Berna ve Bekir: Doktor olacağız!

Minikleri yakından tanımaya çalıştık... Kastamonu'lu Berna "müzikte profesyonelliği düşünmüyorum. Doktor olacağım" diyerek bizi çok şaşırttı. Bekir de doktorluğu hedef seçmişti
SELAHATTİN ERTAŞ
atv ekranlarında her hafta sonu yayınlanan ve ünlü sanatçılar Erol Evgin ile Pınar Altuğ'un sunduğu "Bir Şarkısın Sen" 200 kişilik bir ekibin desteğinde gerçekleşiyor. Tabii müthiş bir koşuşturma ile...
Programın Konsept Danışmanı Meriç Bayraktaroğlu ve prodüksiyon ekibinden Batuğ Özbek onca telaşlarının arasında yardımcı oldular ve minik yıldızlardan üçü, Kastamonulu Berna Karagözoğlu, Adıyamanlı Bekir Dağhan ve Vanlı Dilşah Gücüm ile söyleşi yaptık.
SAHNE ARKASI
İzleyiciler olarak biz sadece çocukları ekranda şarkı söylerken görüyoruz ama işin sahne arkasında çok şey olup bitiyor.
Haftanın üç günü provaları var. Ayrıca şan dersleri var.
Her pazartesi çocuklar psikoloğa götürülüp ruhsal durumları kontrol ettiriliyor.
Program sona erdiğinde hayata sağlam adımlarla devam etmeleri için yapılması gerekenler planlanıyor.
Ayrıca, okulları, eğitimleri ve sağlıklarına özel ilgi gösteriliyor.
Sorularımızı yöneltebilmek için provanın bitmesini bekledik. Sonra tatlı tatlı söyleştik. İşte sorularımız ve miniklerin çarpıcı yanıtları:
* Programa nasıl katıldınız? Size yardım edenler, destek verenler oldu mu?
SON DAKİKADA
BEKİR: 13 Yaşındayım. 7. Sınıfa gidiyorum. Adıyamanlıyım. Yarışmayı televizyondan izliyordum. Bir komşumuz ısrarla katılmamı istedi. Ailemi de ikna etti. Fakat az kalsın gelemiyordum. Çünkü hem ailemin durumu iyi değildi hem de babamın işleri yoğundu. Çok üzüldüm. Fakat babam son dakikada beni Adana'ya çağırıp oradan elemelere soktu.
BERNA: Beni Turan öğretmenim ve ablam önerdi. Yerel kanallarda şarkı söylüyordum. Öğretmenim bundan hiç hoşlanmıyordu. Bir gün babamı toplantıya çağırdı. "atv'de bir program başladı ona mutlaka katılsın" demiş. Okulda, özel günlerde de şarkı söylüyordum. Elemeye katılabilmek için ta Samsun'a gittim. Samsun'da 20. sıraya düştüm, kötüydüm yani. (Gülüyor). Yine de İstanbul'a çağırdılar. Sesime baktılar. "Kahverengi gözlerin"i okuyunca çok şaşırdılar.
DİLŞAH: Adana'da oturuyorum. Aslen Vanlıyız. Ben zaten takip ediyordum televizyondan. Yarışma öncesi düğünlerde şarkı söylüyordum. Adana'daki elemelere girip kazandım ki o sıra Konya'daydım, bir düğün için gitmiştim. İstanbul'a geldim. 14 yaşındayım. Lise 1'e gidiyorum.
* Hepiniz İstanbul'u ilk kez görmüşsünüz. Geldiğinizde neler dikkatinizi çekti?
BİNALAR KORKUTTU
BERNA: Binaların çok yüksek olması beni çok korkuttu. Ya devrilirse diye korktum ilkten. Bunu annem ve babama devamlı söylüyordum. Denizi de ilk kez görüyordum. Çok heyecanlandırdı beni. Boğaz Köprüsü'nün altından vapurla geçerken de çok korktum. İstanbul'u seviyorum, hele hele sahilde gezmeyi çok seviyorum.
BEKİR: İlk geldiğimde Boğaz Köprüsü'nden akşam üzeri geçiyorduk. Köprünün büyüklüğü ve renkli olmasına çok şaşırmıştım. İstanbul'un geceleri bile, ışıklarıyla insanı büyülüyor.
DİLŞAH: Herkesin geceleri gezmesi beni çok şaşırttı. Bir de insanlar çok rahattı. Alışverişi çok sevdim.
* Yarışmaya nasıl hazırlanıyorsunuz?
MP3'TEN EZBER
DİLŞAH: Şarkıyı bana getiriyorlar. Bir deftere yazıyorum. Bir de mp3'ünü devamlı kulağımızda kulaklıkla dinliyoruz. Tamamen ezberlemiş oluyoruz. Haftanın 3 günü okuldan sonra buraya gelip prova yapıyoruz. Ben ilk kez İngilizce şarkı da söyledim.
BERNA: Pop, türkü, sanat ve arabesk dallarında bizi çalıştırıyorlar. Şarkının sözlerini yazıyorum. Sonra kulaklıkla devamlı dinliyorum. Buraya gelip provaları yapıyoruz. Hocalarımız şarkıyı çok iyi söylersek seçiyorlar, sonra yarışmada söylüyoruz. Uyum sağlayamadığım şarkıları pas geçip başkasına yöneliyorum. Hareketlerim Allah vergisi. Özel bir çalışma yapmıyorum. Şarkı söylerken içimden geldiği gibi dans ediyorum. Ayrıca dans öğretmenlerimiz var; yapmamam gereken hareketleri söylüyorlar. Gelişmem için de yol gösteriyorlar.
BEKİR: Kulaklıkla devamlı şarkıyı dinleyip söylüyorum. Provalarda uygun olursa sahnede seslendiriyorum. Ayrıca burada şan dersleri de alıyoruz.
* Türkiye'nin en ünlü ses sanatçılarıyla birlikte düet yapıyorsunuz. Neler hissediyorsunuz?
BERNA: Ben Emel Sayın hayranıyım. Onu acaip seviyorum, çok seviyorum. Filmlerini izliyordum. Meriç Ağabey'e, herkese soruyordum, "Gelecek mi?" diye. Sonunda onunla düet yaptım. Çok heyecanlandım. Görünce ağzım açık kaldı. İnanılmaz sesi var. Çok da güzel. Seslerimiz de birbirine uydu. Kıraç, Mine Koşan ve Nurhan Damcıoğlu ile de düet yaptım. Ayla Algan ile yaptım. O da olağanüstü oldu. Ayrıca Ayla Hanım sağolsun özel burs verecek. Eğitimime katkı sağlayacak. Ona buradan çok teşekkür ediyorum.
BEKİR: Ben hemşerim Latif Doğan ile düet yaptım. Çok mutlu oldum, çok heyecanlandım. Bülent Sertaş, Selahattin Alpay ile de birlikte söyledim. Bilmediğim, kulaktan da olsa nota eğitimi almadığım halde saz çalabiliyorum.
DİLŞAH: Çok büyük sanatçılar olan Selda Bağcan, Kahtalı Mıçı, Harun Kolçak ve Yonca Lodi ile söyledim. Halk müziği söylüyordum ama artık pop söylüyorum, hatta İngilizce şarkı söyledim.
* Günleriniz nasıl geçiyor?

ÖDEV DE YAPIYORUZ
BERNA: Provalar dışında cumartesi günleri ekip olarak büyük alışveriş merkezlerine gidiyoruz. Yemek yiyoruz. Oyuncaklar, giyim eşyaları alıyoruz. Ayrıca her pazartesi psikoloğa gidiyoruz. Gezilere de çıkıyoruz.
Anne-babalarımız ya da akrabalarımız kaldığımız evlere geliyorlar. Dönüşümlü olarak kalıyoruz. Derslere çok zaman ayırıyoruz. Okul bizim için çok daha önemli. Bir Şarkısın Sen ekibi, okul durumlarımızla yakından ilgileniyor. Öğretmenlerimizle konuşuyorlar. Bazen kitaplarımızı getiriyoruz. Şan dersleri arasında ödev yaptığımız da oluyor.
* Dışarda neler yaşıyorsunuz? Sizi görenler nasıl davranıyor?
BERNA: Bizi gördüklerinde adlarımızı ya da lakaplarımızı söylüyorlar. Bana "Fındık Kurdu" diyorlar. Kastamonu'ya gittiğimde herkes fotoğraf çektirmek istiyor. Bizleri öpmeye çalışıyorlar. Sarılıyorlar. Bilhassa anneler ablalar çok seviyorlar, öpmeye çalışıyorlar bizi.
TIP EĞİTİMİ
* İleride hangi meslekte çalışmayı düşünüyorsunuz?
BERNA: Belki şaşıracaksınız ama ben müzikle profesyonel olarak uğraşmak istemiyorum. Doktor olmak istiyorum. Derslerime çok çalışıyorum. Doktorlukla birlikte birlikte müziğe devam etmeyi planlıyorum.
BEKİR: Ben de doktor olmayı düşünüyorum. Ama müzik eğitimi de alacağım.
DİLŞAH: Ben müzik eğitimi alacağım. Bütün yolum müzikle devam edecek. İleride iyi bir müzisyen olmayı hedefliyorum.
Önce eğitimleri sonra yarışma
"Bir Şarkısın Sen"in Konsept Danışmanı Meriç Bayraktaroğlu tüm çocukların adeta ikinci bir babası... Onların her şeyleri ile ilgileniyor.
Program için görüşleri şöyle:
"Bu çocukların programdan sonra da hayatları devam edecek. Program bitince kendi yaşantılarına kendileri karar verecekler. Bizde, Muhammed vardı, İrem vardı, şimdi konservatuara gidiyorlar.
Çocuklarımızı psikoloğa götürüyoruz ki bir sıkıntı oluşursa müdahale edebilsinler. Onları geleceğe hazırlıyoruz. Ses doktorumuz var ona baktırıyoruz.
REDDEDİLEN TEKLİFLER
Biz yarışmadan çok çocukların eğitimlerini ön planda tutuyoruz. Başlangıçta soru işaretleri vardı. Onları aştık. Türkiye'nin tüm çocuklarına bu program sayesinde şarkılarımızı sevdirdiysek, onları enstrüman çalmaya özendirebildiysek ne mutlu bize.
'Önce okulları sonra yarışma.' Daima bu ilke ile hareket ediyoruz. Onlar anne babalarından bize emanet. Çocuklar için, film ve dizi oyunculuğu ve reklam teklifleri geliyor ama biz onaylamıyoruz.