• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Piyasalarda belirsizlik artıyor CAHİT SÖNMEZ

Piyasalarda belirsizlik artıyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.02.2011, 00:00
2010'un ikinci yarısında piyasalardabaşlayan çalkantılar belli aralıklarla sürüyor. Yunanistan'ın borçları çeviremez hale gelmesi ile "Boğa Piyasası"nda ralli süreci sekteye uğramıştı. Piyasalar tam toparlanırken İspanya çıktı, "Ben de varım" dedi... Piyasalar yeniden aşağı yönlü harekete başladı. Sonrası malum, bir iniş bir çıkış, zikzaklı seyir izliyoruz piyasalardan. İrlanda, Kore gerginliği, Japonya'nın not indirimi, son olarak Mısır'ın karışması gibi siyasi ve ekonomik gelişmeler gerekçe gösterilerek, hisse senetlerinin değer kaybetmesi ve tahvillerin faiz oranlarının yükselmesinin nedenleri açıklanmaya çalışıldı piyasa aktörlerince.

RİSK VE KÜRESEL LİKİDİTE
Oysa, piyasalardaki istikrarsız seyrin temel nedeni bunlar olamaz. Bahane diyebileceğimiz, yukarıda değindiğimiz unsurların sadece kısmen ve kısa süreli etkileri olabilir. Küresel piyasaların yön bulamamasının, döviz paritelerindeki aşırı oynaklıklarının altında yatan gerekçe, piyasa aktörlerinin ileriye yönelik yüksek risk algılamaları. Yani, herkes oluşan büyük balonların farkında. Ama, öylesine fazla küresel likidite de söz konusu ki, ister istemez piyasa aktörlerini tahrik ediyor, belirsizlik ve risk algılamalarını görmezden gelmelerini sağlıyor. İşte bu yüzden gel-gitler yaşıyorlar... Ne yükselişlere ne de düşüşlere tatminkar nedenler bulabiliyorlar.
Bu noktada Türkiye'nin ayrıştığı bir özelliği var. Küresel krizden çıkış sürecinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayırımı iktisadi açıdan zirveye çıktı. Gelişmekte olan ekonomiler ısınırken, gelişmiş ekonomiler ısınamadı.

DOLAYLI SIKILAŞTIRMA
Bu yüzden, uygulanan politikalarda da asimetri oluştu. Gelelim Türkiye ekonomisinin farkına... Türkiye, gelişmekte olan ülkelere göre ek bir soruna sahip: Cari açık. Merkez Bankası, para politikaları uygulamasında, diğer merkez bankalarına göre cari açık unsurunu da göz önüne almak zorunda.
Ekonomileri ısınan gelişmekte olan ülkeler bildik para politikaları ile "parasal sıkılaştırmaya" gitmeye başladı. Amaç, enflasyonist baskıları azaltmak. Başta Çin olmak üzere bazı Asya ülkeleri, Brezilya'nın da içinde olduğu Latin Amerika ülkeleri, bir taraftan faiz oranlarını yükselterek tüketimi azaltmaya çalışırken, diğer taraftan mali araçlarla sıcak para girişini kısıtladı.
Ancak, Türkiye'de klasik yaklaşımın dışında "para politikası" uygulamasına tanık oluyoruz. Faiz ve faiz dışı araçları bir arada kullanarak fiyat istikrarı ile beraber "finansal istikrara" da ulaşmayı hedefliyor Merkez Bankası. Faiz oranlarını aşağı çekiyor, faiz dışı araçlardan zorunlu karşılıkları ise yükseltiyor. Böylece doğrudan değil, bankalar üzerinden parasal sıkılaştırmaya gidiyor.
Merkez Bankası'nın aldığı aksiyonların yerinde olduğunu hep dile getiriyorum. Lakin, sorun piyasaların bu önlemlerden memnun olmaması. Özellikle yabancı yatırımcı, göle atılmış taştan ürkmüş kurbağa gibi kaçmaya çalışıyor. Geçen yıl İMKB'de yabancı payı yüzde 74'lerde iken, bu yıl yüzde 64.50'lerde. Son birkaç haftada hisse senedi pozisyonlarından çıkan yabancı sermaye miktarı 8 milyar doları aşıyor.
Kurtlar puslu havayı sever misali, para sihirbazları belirsizliklerin yoğun olduğu şu günlerde yine aşırı karlar yazıyor. Aslında finansın kuralını uyguluyorlar... Kızmamak lazım. Endeks 2-3 bin puan düştüğünde alım, biraz yükseldiğinde satım yapıyorlar. Kar marjını açan ise panikleyen küçük yatırımcıl. Düştüğünde satıyor, yükselince de alıyor.
Bu filmi biraz daha izleyeceğiz gibi... Çünkü, gelişmiş ülkelerin krizden çıkış sürecindeki performanslarıyla ilgili belirsizlik sürüyor. Gelişmiş ülke merkez bankalarının politikaları ve bu politikalar karşısında gelişmekte olan ülke merkez bankalarının alacakları tavırlar önümüzdeki dönem piyasaların yönünü belirleyecek...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA