Arabanın dingili kırıldıktan sonra, yol gösteren çok olur...
Bir sosyal gerçeğin, herkesin anlayacağı dille ifadesi ancak böyle ortaya serilir.
Türkiye şimdi bu gerçekle karşı karşıya.
Soma'daki facia, yüzlerce can kaybı ve bir o kadar da yaralı maden işçisi...
Bir o kadar da "yol gösterici(!)"
Ve, bu facia "iş kazası değil cinayet" sonra "Soma'ya dua edelim..." hastag"leri ile twitter'ın dünya gündemine oturdu.
Ve ardından twitter temennileri.
"Dualarınızı eksik etmeyin..."
"Rabbim senden ümidini kesmeyen mazlum kullarını yalnız bırakma..."
yakarışları.
Soma'daki facia ülkenin değil, Avrupa'nın ve dünyanın gündemindeki en acil konu...
Dünya bu kazayı konuşuyor, bu konuşmaların ve tartışmaların ucunda bir soru ortaya çıkıyor.
"Bu işin sorumlusu kim veya kimler?"
Hemen belirtelim...
Tartışmaları aceleye getirip, şunu veya bunu itham edip olup bitenler üzerine şal çekmenin de alemi yok.
Yazının başında da vurguladığımız gibi, "arabanın dingili kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur."
Şimdi bizim gazetenin çelebisi Hürol Dağdelen'in yorumu:
"Abi, bütün mesele, arabanın dingilini kırmamakta. Değil mi?..."
***
Ve; anında patlak veren bir polemik...
Manisa CHP milletvekillerinden biri olan Özgür Özel, facia olur olmaz anında beyenatı patlattı:
"Bizim 29 Ekim tarihinde verilmiş bir önergemiz vardı. Reddedildi. Her üç ayda bir ölümlü, ya da yaralamalı kazalar oluyor. 10 kez üst üste kazalar olduktan sonra kapatılmıştı. Onlarca cezaya rağmen bunlar önlenemiyor.
Bu çıkışa Başbakan Erdoğan'dan anında yanıt geldi:
"Bu önerge gündemi değiştirmeye yönelik bir çalışma ürünü. Hedefinde gündemi torpillemek var."
Dün bir bugün iki...
Muhalefet bu "dramı istismar yolunun" kapısını açmaya kararlı.
Sonuç alır mı?
İşin ucunda, alaturka kurnazlık var.
Kimse yemez bu otu...
Çünkü, acılar ve yaralar üzerine kurulu siyasetin hayırlı yol olduğuu nerede görülmüştür?
küpe
Başkaları için kendinizi unutun, o zaman sizi de hatırlayacaklardır.
Dostoyevski