Benim hiç anlamadığım bir iş var Türkiye'de. Bir kısım çevre hem AK Parti'yi, örneğin rejim için tehlike olarak görüyor hem de işi gücü bırakıp AK Parti'nin değirmenine su taşıyor. Bu çevreler AK Parti'nin sıkıntıya düştüğü anlarda ortaya çıkıyorlar ve tehdit olarak gördükleri partinin gücüne güç katıyorlar. Mesela Yargıtay Başsavcısı'nın son başörtüsü açıklamasını ele alalım: AK Parti gücünün zirvesinde olduğu bir dönemde, yine başörtüsü sarmalına dolanmak üzereydi ki, Başsavcı imdada yetişti. Öyle sanıyorum ki Başsavcı, AK Parti'nin mevcut oyunun üzerine bir 2-3 puan daha ilave etti. Bunun rasyonel bir açıklaması yok gerçekten. Artık ben de sokaktaki vatandaşlar gibi düşünüyorum: Allah Tayyip Erdoğan'ı seviyor ve onu kendi muhalifleri eliyle koruyor.
***
CHP'nin pozisyonuna baktığımız zaman da çok farklı bir durumla karşılaşıyoruz. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "başörtüsü meselesini biz çözeriz" babalanmalarını referandum süresince ve sonrasında o kadar büyük bir ciddiyetle yaptı ki, doğrusu hepimiz hem inandık hem de etkilendik. Bu iddialı çıkışın Kılıçdaroğlu'nun popülaritesini 3-4 puan artırdığını bütün ölçümlerde görebiliyoruz. Tam bu çıkışı demokratik dayatma haline getirip AK Parti'ye üstünlük sağlayacakken, bir de ne görelim, CHP ve Kılıçdaroğlu "başörtüsüne çözüm" taahhüdünden çark ediverdiler. Başsavcı'nın yaptığı gibi gerçekten bu da akıl almaz bir davranış. Bizim bilmediğimiz bir CHP mi var? Kılıçdaroğlu'nun gözünü korkutan kim? Tüm bu sorular cevap bekliyor. Ancak bir gerçek var ki, CHP ve Kılıçdaroğlu başörtüsü çözümü üzerinden AK Parti'ye karşı demokrat bir siyasal üstünlük sağlamışlardı, bu fırsatı kaçırdılar. 2011 seçimlerine giderken halkın karşısına AK Parti demokrat, CHP ise yasakçı-müdahaleci statükocu kimlikleriyle çıkacak yine. Bu rol dağılımından bir CHP iktidarı çıkar mı sizce?
***
Şimdi benim merak ettiğim husus şu: Hatırlayalım 2007 seçimlerinden önce askerler bir muhtıra vermişlerdi hükümete. CHP yöneticileri de o muhtırayı güle oynaya desteklemişlerdi. Kılıçdaroğlu tam 3 yıl sonra "Bu muhtırayı Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile Başbakan Tayyip Erdoğan yeniden AK Parti'yi iktidar yapabilmek için birlikte planladılar" demişti. Evet, aynen böyle söyledi CHP lideri. Pekala, 2011 seçimlerine giderken Yargıtay Başsavcısı 2007'dekine benzer bir başörtüsü muhtırası daha verdi. Bugünkü CHP yöneticileri yine güle oynaya bu muhtırayı desteklediler ve "başsavcı haklı" dediler. Şimdi merak ettiğim şu: 2011 seçimlerinden sonra Kemal Kılıçdaroğlu yine çıkıp "Bu Başsavcı Abdurrahman Bey'le Başbakan Erdoğan AK Parti'yi yüksek bir oyla iktidara getirmek için anlaştılar ve o malum muhtırayı yazdılar" diyecek midir demeyecek midir?