Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez. Böyle bir şeye kalkışan ya da çalışan kendisini gülünç duruma sokar. Bu sözüm mesleğinin hakkını vererek çalışan gazetecilere, gazetecilik öğretmeye kalkanlara. Hemen herkesin toplumda belli bir konumu, sınırı ve yetkisi vardır. Bulunduğu durumu söz ve davranışlarıyla aşanlar sert bir karşılık görürler, cezalandırılırlar, yola getirilirler. Haddini bilmeyene bildirirler bu böyle biline. Boş boş konuşanlar moralimi bozamaz çünkü biliyorum ki; boş tenekeden çok ses çıkar.
İzmir'de yaşayan Salihlililer buluşuyor
Hemşehri dernekler, sosyal dayanışma amacıyla kurulmakla beraber kamunun yetersiz kaldığı hemen her alanda aktif olarak faaliyet gösterebilmek amacıyla kurulmuştur. Günümüzde üyelerinin sorunlarını çözme noktasında çok başarılı dernek ve dernek yöneticilerini görebileceğimiz gibi sadece ego tatmini ya da çeşitli menfaatler sağlama amacında olanlarına rastlamak da pek ala mümkündür. Ancak benim de üyesi bulunduğum İzmir Salihlililer Derneği oldukça başarılı çalışmalara imza atmıştır. Bunda başkan Hayati Ertuğrul ve çalışma arkadaşlarının büyük emeği vardır. Özellikle eğitim alanındaki çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Salihlililer Derneği benim takip ettiğim kadarıyla yılda 40'a yakın öğrenciye burs veriyor. Bursa katkıda bulunan Salihlihli işadamlarını tebrik ederim. Bu arada İzmir'de yaşayan Salihlililer'in 13 Aralık günü Balcova Termal Tesisleri Agememnon Salonu'nda saat 19.00 da biraraya geleceğini hatırlatmak isterim. Detaylı bilgileri İzmir Salihlililer Derneği'nden öğrenebilirsiniz.
Adrese teslim hikayeler (2)
Bugünkü adrese teslim hikayemiz değerli dostum Mustafa Özergen'nin paylaşımından.
Dikkat! Dostlarınız böyle mi yoksa?
Büyük sanayici eski okul arkadaşından şu mektubu aldı:
"Sevgili dostum! Birlikte geçirdiğimiz tatlı günlerin hatırasına oğlum Ali'ye fabrikada bir iş vereceğini ve..."
Sanayici mektubu okuduktan sonra hemen şu cevabı gönderdi:
"Birlikte geçirdiğimiz günleri ben de unutamam. Fakat ne yazık ki fabrikamda şimdilik boş bir yer olmadığı için..."
Eski arkadaşı bunun üzerine bir mektup daha gönderdi:
"Geçen mektubumda bir detaydan sözetmeyi unutmuşum. Oğlum işe girerken kendisine miras kalan 500 bin lirayı da sermaye olarak size vermek kararındadır."
Bu 2. mektubu okuyan sanayici hemen 2. mektubunu yazdı:
"Sevgili dostum! Oğlunuzu bağrımıza basmaya hazırız. Hemen bana gönder! Lisede ne yaman bir çocuktun, hatırlıyorsun değil mi?"
Eski arkadaş asıl yazmak istedikleri için hemen 3. ve son mektubuna başladı:
"Düzeltmeler:
1- Oğlumun hiç sermayesi yoktur.
2- Zaten benim oğlum yoktur.
3- Senin yine okuldaki gibi olup olmadığını öğrenmek istemiştim. Öğrendim. Teşekkürler!"
Orhan Baykal'dan açıklama
Salı günkü yazımda dile getirdiğim Taner Kıdır'ın vefatıyla ilgili yazıyla ilgili gazeteci Orhan Baykal'ın telefonla arayarak verdiği bilgileri sizinle paylaşmak isterim. Baykal, Taner Kıdır'ın kendisinin çok yakın arkadaşı olduğunu, cenazesiyle kendisinin ilgilendiğini, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel'i arayarak kendisinin gelmesine gerek olmadığını söylediği bilgisini verdi.