1940’ların Paris’ine yolculuk

Yönetmen Evin Atik, klasik tarzda sahneye koydukları La Boheme Operası’nın izleyiciyi 1940’lı yılların Fransa’sına götüreceğini söyledi. Eser, görsel, işitsel ve düşünsel bir ziyafet sunacak

İtalyan besteci Giacomo Puccini'nin La Boheme Operası bu akşam 14 yıl sonra İzmir'de ilk kez sergilenecek. Sanat sezonu boyunca İzmirliler bu muhteşem eseri izleyebilecekler. Ben genel provalara katılıp eseri önce izledim. Kostümler, müzikler, gerçekten de 1940'lı yıllara götürüyor sizi... O yılların siyasi, toplumsal havasına girerken hüzünlü bir aşk hikayesine de tanık oluyorsunuz. Yönetmen Evin Atik'e oyunun hazırlık aşamasını ve eserin ayrıntılarını sordum. Evin hanım ve eserde görev alan tüm ekip La Boheme'i sahneliyor olmaktan çok mutlu. İzleyiciye de görsel ve duyusal bir şölen yaşatmak için opera severleri bekliyorlar... Ben de içtenlikle tavsiye ediyorum.
La Bohem'i yönetmeyi siz mi seçtiniz? Siz seçtiyseniz neden?
Devlet Opera ve Balesi müdürlüklerimizde, sezonun eserleri ile yönetmenleri ya da koreografları, müdür ve sanat yönetmeni başkanlığındaki sanat kurulu tarafından belirlenip Genel Müdürlüğümüzün onayına sunuluyor. Dolayısıyla La Boheme Operası'nın bu sezon programa alınması da, eserin yönetmenliğinin bana verilmesi de bu yolla gerçekleşti. Ancak bu eser sahneye koymayı çok istediğim eserlerin en başındaydı. Puccini'nin muhteşem müziği, gerçek bir öyküye dayanan konusu, işleniş biçimi ve eserin dramaturjik özellikleri beni her zaman cezbetmiştir. Bu nedenle gerçekten her zamankinden çok daha heyecanlı ve çok daha mutluyum.
İKİ DEVRİM ARASINDA
Oyunun sizi en çok etkileyen yönleri neler?
"Verismo" akımının etkisinde yazılmış olan bu eser; etkili ve geniş kitlelerce tanınan ve çok sevilen muhteşem müzikleri, gerçek yaşamdan alınan gerçek karakterleri, Fransa'daki 1830 ve 1848 devrimleri arasındaki dönemde siyasal ve toplumsal yaşamın, özellikle de bohem yaşamın tüm izlerini taşıması ile beni her zaman çok etkilemiştir.
Klasik bir reji mi tercih ettiniz yoksa daha modern bir yorum mu göreceğiz?
Biliyorsunuz İzmir Devlet Opera ve Balesi, kurulduğu yıl olan 1982'den 2019'ya dek temsillerini çoğunlukla tarihi öneme sahip Elhamra Sahnesi'nde gerçekleştirdi. Çok sevmemize rağmen Elhamra Sahnesi'nin fiziki yapısı eserleri klasik nitelikte sahnelemeye imkan vermiyordu ve uzun yıllardır büyük opera eserleri sahneye koyulurken modern anlayış tercih edildi. Bu tercihte dünyadaki modern akım da etkili oldu tabii. Dolayısıyla tamamen klasik anlayışla sahneye koyulan eserleri özlemiştik. Bornova Kültür ve Sanat Merkezi'nin açılışıyla uzun yıllar sonra tamamen klasik bir reji anlayışıyla çalışma şansını bulduk ve "La Boheme" Operası'nda da klasik anlayışı uyguladık. Eseri çalışırken bizler çok büyük keyif aldık, seyircimizin de aynı tadı ve keyfi alacağını düşünüyorum.
KLASİK REJİYİ ÖZLEDİK
Rejide neyi ön plana çıkarmayı istediniz ve çıkardınız?
Öncelikle, gerçekçi bir eseri tiyatral bakış açısıyla sahneye koymak, bu gerçekliği yansıtabilmek açısından benim için önemliydi. Bu nedenle rejiyi gerçekçi bir anlayış üzerine kurdum. Böylece birlikte Fransa'da Paris'te, 1830 ve 1848 yıllarında gerçekleşen iki devrim arasındaki süreçte burjuvalar, siyasiler ve halkın diğer kesimleri arasındaki dinamikleri, anlayış ve yaşam biçimi farklılıklarını, sosyal konumlarını yansıtmaya çalıştık. En azından o dönemin, o anlayışın ve ortamın ve bohem yaşamın çeşnisini tattırmaya çalıştık.
ZENGİN BİR KADRO

Oyunun seyirci için önemi ne?
"La Boheme"; konusu bizimkinden farklı bir ülkede geçse bile, bir insana toplumu, insanı, insanın toplum içindeki yerini, durumlarını, ilişkilerini, insanı insan yapan unsurları, duyguları, tarihsel akıştaki değişimi yansıtan tam anlamıyla tiyatral bir eser. Yazıldığı dönemde pek çok dile çevrilerek dünyanın pek çok ülkesinde zevkle okunan bir romanın insanı derinden etkileyen konusunun yanı sıra muhteşem bir müziği var. Üstelik çok etkili ve görkemli dekor, kostüm ve ışığa sahip görsellik içinde zengin bir kadroya ve çok güzel sesli solistlere de sahip bir oyun hazırladık seyircilerimiz için. O halde hem görsel hem işitsel hem de düşünsel bir ziyafet onları bekliyor ve biz de onları tabii...
124. YILDÖNÜMÜNDE
La Bohem'in İzmir'de kaçıncı sahnelenişi? Daha öncekilerden farkı ne olacak?
4. kez sahneye konuluyor. Bu kez son prodüksiyonundan 14 yıl sonra ve eserin dünya prömiyerinin tam olarak günü gününe 124. Yıldönümü'nde 1 Şubat 2020 Cumartesi akşamı sahnelenecek. Eserin "Dünya prömiyeri" 1 Şubat 1896 Cumartesi günü gerçekleştirilmişti. Bu kez büyük bir sahnede, çok etkileyici dekor, kostüm ve ışık tasarımlarıyla klasik reji anlayışıyla bambaşka ve tiyatral bir "La Boheme" izleyecek seyircilerimiz.


HAZIRLIK AŞAMASI ÇOK UZUN
Oyunu hazırlama süreciniz nasıl geçti?
Çalıştığım her eser için hazırlanma süreci oldukça uzun doğrusu... Öncelikle müziği çok iyi tanısam da defalarca ses kaydını dinliyorum. Asla başlangıçta görüntülü kayıtları izlemiyorum, etki altında kalmamak için. Sonra eğer eser yabancı dilde ise çevirisini yapıyorum. Çünkü doğru çeviri, doğru yorum için ön koşul. Esere ilişkin ulaşabildiğim her türlü materyali okuyor ve notlar alıyorum. Varsa asıl kaynağı ile librettoyu karşılaştırıyor farklarını saptıyorum. Eserdeki karakterleri analiz ediyor ve eserdeki olayın geçtiği ülke ve dönemi, toplumsal, ekonomik, sosyolojik yapılarını araştırarak yoruma temel olacak ögeleri belirliyorum. Eserin perde ve sahne sayı ve sürelerini, zaman akışlarını saptayarak librettonun hemen her kelimesini inceliyor ve neden librettoda yer aldığını inceliyorum. Müzikal materyal ile sözel materyalin birbirini beslediği ya da birbirine karşıt çalıştığı yerleri ve nedenlerini bunların ne anlama geldiğini saptıyorum. Bütün bu çalışma ve analizler sonucunda da bir senteze ulaşarak eserin rejisinin hangi anlayışla sahneye koymam gerektiğine karar veriyorum
3'ER TANE ANA KARAKTER
Her esere aynı şekilde mi hazırlanıyorsunuz?
Ve sonra eserin dekor, kostüm ve ışık tasarımcıları ve koreografı ile görüşmeler yaparak ilgili tüm konularda karara vararak aşamalı olarak önce solistlerle, sonra koro, varsa dansçı ve çocuk korosu ile sahne provaları yaparak bu provaları orkestralı provalara bağlıyorum. Çalışma aşaması eserin genel provalarıyla sona eriyor. Tüm bu masa başı çalışmaları ile sahne provaları yaklaşık 3-4 ay sürüyor. "La Boheme" operası için de aynen bu şekilde oldu. Bu eserin benim için farkı eserin ana karakterlerin 3 ya da 4 kastının olmasıydı. Bu zorlayıcı olsa da benim için çok keyifli oluyor

TOPLUMSAL KONULU ESERLERİ SEVİYORUM
Şimdiye kadar hangi oyunları yönettiniz?
Bu güne dek Türk ya da yabancı besteci ve yazarlarca yazılan opera, operet, müzikal, tiyatro eseri ve çocuk oyunları olmak üzere kurum içi ve kurum dışı 30'a yakın oyun yönettim. Bunların arasında ilk Türk operası Ahmet Adnan Saygun'un "ÖZSOY"u ile Türkiye prömiyerini gerçekleştirdiğim Domenico Cimarosa'nın "Il Matrimonio Segreto" (Gizli Evlilik) de var. En çok arka planı güçlü, etkili bir konu ve argümanlara dayanan sağlam dramaturjik kurguya sahip olan eserleri seviyorum. Toplumsal konuları, ve bireyin toplum içindeki olumlu ya da olumsuz yeri ve etkilerini işleyen eserleri seviyorum ben.
ÇOCUKLARLA ÇALIŞMAK BENİ GENÇLEŞTİRİYOR
Oyunda çok sayıda çocuk da rol alıyor. Onlarla çalışmak nasıl? Anlayış, kavrama, öğrenme ve uygulama istek ve çabaları çocuklara olan hayranlığımı yıllar geçtikçe daha da yoğunlaştırıyor. Onlarla çalışmak her seferinde beni geliştirdi diyebilirim. Yani, çocuklarla çalışmak benim açımdan hem çok kolay, hem çok eğlendirici, hem çok eğitici, hem çok keyifli, hem de gençleştirici...
40 YILLIK BİR YOL
Operada yönetmen olana kadar hangi yollardan geçtiniz? 9 Eylül Üniversitesi Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji mezunuyum. TRT İzmir Radyosu'nda açıklamalı Türk Halk Müziği programları yaptım. İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin sınav açması yaşamımı değiştirdi. Suflörlük, kodüvitlik, rejisör yardımcılığı, rejisörlük gibi bir çok görev aldım. Yaklaşık 5 yıldır da Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün Başrejisörüyüm.
PARA DEĞİL TECRÜBE VE İNSAN BİRİKTİRDİM
Hayalinizi mi yaşıyorsunuz yoksa suyun getirdiği yönde misiniz?
Yoo, suyun getirdiği yönde değilim, galiba hiç olmadım. Çünkü bu gün sahip olduğum her şeye sadece çalışarak ve gerçekten çaba göstererek ulaştım. Şimdi edindiğim bilgi ve deneyim benim için çok değerli. Param yok ama kitabım ve çalgım çok.. Ha, bir de insanım çok ve bunun için de çok mutluyum.

BURCU ILGIN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.