Belediye Başkanlığı için oyunuzu kime verirsiniz?
İşte size otobüs duraklarında düzenlenmiş bir mini anket ve sonuçları.
İzmir'de son bir aydır yaşanan ulaşım çirkinliklerinin akisleri çok yönlü oldu. Duraklar ve yollar birbirine karıştı.
İnsanlar şu yakıcı yaz sıcaklarında, kızgın güneş altında duraklarda, sokaklarda "sefilleri" oynadılar.
Güneş çarpmasından yatağa düşenler oldu.
Bu işin sorumluları ise üfürükten gerekçelerle dalgalarını geçiyor.
İşte birkaç otobüs durağında ve sokakta rastladığımız insan manzaralarından birkaç not...
***
POTA ekibi Bostanlı'daki bir otobüs drağında bekleşenlere sordu:
"Şimdi bir seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?"
Cevaplar şöyle:
Sevindik Acar: "Oyumu Aziz Kocaoğlu'na vermiştim. Şimdi oyumu geri istiyorum."
Murat Akyüz: "Herhalde CHP'ye değil."
Reyhan Düzovalı: "Halk Partisine oy vermiştim. Pişmanım..."
Necat Yamanlar: "Bakalım bu işi becerecekler mi? Biraz fırsat verelim."
Gürbüz Tokaç: "Hemen yapılsın şu seçim. Başımızdan atalım bunları."
***
Bayraklı'da İstasyon durağından...
Ali Sümbül: "Bu kadroya benden oy yok."
Kamile Belgin: "Aziz Kocaoğlu belediyeciliği bilmiyor. O gitsin buzdolabı satsın."
Kazım Köymen: "Şu metro olayı bile bu ekibin boşluğunu gösterir. Nasıl inanmışız bunlara?"
***
Konak'tan birkaç cevap:
Zeynep Tatı : "Aktarmalı taşımacılığı bunlar beceremez."
Çetin Samancı: "CHP'ye İzmir'de bir daha oy moy yok."
Ben de derim ki:
"İnsan vücudunun herhangi bir noktasından alınan kan, o vücut yapısındaki kanın tümünün yapısı hakkında bilgi verir."
hayattan
Karşıyaka Sanat Derneği kuruldu
Karşıyaka'nın "Sanat Merkezi" olma yolundaki çalışmalarına bir yenisi daha eklendi ve Karşıyaka Sanat Derneği kuruldu.
Kısa adı KARSAN olan Karşıyaka Sanat Derneği'nin sanatın her alanında faaliyet göstereceğini ifade eden KARSAN Başkan Yardımcısı Arsoy Sayın, şöyle konuşuyor:
"Belediye Başkanımız Hüseyin Mutlu Akpınar, Karşıyaka'nın sanat şehri, sanatın merkezi olacağını ifade etti. Biz de bu çağrıya cevap vererek, Karşıyaka'da sanatsal faaliyetlerde bulunmak üzere, sanatseverler olarak bir araya gelerek dernek çatısı altında birleştik. Güçlü bir STK olmak için de ilk adımımızı attık. Fotoğrafçılık, resim, el işlemeleri, Türk Sanat ve Türk Halk Müziği, dansın tüm çeşitleri, özellikle de Türk Folkloru başta olmak üzere sanat üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Şu anda çalışmalarımızın programını yapıyoruz." Temelimizi sağlam atmak istiyoruz. Karşıyakalıları sanatın tüm dallarında etkin olmaya çağırıyoruz."
kentten
Boyoz'a özlem bitiyor
Kısa bir süreliğine tadilata giren ve sadık müşterilerinden uzak kalan Alsancak Dostlar Fırını, 16 Temmuz'da eski adresinde, alışılan lezzetinde, geleneksel dokusu ama yeni dekorasyon ve kaliteli hizmet anlayışıyla severlerine tekrar kapılarını açıyor.
Kara fırın odun ateşinde pişen ve fırınlanmış yumurta ile bütünleşen geleneksel boyozun lezzetini günümüze taşıyabilen çok az fırın mevcut. Bu nadir fırınlardan biri olan Alsancak Dostlar Fırını, 1983 yılında, Mustafa Akar Usta tarafından Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde kuruldu. Fırın, 16 Temmuz 2014 tarihi itibari ile Akar ailesinin ikinci kuşak mensupları tarafından mevcut adresinde, yeni nesil hizmet ve kalite anlayışı ile tekrar hizmete başlıyor.
Bundan böyle boyoz, en geleneksel pişirme yöntemi, bol çeşitli malzemelerle günün her saatinde Alsancak Dostlar Fırını'nda bulunabilecek.
küpe
Gençlikte günler kısa, yıllar uzun, yaşlılıkta ise yıllar kısa, günler uzundur.
Panin
günün fıkrası
Ah şu İskoçyalılar
İskoçyalı'nın biri iş gezisi için Paris'e gelmişti. İndiği otelde hiç yer kalmadığı için ister istemez bir Fransızla aynı odada yattı.
Gece yarısı Fransız birden uyandı. Yaptığı gürültüden İskoçyalı oda arkadaşı da uyanmakta gecikmedi. Fransız hemen:
"Ah!... Özür dilerim. Ne kadar üzüldüm bilemezsiniz" dedi.
"Yok canım, üzülmeyin diye cevap verdi İskoçyalı ve devam etti:
"Bilakis, beni uyandırdığınız için çok sevindim. Çünkü, rüyamda Edinburg'a telefon ettiğimi görüyordum. Tam telefonun parasını ödeyeceğim sırada siz beni uyandırdınız."
laflama
* Muz Cumhuriyetinde yaşamak o denli kötü olmasa gerek. En azından çocuklarımız doya doya muz yer!
* Bir kız bana "Emmi" dedi. Ben de intikamımı aldım elbette. "Aaaa yenge sen miydin?" dedi. Yaşasın kötülük ha ha ha!
* Kadın erkeğe sordu. "Senin için ben neyim?" Erkek iç çekti "Ney diyeceğim ama, sana üflesem yanlış anlarsın."
İbrahim Ormancı'dan