İzmir Çetesi'nin İzmirlisi


Uğurhan Akdeniz'ın eşi, model ve ajans yöneticisi Duygu Akdeniz, önyargı ile yıllardır reddettiği dizi oyunculuğuna, bu yeni dizide başladı ve Kadir İnanır başta deneyimli oyuncularla aynı seti paylaştığı için sonsuz mutlu

On parmağında on marifet olan bir İzmirli Duygu Akdeniz... Podyum dünyasında fırtına gibi esen güzelimiz, yoğun temposuna son olarak oyunculuğu da ekledi.
İzmir Çetesi adlı dizide ana karakterlerden biri olan "Tuğçe"yi canlandıran Duygu ile oyunuculuk serüvenini konuştuk...
* Moda editörlüğü, sunuculuk, modellik ve şimdi de oyunculuk... Çekimler nasıl gidiyor?
- Çok keyifli ve bir o kadar da öğretici. Usta oyuncularla aynı sette olmak benim için büyük şans. Özellikle de ilk deneyim açısından...
* Bildiğim kadarıyla bu alanda eğitimin yok... Bunun eksilerini yaşıyor musun sette?
- Aslında 10 yıldır sektörün içindeyim. Üniversitede oyunculuk eğitimi almadım ama lise döneminde birçok tiyatro oyununda ve müzikalde rol almıştım. Üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü okudum. Fakat tiyatroya devam edemedim. Ancak şu bir gerçek ki bu güne kadar oyunculuğun içinde olmamamın tek nedeni var, o da ön yargı.
EMİN ADIMLAR
* Neden ön yargılıydın?

- Oyunculuk eğitimi almadan bu işin yapılmaması gerektiğini düşünüyordum. Hatta bu önyargım nedeniyle son 6 yıldır gelen dizi ve sinema tekliflerini hep reddettim. Eğitimini almadan bu işin yapılmasının, eğitim alan oyunculara haksızlık olacağı düşüncem ağır basıyordu.
* Peki önyargını yıkan ne oldu?
- Oyunculuk eğitiminden ziyade, senin empati yeteneğin yüksekse ve duygusal geçişlerini rahat yapabiliyorsan, oyunculuk anlamında kişiye büyük avantajlar sağladığını öğrendim. Eğitim alsanız da yeteneğiniz yoksa yine eksik kalıyorsunuz. Bunu keşfedince 'Neden olmasın?' dedim. Üstüne bir de İzmirli olarak İzmir Çetesi'nden teklif alınca, doğru zaman geldiğini düşündüm. Böylece serüven başlamış oldu.
* Aynı seti paylaşacağın ustalar da kararını etkilemiştir herhalde...
- Kesinlikle... Bir kere Kadir İnanır gibi bir ustanın, Türk Sineması'nın gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden birinin oluşu, yönetmenimizin Murat Şeker oluşu ki son yılların en gözde yönetmeni kendisi ve ilk defa bir dizi çekiyor. Bunun dışında Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece gibi genç neslin çok başarılı isimlerinin olması ve tabii ki dizinin mekan olarak İzmir'i anlatması, beni çok cezbetti.
Kadir Bey ile yarım saat oturmak sizin hayata bakış açınızı değiştirebilir. İki üniversite mezunu, Radyo Televizyon ve İşletme bitirmiş. Kendisiyle tanıştığımda ona olan saygım 10 katına çıktı. Bir kere çok baba. Sette A'dan Z'ye herkese babacan. Makyözümüzün asistanına montunu çıkardığında kızabilir. Hep korumacı. Onun sağlığı için endişelenebiliyor.
Kızdığı hiçbir şeyde haksız değildir. Sert görüntüsünün altında aslında çok yufka yürekli ve babacan biri var. Onu tanıyınca bunu öğrendim. Oyunculuk anlamında bana olan katkılarını söylememe bile gerek yok. Kendisiyle aynı ortamda olmak bile başlı başına büyük bir kazanım.

BENİM İÇİN OKUL

Benim için bu set tam anlamıyla bir okul oldu. İşin içine girince set ortamının ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz. Bizim set ortamımızda herkes ruhunu ortaya koymuş durumda. Herkes tüm enerjisini sette harcıyor. Ve sette çok uzun saatler birlikte kalıyorsunuz. Kafa yapılarınızın birbirine uyması ve birbirinizi anlamanız çok önemli. Onun dışında Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece de 'iyi ki bu dizide olmuşum' dedirten isimler. Çünkü çok başarılılar. Tüm ruhlarını oyunculuklarına taşımayı başarabiliyorlar. Hepsinden çok şey öğreniyorum. İlk günden beri bana büyük moral veriyorlar. Oyunculuğum adına taktikler veriyorlar. Mesela birkaç gün önce Kenan Ece'ye teşekkür ettim. Çünkü bana verdiği bir taktiği bir sahnede kullandım ve çok işime yaradı. Bunlar bana hep artı olarak geri dönüyor. Bir kere doğaçlamaları çok güçlü isimler. Hayranlıkla izliyorsunuz.
ÖZELEŞTİRİ
* Oyunculuğunu beğeniyor musun peki?

- Mesela ilk bölümü izledikten sonra rolümle ilgili beğenmediğim yerler oldu. Kendimi eleştirmekten korkmuyorum ama insanın kendini beğenmemesi de güzel bir şeymiş, bunu öğrendim. Çünkü bu ilerlemenin bir göstergesiymiş. Her bölümde daha iyi oluyorum. Bu da tecrübe ile daha da artacak ve iyi olacak diye düşünüyorum. Bu konuda eşim Uğurhan Akdeniz'in büyük bir desteği var. Objektif olarak beni eleştiriyor. Ve bu benim için çok önemli. Görsel hafızam çok iyidir. İnsanları gözlemlemede çok iyi olduğumu düşünüyorum. İçimden farklı karakterler çıkacağını da biliyorum. Örneğin bir engelliyi ya da psikopat birini de oynayabilirim. Ya da duygusal birini... En büyük isteğim bu alanda da başarı yakalayabilmek.
* Oyunculuk, diğer uğraşlarınızın önüne geçer mi?
- Sanmıyorum. Bir kere modellik her zaman devam edecek. Çünkü modellik benim ilk aşkım. Her ne kadar televizyondan sonra geçiş yapmış olsam da, bu böyle. Televizyonu da çok seviyorum. Hepsi benim için olmazsa olmaz. Ama hiçbirini bırakmayı ya da geri plana atmayı düşünmüyorum. Hepsini çok severek ve tüm enerjimi vererek yapıyorum. Oyunculuğu da öyle.
* İzmir Çetesi'nde rol alan bir İzmirli olarak, dizi hakkındaki görüşlerini de alalım...
- Bir kere İzmirimizin tüm güzelliklerinin herkesçe izlenmesi çok güzel. Malum İzmir'in havası, suyu, güzel kızları, modern, çağdaş bir şehir olması, insanlarının sıcakkanlılığı ve diğer güzellikleri kıskandıracak türde. Ve böyle bir dizide şehrimizin tanıtımında benim de yer alıyor olmam artı bir mutluluk benim için. Bu dizinin benim için maneviyatı da çok büyük. Tüm İzmirlilerin dediği gibi İzmirli olmak bir ayrıcalık.

Canlandırdığı karakter gözü kara bir genç kız

* Dizide ana karakterlerden birini 'Tuğçe'yi canlandırıyorsun... Bize onu anlat.

- Evet, Tuğçe Şahsuvar adlı bir karakteri oynuyorum. Çetrefilli işleri olan bir babanın kızı. Bu kız Ateş karakterine aşık olup tüm masum duygularını ortaya koyar. O yüzden de ilk bölümde beni izleyenler ne kadar tatlı, iyi niyetli ve saf bir kız, diye düşündü. Ancak ikinci bölümde şok yaşadılar. Sonuç itibariyle asabi bir babanın kızı ve Ateş'in ona kolyesini çalmak için yanaştığını öğrendikten sonra yaşadığı bir aşk vurgunu söz konusu.
Tüm bunlardan sonra farklı bir karaktere dönüştü. Daha sert, gözünü karartabilen biri oldu Tuğçe.
Bu karakter o yüzden benim için çok önemli. Farklı ruh hallerinde ve duygularda oynamamı sağlıyor. Ve bu tür bir deneyim ilk oyunculuk deneyimim adına büyük bir kazanım bana göre.
KOLAY İŞ DEĞİL
Çok çalışıyorum. Oyunculuk gerçekten kolay bir iş değil. Yeri geliyor 24 saatin 18 saatini sette geçiriyorsunuz. Ekranda 3 dakika izlediğiniz bir sahnenin çekimi bazen bir gün sürüyor.
Benim için tam anlamıyla okul ve ben bu okulda auralarımı sonuna kadar açtım. Herkesten bir şeyler kapmaya ve bu alanda başarılı olmaya çalışıyorum.
Hala oyuncuyum, diyemiyorum. Ama settekiler bunu söyleyince çok kızıyor. Çünkü 'sen artık bu işin içine girdin, oyuncusun' diyorlar. Adım adım ilerledikçe ve gelişimimi gördükçe kendimi iyi hissediyorum. Çok enteresan, bu diziden sonra iki dizi ve bir sinema filmi teklifi geldi. Tabii iş devam ettiği için diğerlerine devam edemiyorum. Bu çok sevindirici.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.