Çocuk gözünden İzmir yansımaları

Eğitimlerini yarıda, evlerini ve arkadaşlarını geride bıraktılar. Bomba sesleri duymadan hayatta kaldıkları her gün için dua ettikleri Türkiye'ye sığınan Suriyeli mültecilerin çocuklarından 16 tanesi bambaşka bir heyecanı yaşama fırsatı buldu. İzmir'de yaşayan 16 mülteci çocuk, aldıkları eğitimin ardından fotoğraf çekmeyi öğrendi. O çocuklara eğitim veren ve kalplerine dokunma şansı yakalayan fotoğrafçılar Tayfun Kocaman ile Serdar Sönmemiş bize onlarla yaşadıkları anları anlattı

Onlar belki de gözlerini bombaların gürültüsünde açtılar. Belki de daha 'anne' demeyi öğrenmeden savaşın ne olduğunu bildiler. Eğitimlerini yarıda, arkadaşlarını geride bırakıp yaşamın daha güzel olduğu ülkelere sığındılar. Bu ülkelerden biri de Türkiye. Savaş korkusuyla kaçan 3 milyon Suriyeli'nin yaşadığı Türkiye'de mültecilerin topluma kazandırılması için yapılan çalışmalar göz dolduruyor. Bu konuda devletin verdiği desteğin yanında çeşitli kurum ve kuruluşlar da hayata geçirdikleri projelerle mültecilerin entegrasyonu için uğraş veriyor.
10'AR GÜNLÜK EĞİTİM
İzmir Hamza Rüstem Fotoğraf Evi Müzesi, 11 Haziran'da Suriyeli mülteci çocukların ve dezavantajlı çocukların topluma kazandırılmasına yönelik çok önemli bir sergiye ev sahipliği yaptı. 9-12 yaş arası 47 çocuk, 10'ar günlük eğitimlerinin ardından fotoğraf çekmeyi öğrenip eserlerini 'Fotoğraf Maceram' adıyla bugün sona erecek sergide sergileme imkanı buldu.
Projenin anlamı çok büyük ve dolayısıyla sergiye katkı koyanların da sayısı epey fazla. Proje, Goethe-Institut ve İzmir Uluslararası Kukla Günleri tarafından Çocuklar Geleceğimizdir Derneği, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, Bizim Ev Aile Çocuk ve Gençlik Destek Merkezi ile Mimar Sinan İlkokulu'nun katkılarıyla hayata geçirildi.


HEM ATÖLYEDE HEM DIŞARIDA
47 çocuk, fotoğraf sanatçıları Tayfun Kocaman ile Serdar Sönmemiş eğitmenliğinde yürütülen atölye çalışmalarında verilen teorik eğitimin yanı sıra farklı yerlere düzenlenen gezilerle sahada fotoğraf çekimi yapma şansı buldu. İşte o eğitmenler Tayfun Kocaman ile aynı zamanda yazar ve oyuncu olan Serdar Sönmemiş ile bu ilginç ve anlamlı deneyimleri hakkında konuştuk.
Çalışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?
Serdar Sönmemiş: 1970 yılından beri fotoğrafa amatör olarak ilgi duyuyorum.
Bir sanatla amatör olarak uğraştığınızda yıllar içinde ürettiklerinizi ve öğrendiklerinizi paylaşmak da o sanatın bir uzantısı haline geliyor. Benzer duyguları paylaşan arkadaşlarımızla 1986 yılında, kurucu üyesi olmaktan onur duyduğum, İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği'ni (İFOD) kurduk ve o günlerden beri deneyimlerimizi aktarma olanakları çıktığında elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
İlk defa 2017 yılında mülteci çocuklar için fotoğraf eğitmenliği önerisi geldiğinde yine İFOD kurucu üyesi olan dostum Tayfun Kocaman ile konuşup görevi kabul ettik.
Tayfun Kocaman: Belediyelerde fotoğraf eğitmenliğini yaptığım yıllarda 7-14 yaş çocuklarla çalıştığım için yabancılık çekmeyeceğimi düşünerek teklifi kabul ettim. Bir de önemli başka bir faktör, çocukları çok sevmemdi...
BASMANE'NİN ARKA SOKAKLARI
Daha önce böyle bir projede yer aldınız mı?

Serdar Sönmemiş: Evet, olanaklarımın elverdiği ölçüde bu tür projelerin içinde olmayı istedim. 1989 yılında başlayan Almanya maceram sırasında Alman Kültür Dairesi çocuklara fotoğraf eğitimi verecek birini arıyormuş. Beni önerdiler, kabul edildim ve böylece çocuklar için ilk eğitim deneyimim o tarihlerde başlamış oldu.
Tayfun Kocaman: Benim sadece 2 ayrı ilçe belediyede çocuklarla 2 şer ay süren yaz kampları şeklinde çalışmam olmuştu. Mülteci (Suriyeli) çocuklarla da ilk defa Ağustos-Eylül 2017'de çalışmaya başladım. 15 gün boyunca Basmane'nin arka sokaklarında Altınordu Mahallesi'nde İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait restore edilen bir evde çalıştık...
Böyle farklı bir ortamda yer almak onları mutlu etti mi?
Serdar Sönmemiş: Evet hepimiz çok mutluyduk. İlk günlerden itibaren sabah koşup bize sarılarak derse başlamaları aramızda tarifsiz bir motivasyon ve sevgi bağı oluşturdu. Biz Türkçe'ye çok iyi hakim olmayan bu çocuklara, sözlerle anlatamadıklarını fotoğraf diliyle anlatabileceklerini öğretmeye çalışıyorduk.
Onlar da bu fikri çok iyi kavrayıp alışılmadık görüntülerin peşine düşüyorlardı.
Tayfun Kocaman: Çocukların çok heyecanlı olduklarını söyleyebilirim. Proje için seçilen mülteci çocukların çoğu ekonomik ve sosyal düzeyleri düşük ailelerin çocukları olduğu için gerçek makineyle fotoğraf çekimi yapmak büyük heyecan verici bir olaydı onlar için... O güne kadar güzel bir makineyle çekim yapmamışlardı.
İlk çekimlerini yapıp ekranda ve daha sonra büyük perdede izlediklerindeki heyecanları görülmeye değerdi...


FARKLI BİR DENEYİM
Mülteci çocuklara bir şeyler öğretmek, onların mutluluklarına ortak olmak ne hissettirdi?
Serdar Sönmemiş: Hiçbir günahları olmadığı halde çocukların böylesine savrulmaları bana acı ve utanç hissettirdi. Biz onlara bir şeyler öğretmeye çalışırken onların trajik yaşam öyküleri bize daha çok şeyler öğretti.
Tayfun Kocaman: 33 senedir zevkle yaptığım fotoğraf eğitmenliğimin en güzel tarafı fotoğraf çeken insanların çektikleri fotoğraflardan ötürü duydukları mutluluk duygusu... Bu duyguya ortak olmak da benim için bir başka mutluluk vesilesi.
"FOTOĞRAF ZORUNLU DERS OLMALI"
Tayfun Kocaman, fotoğrafın en geç 10 yaşından itibaren çocuklara verilmesi gereken zorunlu bir ders olması gerektiğini de söylüyor. Şöyle diyor Kocaman: "Çocuk tam gelişme çağında bakmayı, görmeyi ve gördüğünden bir anlam çıkarmayı öğrenmeli. Bu gerçekleşirse, dünyaya bakış açısı çok farklı olacaktır diye düşünüyorum..."

HACER ÖNOĞLU ÜLGER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.