‘Hayal gücümü büyükbabama borçluyum’

Asghar Farhadi ilk filmi 'Dancing in the Dust'ı 2003 yılında, 31 yaşında çekti ve mesafeli bir beğeniyle karşılandı. Gençliğine karşın dikkatleri üzerine toplamayı başarmış, İran'ın saygın ve köklü sinema geleneği içinde önemli bir yer edineceği beklentisi yaratmıştı. 2009 yılında About Elly / Elly Hakkında ile ilk uluslararası başarılarını kazandı. En sıfırcı, en sinameki, en aristokrat eleştirmenler dahi beğeniyle kaşlarını kaldırıp, koltuklarını dikleştirdi. Klasik İran sinemasının birikimi ile ondan kopuşun enerjisini bir arada kullanıyor, sakin ama yoğun anlatımıyla perdeye yavaşça imzasını bırakıyordu. 2011 yılında A Seperation/Bir Ayrılık ile bütün tüm sinemaseverlerin kalbine ağır bir taş bıraktı. Dünyanın en önemli sinema ödüllerinin sahibi oldu film. Cannes'da en iyi senaryo, Berlin'de Altın Ayı, İngiltere'de BAFTA, ve Altın Küre ve Oscar!

İRAN'DA KAHRAMAN

Asghar Farhadi TIME dergisine göre dünyanın en etkili yüz insanı arasında yer alıyor. Çoğu eleştirmen, Kirostami ve Makmalbaf ile birlikte modern İran sinemasının en önemli üç isminden biri olarak görüyor onu. Dünyanın en sevilen, filmleri en saygı uyandıran yönetmenleri arasında yer alıyor. 2017 yılında Salesman/Satıcı ile kazandığı ikinci Oscar'ın ardından ülkesi İran'da ulusal bir kahramana dönüştü Farhadi. Yalnızca kazandığı ödülle değil, Trump'ın Müslüman ülkelere boykotunu, törene katılmayarak protesto edişiyle de ülkesinde baş tacı oldu.

MİKRO İNSAN HİKAYELERİ

Yine de siyasetle mesafesini koruyor. İran'ın şiirsel gerçekçiliği filmlerinin omurgası. Doğrudan politik metinler yerine mikro insan hikayelerinde, doğada ve sokakta kuruyor sözünü. Hüzünlü kadınlar, telaşlı erkekler, köhneyen, eskiyen, mekanlar, en iyi zamanlarını geride bırakmış ilişkiler yoluyla boğan, daralan ve yıkılmaya mahkum bir gündelik yaşam düzeneğini teşhir ediyor öykülerinde. Çöken bir binanın imgesinde bir ülkeyi resmetmekten daha politik ne olabilir?

AÇILIŞ FİLMİ OLDU

Bu yıl Turkuvaz Medya'nın ana medya sponsorluğunda 55. kez izleyiciyle buluşan Antalya Film Festivali, Farhadi'nin son filmi Everybody Knows/Herkes Biliyor ile açıldı. Dünyanın en önemli sanatçılarından biriyle bu vesileyle buluşup sohbet ettik. Röportaj vermeyen ünlü yönetmen bizi kırmayarak sorularımıza içtenlikle yanıt veren Farhadi, yönetmenliğe başlama hikayesi ve Herkes Biliyor filmi ile ilgili merak ettiklerimizi cevapladı.

- Yönetmenliğe başlama hikayeniz nedir?

İlk filmimi 30 yaşında kısa film olarak yaptım ve filmim en iyi oyuncu ödülü aldı. Belki de yönetmenliğe başlamam büyükbabam sayesindedir. Çünkü o çok iyi bir hikaye anlatıcısı ve çok iyi bir dinleyiciydi. Büyükbabamla geçirdiğim vakitler hayal dünyamın genişlemesini sağladı.

- Filmlerinize ilham veren olaylar veya kişiler var mı?

Sanırım ilham aldığım yer çocukluğum ve sıradan hayatlar. Düşününce 'Elly Hakkında' filmimdeki karakterlerle diğer filmlerimdeki karakterler arasında çok sayıda benzerlik olduğunu fark ediyorum. Demek ki tek bir kaynaktan besleniyorum: O da çocukluğum

PENELOPE CRUZ İYİ BİR İŞBİRLİKÇİ

Herkes Biliyor filmindeki Laura karakteri için Penelope Cruz'u tercih etmenizin özel bir nedeni var mı?

Penelope çok yetenekli ve çok akıllı bir oyuncu. Çok çabuk dil de öğreniyor. İşbirliği de mükemmel. Bu rolün üstesinden gelebileceğine inandım ve başarılı bir performans da gösterdi.

'HERKES BİLİYOR'U ÇEKMEK İÇİN İSPANYA'DA 5 YIL YAŞADIM

Herkes Biliyor'u İspanya'da çektiniz. Farklı bir kültürde film çekmek için ne gibi hazırlıklar yaptınız?

Farklı kültürlerde film çekmenin beni geliştirdiğini düşünüyorum. İspanya'ya giderken yolda yaşadıklarım bile bana farklı deneyimler kazandırdı. Filmden önce İspanya'da beş yıl yaşadım. Aksan farklılıklarını ve İspanyol kültürünü öğrenmek için orada vakit geçirdim.

NİDA ALADAĞ- HACER ÖNOĞLU ÜLGER'E