• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Faizler değişmez CAHİT SÖNMEZ

Faizler değişmez

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.06.2010, 00:00
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu perşembe günü faiz kararı için toplanacak. Şu anda yüzde 6.50 olan gösterge faiz oranlarını çok büyük olasılıkla aynı seviyede koruyacak. Çünkü, 14 Nisan tarihinde kamuoyuna duyurduğu "Para Politikası Çıkış Stratejisi" raporunda, temel makroekonomik verilerdeki ve piyasalardaki gelişmelere göre zamana yayılan ve temkinli bir çıkış stratejisi izleyeceğini vurgulamıştı Merkez Bankası.
Faiz kararında iki parametre ön plana çıkıyor. Birincisi enflasyon, ikincisi iktisadi faaliyetler. Krizden çıkış sürecinde enflasyon oranları düşük seviyelerde kaldığı için Merkez Bankası "fiyat istikrarı" ana hedefini bırakıp diğer hedeflerinden olan büyümeye odaklanmıştı. Bu bağlamda, kriz öncesi dönemde uygulanan sıkı para politikaları kademeli olarak gevşetilmişti. Öncelikle gösterge faiz oranları yüzde 16.75'den yüzde 6.50'lere kadar çekildi. Aynı zamanda, repo ihalelerinin vadesi 3 ay çıkarıldı. Zorunlu karşılıklar düşürüldü ve borç alma borç verme faiz oranları arasındaki 3.5 puanlık fark 2.5 puana indirildi.

YOL AYRIMI
Hatırlayacağınız gibi geçen haftaki yazımda küresel krizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımını daha da belirginleştirdiğini vurgulamıştım. Gerçekten, 2002 yılı itibarıyla gelişmiş ülkelerin düşük faiz politikalarına dönmeleri sonucunda sermaye akımlarının yönü de gelişmekte olan ülkelere kaymıştı. Kaynak girişinin yoğunlaşması bu ülkeleri deyim yerinde ise ihya etmişti. Hem daha derin mali piyasalara sahip hem de daha fazla üretim yapan ülke konumuna gelmişlerdi. 2008 krizine kadar kat ettikleri yol sayesinde krizin etkilerinin sınırlı kalması söz konusu olmuş, krizden çıkış da beklenenden hızlı gerçekleşmişti.
Bugünlerde, gelişmiş ülkelerin bütçe açığı, gelişmekte olan ülkelerin bazılarında ise fiyat artış sorunu görülüyor.
İşte, bu asimetrik gelişmeler merkez bankalarının farklı aksiyon almalarını gerektiriyor. Gelişmekte olan ülke merkez bankaları faiz artırımına hazırlanırken, gelişmiş ülke merkez bankalarının bir süre daha düşük faiz politikalarına devam etmeleri gerekiyor.

BÜYÜME DURUMU
Merkez Bankası'nın faiz kararında dikkate aldığı her iki parametreye kısaca değinelim: Öncelikle, faizler üzerinde yukarı yönlü baskı kuran enflasyonda bir sorun görmüyor Merkez Bankası. Nedenlerini raporunda sıralamıştı; vergi ayarlamaları, gıda fiyatlarındaki sıçrama ve baz etkisi. Artışa neden olan bu unsurlar sürdürülür olmadığından enflasyondaki artışın geçici olduğunu ve orta vadeli hedeflerle uyumlu bir patikaya geleceğini öngörüyor. Toparlarsak, son aylarda enflasyondaki artışa bağlı olarak Merkez Bankası'nın faiz artırımı söz konusu olmayacak.
Gelelim ikinci faktöre; iktisadi faaliyetlerin hızı... Merkez Bankası yaptığı temel senaryolarda, iktisadi faaliyetlerin yavaş bir tempoda toparlanacağını veya iç ve dış talebin artmasına bağlı olarak hızlı toparlayabileceğini tahmin ediyor. Her iki durumda da, gösterge faiz oranlarını bu yılın son çeyreğine kadar değiştirmeyi düşünmediğini dile getiriyor.
Merkez Bankası politika faiz oranlarının düşük seviyede tutulması gerektiğini savunurken, şu iki gerekçeyi de öne sürüyor: İç talepteki istikrarlı toparlanmaya dış talep eşlik edemiyor. Diğer gerekçe ise, küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin artması.
Şu tespitlerle yazımı sonlandırayım: Çok büyük olasılıkla Ekim ayına kadar politika faiz oranı yüzde 6.50'de kalacak. Avrupa hasta yatağından kalkar, ABD çıkışı sürdürür ve gelişmiş ülkelerden kaynaklanan belirsizlikler azalır ise son çeyrek itibarıyla faiz artırım kararları gelebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA