektörler uyarılarak iç talep canlandırıldı.

DIŞ TALEP ZAYIF

2009'da ve bu yıl içinde sağlanan büyümede dış talebin halen belli bir etkisi görülmüyor. Bu tezimizin doğruluğunu iç ve dış talep seviyeleri arasındaki farktan ve kapasite kullanım oranlarından da kanıtlayabiliyoruz. İhracatçı firmalar ile diğer firmaların kapasite kullanım oranları arasında yaklaşık 5 puan gibi bir fark var. Aynı zamanda, dış pazar için üretim yapan firmaların kişi başına çalışma saatleri de düşük.
Küresel dış ticaretin hakimi olan gelişmiş ülkelerin durumu ortada. Kamu borçları, kredi piyasalarının normalleşememesi ve işsizlik gibi ithalat taleplerini olumsuz etkileyen sorunlarla boğuşuyorlar. Gelişmiş ülkelerin bu tür sorunlara sahip olmaları sadece dış ticareti etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda dış finansmana ulaşma zorluğu da getiriyor.
Bu olumsuz faktörleri topluca değerlendirdiğimizde dış talebin büyümeye etkisinin bir süre daha zayıf kalacağını söyleyebiliriz.
Bu durumda deyim yerinde ise kendi yağımızla kavrulacağız. İç talebin büyüme üzerindeki etkisi ise yaklaşık yüzde 70'ler civarında.
Sonuç olarak, iç talep canlı kaldığı sürece Türkiye ekonomisi büyümeye devam edecek. Geçen yılki küçülmeden sonra yerimizde saysak bile büyüyeceğiz. Ama, Türkiye ekonomisinin iç dinamikleri ve sahip olduğu üretim faktörlerine göre ortaya çıkan yaklaşık yüzde 5.5-6'lık büyüme potansiyeline ulaşması zor görünüyor. Bu durumda işsizlik sorunun çözümü de başka bir bahara kalıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI