“Dünyayı İzmir’den seyretme keyfini yaşayın”

NİHAN YARKENT

Fransız Didier Fusilier'in işi aslında mucizeler yaratmak.
7 yıl önce İstanbul'un dünya kültür başkenti olmasında başrolü oynayan bir isim.
Şimdi rotasını İzmir'e çevirdi. Dünyanın en önemli kültür hazinelerini önceki gün İzmir'e "Cebinde" getirdi.
Versailles Sarayı, Louvre Müzesi, 20. yüzyılın tartışılmaz en büyük sanatçısı Pablo Picasso adına kurulan Picasso Müzesi'ndeki eserler bunlardan sadece bazıları. Bunların yanında Paris Filarmoni Orkestrası, Bilim Müzesi, atölyeler, heykeller de bulunuyor. Fusiller bununla da yetinmedi Antartika'yı da kolundan tutup İzmir'in göbeğine getirdi.
Hatta hatta dünyaya atmosferin en üstüne çıkan bir balondan dünyayı keyifle izleme fırsatını da sundu.
Fusilier tüm bunları İzmir'e yeni nesil müze olarak kabul gören "Dijital Müze" yani Micro Folie ile yaptı.
Fransa'nın en büyük kültür ve bilim parkı olan La Villette'in Başkanı Didier Fusilier ile Fransa dışında ilk kez İzmir'de gerçekleştirilen Micro Folie'de buluştuk. Fransız Kültür Merkezi'nin ev sahipliğindeki dev kültür buluşmasında, Antartika'daki penguenleri "sanal gerçeklik" gözlüğüyle izlerken "Neden İzmir" diye sorduk. Yanıtı "İzmir kültür kenti, Dijital Müze buraya yakışır" oldu.
İstanbul'un kültür başkenti olmasındaki çalışmanızı unutmadık. Şimdi İzmir'e geldiniz, neden?
O dönemde Türkiye, Avrupa Komisyonu'nda olmamasına karşın kültür başkentliğine aday olmuştu. Bu ilk kez oluyordu. İstanbul çok iyi bir başvuru sunumu hazırlamıştı, tüm sanat dallarıyla ilgili dolu bir proje dosyasıydı.
Üstelik bunu hak ediyordu, ben de seçici kuruldaydım ve oyumu İstanbul için kullandım. Şimdi ise farklı bir projeyle İzmir'deyiz. Aslına bakarsanız ben de bir kültür şehrinden geliyorum. Ama asıl kültür kenti İzmir. Çünkü, batı ve Akdeniz etkileşimi yüksek, tarihi zenginliği olan bir şehir burası.

Gelirken yanınızda Micro Folie'yi getirdiniz ve şu an dışarıda büyük bir kalabalık var. Nedir bu dijital müze?
Kelime anlamı Küçük Çılgınlık olan Mikro Folie aslında bir Dijital Müze. Fransa'nın en büyük kültür ve bilim parkı olan La Villette'in mimarı Bernard Tschumi'nin simgesel "çılgınlık"larından esinlenen Micro Folie, yaratıcılığı tüm formlarıyla sunmayı hedefleyen bir projedir.
Bu proje, izleyicilerini Fransız müze ve önemli kültür kurumlarda bulunan eserlerden oluşan bir seçkiyle, tasarım, fotoğraf, plastik sanatlar, müzik, tiyatro, bilim, edebiyat, yeni teknolojiler aracılığıyla yüzyıllar öncesinden günümüze uzanan bir sanat yolculuğu. Hepsini 360 derece izleme imkanına sahipsiniz.
Tüm bunları gezmek günler alır?
Doğru, bunu dijital platforma taşıdığınızda da yine aynı durum söz konusu. Örneğin Versailles Sarayı'nda iyi bir gezinti 4 saati buluyor.
Eserleri görmek istersek bu mümkün mü?
Elbette zaten amacımız da bu.

Dijital Müze'nin hedefi gençlere ulaşmak mı?
Sanıyorum günümüzde artık kültürü çok farklı ve yenilikçi formatlarda sunmak gerekiyor. Çünkü yeni nesle bu şekilde ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Bu kuşak bizden çok farklı ilerliyor. Bunu gözeterek onlara yenilikler sunmamız gerekiyor.
Ancak hedefimiz gençler değil. Dijital Müze ile her yaştan insana hitap ediyoruz.
Türkiye'nin önemli eserleri de bu müzede yer alacak mı?
Şu an Fransa ağırlıklı ancak önümüzdeki yıllarda projenin içeriği Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden olduğu gibi Türkiye'den de önemli baş yapıtları dijital müzemize ekleyeceğiz.
2024 yılındaki Olimpiyat Oyunları'nda da ilk kültür alanı olarak faaliyet göstereceğiz.
Fransa dışında neden ilk adres İzmir oldu?
Bu projeyi Fransa Kültür Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın işbirliğiyle hayata geçiriyoruz. La Villette'in hayata geçirdiği kültüre, sanat eğitimine, dayanışmaya ve birlikte yaşamaya dair unsurlara eşit erişim prensibini destekliyoruz. Ayrıca Fransız Kültür Merkezi Müdiresi Caroline David de bizi burada görmeyi çok istiyordu. Bizim de ilk adresimiz bu yüzden İzmir oldu.
İzmirlilere Micro Folie için nasıl bir çağrı yaparsınız?
Kaçırmayın derim. Gelin ve dünyayı İzmir'den seyretmenin tadını çıkarın.
Versailles Sarayı'nı ayağınıza getirdik
İçeriğinde neler var?
Örneğin Versay Sarayı'nı ayağınıza getirdik. Ziyaretçiler, bir dizi resim, üç boyutlu video ve sanal tur aracılığıyla, sanatın ve mimarinin başyapıtlardan oluşan olağanüstü koleksiyonları görebilecek. Versay Sarayı'nın o görkemli yapısını teknoloji sayesinde tüm detaylarıyla inceleyebilecek. Ya da ziyaretçiler dünyanın en büyük müzesi olan "Kralların Sarayı olarak bilinen Louvre Müzesi'ni zengin koleksiyonları aracılığıyla keşfedebilecek.

"MODERNLİĞİ KAYBEDERSENİZ GERİDE KALIRSINIZ"
Kültür kenti olmak için nasıl bir yol izlenmeli?
En önemli unsur daha önce yapılmayanı yapmaktır. Modernlik anlayışı o kadar çabuk değişiyor ki bunun takibinde kalabilmek çok önemli. Kültür alanına da birçok disiplinin beslediği, birbirinden ilham alan yapıları ortaya çıkarmak gerekiyor. Birleştirerek bir güç doğurmak lazım. Modernliği kaybettiğiniz anda geride kalırsanız.