Son yazımızda ulaşım sektöründe faaliyet gösteren esnafın sorunlarına değinmiş, İzmir Birliği'nin bu sıkıntıların giderilmesi için geliştirdiği çözüm önerilerini aktarmıştık.
Zor şartlarda çalışıyorlar
Gerçekten de, ulaştırma sektöründe çalışan esnafımız çok güç şartlar altında faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Uzun ve ağır çalışma koşullarının yanı sıra, kullandıkları akaryakıtın dünya standartlarına göre pahalı olması, araçlarının girdi ve bakımlarının yüksek maliyetler getirmesi, şoför esnafının biraz daha belini bükmektedir.
Türkiye'de karayolu ile yolcu ve yük taşımacılığı, genel ekonomik işleyişin omurgasını oluşturmaktadır. Böylesine önemli bir sektörde düzeni ve güveni sağlamak ise, ancak bu alanda faaliyet gösterenlerin çalışma koşullarını kolaylaştırmakla ve haklarını korumakla mümkün olabilecektir.
Yasal sıkıntılar
Geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi, yük ve yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafının ve bunların yanı sıra, ürettikleri mal ve hizmetlerin sevkinde araç kullanan diğer esnaf ve sanatkarımızın belgelendirilmesini içeren 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, ulaşım sektöründe yeni bir dönem açmıştır.
Ancak şoför esnafının önünde hala bazı yasal sıkıntılar bulunmaktadır.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, bu konuda hazırladığı kapsamlı raporu başta Birliğimize ziyarette bulunan Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım olmak üzere tüm yetkililere iletmiştir.
Birliğimizin hazırladığı ayrıntılı raporun bir kısmını ana hatlarıyla geçen yazımızda dile getirmiştik. Yerimiz elvermediği için geçen sefer işleyemediğimiz sorunlara ise bu haftaki yazımızda yer vermek istiyoruz.
****
- Ticari taksilere ilişkin genelge: 2010 / 07 sayılı Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü Genelgesi'nde, ticari taksilerin belediye sınırlarının dışındaki herhangi bir noktaya tek yönlü (gidişi dolu - dönüşü boş) çalışması hüküm altına alınmıştır.
Bu durum yolcuların memnuniyetsizliğine de neden olmakta, pek çok sıkıntıyı beraberinde getirmektedir.
Giden yolcunun faturalandırılması şartı ile, ticari taksiler belediye sınırlarının dışına bile çıksa, bulundukları il sınırlarına götürdüğü yolcunun geri dönüşünü sağlayabilmelidirler.
- Özmal şartı: Yolcu taşıyan esnafımız kooperatif tüzel kişiliği altında birleşerek çalışmaktadır. Yolcu taşımacılığı yapan esnafımız Y türü Yetki Belgesi ile çalışmaktadır.
Y türü belge konusundaki özmal şartı, özellikle kooperatif üyelerinin üzerinde kabul edilebilir şart olmaktan çıkmış esnafımız için büyük bir sorun haline gelmiştir.
Oysa, taşıma kooperatiflerinde Y türü belge düzenlenmesi konusunda özmal şartının aranmaması, hem esnafın birleşerek sistem içinde kalmasını, hem de kooperatifçiliğin güçlenmesini sağlayacaktır.
Yolcu taşıyan esnaf, 2011 yılından itibaren de D4 belgesi ile çalışmalarını sürdüreceklerdir.
Bilindiği gibi D4 belgesi 10 araç ile sınırlandırılmıştır. Uygulama sürecinde daha fazla araca sahip kooperatiflerin belgelendirilmelerinde çok büyük sorunlar yaşanacaktır.
Fazla araç sahibi olan kooperatifler düşünüldüğünde, 10 araç sınırının kaldırılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Denetim eksikliği: Belge alarak taşıma kanun ve yönetmelikleri gereği görevini yerine getiren esnafın en önemli sorunlarından biri, belgesiz çalışanların haksız rekabetidir.
Belge kontrolleri konusunda denetimlere sadece Ulaştırma Bakanlığı mensupları katkı koymakta, trafik ve jandarma birimleri yeteri kadar etkin denetimlerde bulunmamaktadırlar. Bu sıkıntının giderilmesi, yasal vecibelerini yerine getiren esnafın haksızlığa uğramasını önleyecektir.
- Taşıt kartı için ek süre: Yeni satın aldığı aracını belgesine ekletip taşıt kartını çıkarabilmesi için, yetki belgesi sahibi esnafa en azından bir ay gibi bir süre verilmesi sektörü rahatlatacaktır.
Yetki Belgesi sahibi esnaf, yeni taşıtını belgesine kaydettirene kadar, kontrollerde hiç yetki belgesi almamış gibi ceza görmektedir. Yetki sahibi esnafımız için çok büyük haksızlıklar yaratan uygulama vakit geçirilmeden düzenlenmelidir.